GENÇ GELİŞİM dergisinin PDR uzmanı Ahmet Yıldız, anne-babaların üniversiteye hazırlanan çocuklarına nasıl “lojistik destek” verebileceklerini anlattı.
< Her anne-baba çocuğunun hem okul hayatında hem de hayat okulunda başarılı olmasını ister. Onun daha mutlu, daha zengin, daha şöhretli bir insan olmasını ister. Onun hakkında herkesin övgü dolu sözler söylemesini ister.
< Bir genç için kariyerin başlangıç noktası olarak ÖSS görülür.
< ÖSS’yi kazanan bir öğrenci kariyerinin o zorlu yoluna artık giriş yapacaktır. Ancak ÖSS kapısından içeri girmek zannedildiği kadar kolay değildir.
< Bu yazıda öğrencilere değil, anne-babalara çocuklarının ÖSS’de başarılı olmalarını sağlayacak ÖSS taktiklerini bulacaksınız. Bu bilgiyi verme nedenimi iki başlık altında toplayabilirim:
1. ÖSS’yi kazanmak büyük bir çoğunlukla öğrenciye bağlı olabilir ancak tek taraf öğrenci değildir. Bu sınavın kazanılmasında aileye, hatta çevreye de önemli sorumluluklar düşmektedir.
2. Aileler çocuklarının başarılı olmasını istiyorlarsa, kariyerin ilk basamağı olan ÖSS’yi kazanabilmeleri için bazı fedakarlıklarda bulunmalıdır. Anne-babalar bunun içinde “Ana Babalar İçin ÖSS Taktiklerini” öğrenmelidir. Öğrenciye sadece harçlık vererek, maddi doyumunu sağlayarak başarılı olmasını sağlayamazsınız.
Anne-babaların bilmesi ve uygulaması gereken ÖSS taktikleri nelerdir?
1. Evde Uygun Bir Çalışma Ortamını Hazırlayın
Çocuğunuzun evde rahatça ders çalışabilmesi için ona bir oda veya sessiz bir yer ayarlayın. Rahatça ders çalışabilmesi için maddi imkanlarda yeterliyse ÖSS’ye özel masa, sandalye, masa lambası alın. Yenilik onu motive edecektir. Çalışma odası çok sıcak ve çok soğuk olmasın. İyi havalandırılmış ve sessiz olsun. Ders çalıştığı masada ona içecek veya yiyecek vermeyin. Bu işleri yemek masasında yapmasını sağlayın. Ders çalışmasını baltalayan kardeş terörüne engel olmaya çalışın. Onun düzenli ve sağlıklı beslenmesine özen gösterin.
2. Okul Veya Dershane İsteklerini Yerine Getirmeye Çalışın:
Okulun veya dershanenin istekleri size zor geliyorsa, çocuğunuzu bu yönde aracı olarak kullanmayın. Bu durumlardan onun yanında kesinlikle yakınmayın. Moral ve motivasyonunu bozarsınız.
Okul veya dershaneyle iş birliği içerisine girerek kendi çocuğunuza ve dolayısıyla tüm çocuklara uygun bir ders ortamı sağlamaya çalışın. Çocuğunuzun giyim ve harçlığını arkadaşlarınınkinden daha aşağı bir seviyeye düşürmeyin. Ama çok fazla harçlık vererek, atari, internet, kahvehane gibi zaman öldürücü yerlere yönelmesinin yolunu da açmayın. Öğretmenleriyle sıkı bir diyalog içerisine girerek “Nasıl başarılı olabileceğinin?” cevabını aramaya çalışın.
3. Çocuğunuzun Kaygısını Artırmayın
ÖSS’ye girecek bir öğrenci iki tür kaygı yaşar. Bunlardan birisinin nedenleri doğaldır. Çünkü genç hayatının akışını etkileyecek, hayatının kırılma noktalarından biri olacak bir sınava hazırlanmaktadır. Ancak ikinci sebebi doğal değil, zihinseldir. “Anne, babama sınavı kazanamazsam ne diyeceğim?”, “Anne, babam çok masraf yaptı kazanamazsam onların yüzüne nasıl bakacağım?” gibi düşünceler ÖSS sınavına hazırlanan gencin kaygı seviyesinin tavan yapmasına neden olur.
Ailenin gençten sürekli bir beklenti içerisinde olması ve başkalarıyla kıyaslanması onun kaygı seviyeni artırmaktan başka hiçbir şeye neden olmaz. Çocuğun ders çalışması için aileler tarafından masumane olarak söylenen; “Bu kadar çalışmayla kazanamazsın, bu kafayla gidersen zor kazanırsın, dayının oğlu tıpı kazandı, sende bizi aman mahcup etme.” gibi sözler genci teşvik etme yerine, yüksek bir kaygı içerisine girmesine ve adeta “çocuğun bloke” olmasına neden olur. Bu nedenle çocuğunuzun kaygı seviyesini artırıcı sözlerden ve davranışlardan sakının.
4. Çocuğunuzun Sınırlarını Zorlamayın
Çoğu anne-baba kendi özlemlerini, çocuklarının yakalamasını isterler. Çocuğunuzun eğer ilgi, yetenek ve azmi varsa belirli bir noktaya gelebilir. Ancak tüm çabasına rağmen sizin beklentilerinize uygun bir yere puanı yetmiyorsa onu zorlamayın. Çünkü her insanın kapasitesi yani sınırları bellidir.
O kesinlikle geri zekalı, aptal değildir. Çocuğunuzun kapasitesinin üstüne çıkmasını istemeniz onda başarısızlıktan başka hiçbir şeye neden olmaz. Şunu asla unutmayın çocuğunuzun belki sayısal zekası düşük olabilir ama belki de sanatsal zekası yüksektir. Her çocuk bir bireydir ve bu bireylerin özellikleri farklıdır. O kesinlikle siz değildir. Onu o olarak kabul edin. Çocuğa yapılabilecek en büyük iyilik budur.
5. Sınavda Başarılı Olamazsa Yaşayacaklarını Cezaymış Gibi Göstermeyin
Çocuğunuza ÖSS sınavını kazanamadığı takdirde oluşabilecekmiş gibi olumsuz bir “zihinsel çevre” çizmeyin. “Sınavı kazanamazsan askere gidersin o zaman gününü görürüsün, sınavı kazanamazsan seninle hiçbir kız evlenmez, eğer burayı kazanmayıp şu bölümü kazanırsan senden hiçbir halt olmaz.” gibi cümleler onun askerliği, evliliği veya kazandığı başka bir fakültede okumayı sevmemesine neden olabilir. Hatta bu tür aile yaklaşımları çocuğun ailesini, hayatını ve yapacağı işi sevmesini engeller. En önemlisi de kendisine olan güvenini yitirmesine neden olur.
6. Sınavın Bir Araç Olduğunu Unutmayın
Çocuğunuzun ÖSS sınavını kazanması uğruna, onunla aranızdaki sevginin ve saygının azalmasına neden olmayın. Sınavı kazanmak adına ailenin yaptığı davranışlar, sarf ettiği sözler çocuğun evden, aileden soğumasına ve hatta uzaklaşmasına neden olabilir. Şunu asla unutmayın sınav başarıya giden bir yoldur. Ancak tek yol değildir. Bir sınav uğruna çocuğunuzu kaybetmeyi ister misiniz?
7. Kimse Kimseye Hayat Okulunu Öğretemez
Anne-babalar çocuklarının hatalara düşmesini istemezler. Bu nedenle de onlara bazen de baskıyla da olsa düşebilecekleri hatalar konusunda sık sık ve ses tonu ayarsız bir şekilde nasihatler verirler. Aileler şunu asla unutmamalıdır; çocuklar nasihatlere kapalıdır. Nasihat vereceğinize siz ona bir model olun.
Çocuğunuzun sigara içmesini istemiyorsanız ama siz onun yanında sık sık sigara içiyorsanız bu ona hiç de inandırıcı gelmez. Ona doğru ses tonu ve yaklaşım tarzıyla yol gösterin, mutlaka bu yoldan gideceksin diye zorlamayın. Siz ona ÖSS’yi mutlaka kazandıracak yolu veremezsiniz.
Hatalar gencin dünyayı ve bu dünyada kendi sınırlarının gücünü tanımasında oldukça önemlidir. Ancak aile zamanı geldiğinde izleme ve koruma görevinden de asla vazgeçmemelidir. Eğer siz üniversiteyi okumuşsanız ama çocuğunuz okumak istemiyorsa onu fazla zorlamayın. Onu olgun ve kararlarını verebilecek bir insan olarak görün.
8. Ailede Mutlu ve Sevgi Dolu Bir Ortam Oluşturun
Çocuklarınızın yanında asla kavga etmeyin. Aile içi huzursuzluk çocuğun ders çalışma azmini ve başarı motivasyonunu düşürür. Ailedeki anlaşmazlıklar, kavgalar ve sevgisiz ortam çorak bir toprakta yetişen ağaca benzer. Bu ağacın meyvesi ya tatsızdır, ya yenemez haldedir, ya da tam anlamıyla gelişimini tamamlamamıştır. Çocuklarınız da sizin meyvelerinizdir.
Aile ortamı ise çocuğun yetiştiği topraktır. Bu toprağın suya değil sevgiye ihtiyacı vardır.
Sözlerime şu cümleyle son vermek istiyorum: “Kendi varlıklarından memnun olan gençler, iyi sonuçlara ulaşırlar ve başarılı olurlar.” ÖSS başarısı için de bu geçerlidir. Çocuklarınız kendi varlıklarından memnun mu? Eğer buna evet cevabını verebiliyorsanız ÖSS taktiği adına önemli bir adım atmış sayılırsınız…
bu yazılarda ilginizi çekebilir: