Trafik; araçlar, insanlar ve çevre gibi birbirini bütünleyen koşulların bir araya gelmesinden oluşan ve bu koşulların herhangi birinde meydana gelebilecek değişikliklerden de etkilenen bir kavramdır. Büyükşehirlerde yaşayanların en büyük sorunlarından biri olan trafik stresi, ruhsal sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. Birçok hastalığa neden olan ve zaman zaman trafikte doruğa çıkan stres günlük hayatımızda ve bilimsel alanda çok yaygın olarak kullanılan bir kavramdır. İnsanların trafik dahilinde yaşadıkları stres sadece araç kullanırken değil araçlarını rahatlıkla bırakabilecekleri bir park alanı arayışı içerisindeyken de fazlasıyla oluşur ve bazen kişiler araçlarını park ettikten sonra bile bu stresi yaşamaya devam eder.
Stres kavramı, insanda zorlanmaya neden olan, uyum ve dengeyi bozan, fiziksel, çevresel, ruhsal, toplumsal ve psiko-sosyal etkenleri, organizmada bu etkenlere karşı gelişen olumsuz değişiklikler ve tepkileri anlatmak için kullanılır. Strese neden olabilecek zorlayıcı etkenlerden biri de hayatımızın içinde bir çevresel koşul olarak yer alan, trafik sorunudur. Bir taraftan sayısı ve hızı artan araçlar yaşantımızın vazgeçilmez bir parçası olurken diğer taraftan özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için sabah ve akşam saatlerinde yoğunlaşan trafik ve buna ek olarak yaşanan park sorunları, insanların stresle yüklü olarak işlerine ve evlerine gitmelerine neden olmaktadır.
İnsanların trafikte yaşadıkları stresin birden çok sebebi vardır. Ani ve sinyalsiz şerit değiştirmeler, birinin sizi yolunuzda giderken bir şekilde engellemesi, bir anda tıkanan yollar, acil bir işiniz varken dakikalarca aracınızı park edecek bir yer bulamamak gibi sorunlar herkesin başına gelebildiği gibi sizin de yaşayabileceğiniz durumlardandır. Böyle bir durumda içinizden ilk gelen korna çalmak, hızınızı artırmak veya kötü sözlerin havada uçuşması, aşırı sinir ve hatta öfke olabilmektedir.
Özellikle sürücülerin gitmeleri gereken yere geç kalmaları, trafikte yaşadıkları stresi artırmaktadır. Yolda meydana gelen beklenmedik tıkanıklıklar engellenmişlik hislerini yoğunlaştırırken, üstüne geçici olarak kullanıma açılan veya kapatılan yollar, hatalı şerit değiştirmeler ve yanlış dönüşler de eklenince bazı sürücüler aşırı derecede agresifleşebilir. Yorgun ve sinirliyken, yakın mesafeden takip edilmek bile sürücülerde öfkelenmeye neden olabilir. Bazı sürücüler bu tür durumlara karşı daha az toleranslı olduklarından araçlarını daha agresif kullanmakta ve daha kolay hata yapabilmektedirler. Bu tür durumlarda sürücü davranışlarının kişisel algılanmaması ve soğukkanlılığın koruması önemlidir.
Büyük şehirlerdeki insanların trafikle ilgili yaşadıkları en büyük problemlerden bir diğeri ise şüphesiz ki park sorunudur. Park yeri bulamama ya da işlevsel olmayan park yerlerinde yaşanan sıkıntılar kişilerin trafik içinde maruz kaldıkları stresi daha da çok arttırabilmektedir.
Gelişmiş ülkelerin oluşturdukları park sistemlerinin son derece düzenli ve insanların hayatlarını kolaylaştıran tarzda olduklarını görmekteyiz. Oysa bizim ülkemizde insanlar tarafından sürekli bir park sorunu şikâyeti dile getirilmekte. Hâlbuki bu noktada bir takım bilgi eksikliklerimizin ve modern şehir hayatının gerekliliklerini yerine getirmeme hususundaki ısrarlarımızın bizleri sıkıntıya soktuğunu görmezden geliyoruz.
İstanbul gibi son derece kalabalık bir metropolde yaşayan insanların, oluşturulan ya da oluşturulmaya çalışılan bazı sistemleri öğrenmek ve kullanmak hususunda daha hassas davranmaları tüm şehri etkileyecek modern bir yaklaşım olacaktır.
Toplu taşıma araçlarını kullanmaya çalışmak, trafik sorunu olan bir şehirde tercih edilebilecek en modern davranışlardan biri olsa gerek. En azından yoğun olan bölgeleri toplu taşıma araçlarıyla geçmek bile bu güzel şehir yapılabilecek iyiliklerden birisidir. Üstelik bu yolu tercih etmeyi düşünenler için Park Et Devam Et Noktaları biçilmiş kaftan gibi. İnsanın evinin kapısından kendi aracıyla çıkması, sonra güvenli bir noktaya aracını park edip yoğun bir trafikle boğuşmak ve stres yaşamak yerine toplu taşım araçlarını kullanarak hem zaman kazanması hem de ruh sağlığını koruması bilinçli yaklaşımın ta kendisidir.
Ulaşımı hayatımızdan çıkarıp atamayacağımız için araç trafiğini ve trafikte yaşanan stresle nasıl başa çıkılacağını öğrenmemizde yarar var.
Trafikte yaşanılan stresin hem psikolojik hem de fiziksel sağlığımız üzerinde olumsuz etkileri olabildiği için, trafik ortamında stresle başa çıkma konusunda aşağıdaki önerilere uyulmasında fayda var;
- Sürücüler gitmeleri gereken yere geç kalma riski doğduğunda, gidiş yönlerinde kaza veya yol çalışması gibi nedenlerle yol tıkandığında veya dönmeleri gereken sapağı kaçırmaları gibi durumlarda araçlarını agresif şekilde kullanma eğilimine girebiliyor. Bu tip durumların olabileceği düşünülerek yola daha erken çıkmak, yola çıkmadan önce planlama yapmak (örneğin İstanbul’da hangi köprüde ve ana arterlerde yoğunluk olduğunu http://tkm.ibb.gov.tr/yolDurumu/YogunlukHaritasi.aspx gibi web sitelerinden yola çıkmadan değerlendirmek) faydalı olabilir.
- Trafikte yaşanan stresin en önemli kaynaklarından bir olan park sorunu için şehirdeki yaygın park hizmetleri hakkında yeterli bilgi sahibi olmak ve bu sistemleri bilinçli bir şekilde kullanmak sürücülerin hayatını kolaylaştıracaktır. İSPARK’ın projelerini bunları nasıl kullanabileceğinizi öğrenmek için http://www.ispark.com.tr/projeler.php?istek=1 web sitesinden bilgi almak mümkündür.
- Yorgun ya da sinirli olunan durumlarda araç kullanmak başkalarına olan toleransımızı azaltır. Böyle durumlarda daha çabuk basit hatalar yapmaya başlarız. Bu nedenle araç kullanmadan önce mümkünse biraz dinlenmek, mümkün değilse toleranslı bir ruh hali ile araç kullanmaya şartlanmak önemlidir.
- Trafikte sizi rahatsız eden kişilerle göz kontağı kurmaktan, kızgınlıkla yüksek sesle jest ve mimikler sarf etmekten veya el-kol hareketleri yapmaktan kaçınmak gerekebilir. Bu tip davranışları karşı tarafta görseniz bile, bunu görmezden gelerek siz karşıya bakın, yolunuza odaklanın ve bu kişilerden uzak mesafede seyredin. Aracınızın camını açarak yüksek sesle kızgınlık ifade etmeyin, karşı taraftan bu tip bir ifade gelse dahi siz yolunuza konsantre olmayı tercih edin.
- Siz hız limitine ve trafik kurallarına uyarken aracını kurallara uymadan kullanan ya da hata yapan sürücüler olabilir. Bu kişileri cezalandırmak sizin göreviniz değildir. Bu tür durumlarda sol şeridi boşaltmak ya da arkanızda sizi yakın mesafeden takip eden bir sürücü varsa yavaş hareket eden şeride geçmek, ardından bu sürücü sizin ya da başkalarının hayatlarını tehlikeye atacak kadar riskli davranışlar sergiliyorsa, (aracınızla güvenli şekilde yolun sağında durdurduktan sonra) trafik polisini (154) aramak ve durumu onların çözmesini sağlamak daha doğru olacaktır.
- Trafikte aracınızla seyrederken sıkıntılı bir durumla karşılaştığımızda ya da trafikte bekleme halindeyken yine sakinliğimizi korumak ve derin nefes almak bizi iyi bir duygu durumuna geçirecektir. Hafif bir müzik ya da telkin edici, sakinleştiren ya da güldüren bir radyo programı dinlemek de iyi gelebilir.
- Bir başka öneri hafta sonu için planladığınız aktiviteleri düşünerek rahatlamayı sağlamaktır. Hafta sonu boyunca yapmayı planladığınız aktiviteleri hayal ederek, örneğin bir Pazar sabahı kahvaltınızda bir yandan gazete okuyup bir yandan kahvenizi yudumlarken nasıl hissedeceğinizi, o gün içinde yakınlarınızla neler yaptığınızı düşünerek odaklandığınız konuyu değiştirebilir, kendinizi rahatlatabilirsiniz.
- Stres yaratan durumlarda ağız kuruluğu yaşanabileceğinden aracınızda su bulundurmak iyi bir fikir olabilir. Ek olarak stres anında dikkati dağıtmak ve olası açlık durumunu kısa süreli de olsa bastırmak için yenmesi kolay yiyecekleri (meyve-biskuvi vs.) aracınızda bulundurabilirsiniz.
- Trafikte sıkışıp kaldığınızda, etrafınızdaki araçları izleyerek daha sonra almayı düşüneceğiniz ya da hayalini kuruduğunuz arabaları gözünüze kestirebilirsiniz. Bu arabaların model ve rengini aklınızdan seçebilirsiniz. Örneğin hangi aksesuarları tercih ederdiniz? Bu arabayı kullanırken nasıl hissedeceğinizi düşünebilirsiniz.
- Trafikte stresiniz arttığı anlarda nefesinize odaklanabilirsiniz. Burnunuzdan derin bir nefes alıp ve ağzınızdan vererek bu alıştırmayı birkaç kez ve daikalar boyunca tekrarlayın. Daha fazla oksijen teneffüs etmek beyninizi daha dinç ve sizi daha dikkatli hale getirecektir.
- Arabada pasif egzersizler yapmayı deneyebilirsiniz. Baldırlarınızdaki kasları 1’den 10’a kadar sayarken sıkabilir ve ardından yavaşça gevşetebilirsiniz. Buna ek olarak dik ve düzgün bir şekilde oturarak karın kaslarınızı kasarak aynı egzersizi yapabilirsiniz.
- Trafikte sıkıştığınız anlarda yüksek sesle sevdiğiniz şarkıları söylemek eğlenceli ve rahatlatıcı olabilir. Diğer sürücülere nasıl göründüğünüzü dert etmeyin, şarkı söyleme fırsatı elimize çok sık geçmiyor.
- Trafikte sıkışıp kaldığınız zamanları kendi hayatınızla ilgili tatlı düşler kurarak geçirebilirsiniz. “Hayatınızda en çok neyi seversiniz, neleri değiştirmek istersiniz, bu değişiklikleri nasıl yapabilirsiniz” gibi konularda düşünmek zihninizi başka bir alana odaklama konusunda yardımcı olabilir.
kaynak: yorumpsikoterapi.com
bu yazılarda ilginizi çekebilir: