Travma, insanın fiziksel ve ruhsal dünyasını sarsıcı düzeyde etkileyen her türlü olay için kullanılabilecek bir tanımdır. Doğal afetler, terör, savaş, kronik ya da akut hastalıklar, ekonomik krizler gibi toplumsal travmaların yanı sıra, trafik kazası, tecavüz, taciz, istismar, ani hastalık ya da sakatlıklar, işkence, ayrılık, ölüm, işsizlik gibi kişisel travmalar mevcuttur. Kişi için bir olayın travma özelliği kazanması için o olayı kendisinin yaşaması şart değildir. Kendisi yaşamasa bile kişinin tanık olduğu sarsıcı bir olay da o kişi için travmatik olabilir.
Stres ise kişinin kaygısal dengesini bozan her türlü olay ya da durum olarak nitelendirilebilir ve herkeste travmanın etkisine ya da kişinin özelliklerine göre farklılık gösterebilir. Bir kayıp ya da bir ayrılık kimisi için travmatik bir özellik taşırken başka bir kişi bu durumdan fazla etkilenmeyebilir.
Travma sonrası stres bozukluğu ise tecavüz, trafik kazası, ağır bir hastalık, yangın, savaş gibi herkes için korkutucu olan ve kişinin fiziksel bütünlüğünü tehdit eden ya da ölüm tehlikesine sebep olan bir olaydan sonra gelişen bir takım belirtiler olarak tanımlanabilir. Bunun gibi olayları yaşayan ya da bu olaylara tanıklık eden kişiler aşırı derecede korktuklarını ya da çaresizlik ve dehşet duygularını hissettiklerini belirtirler.
Travma sonrası stres bozukluğunda travmatik olayların ortak özellikleri şunlardır;
1. acı veren olayın çok ağır oluşu
2. stresin, daha önceden kestirilemeyen, beklenmedik nitelikte oluşu
3. bireyin, olay karşısında denetim gücünün olmayışı yada çaresizlik durumu
4. çevre desteklerinin yetersizliği
Travma durumlarında verilen normal tepkiler dört aşamada inlenebilir.
-
Korkular ve kaygıların belirgin olduğu aşama
-
Karşılaşılan durumun korkutucu sonuçları ve kayıplarıyla başa çıkabilmek için zihinsel ve duygusal olarak üstün bir çaba gösterdiği aşama
-
Hayatta kaldığından dolayı minnettarlık ve mutluluk hissedilen aşama
-
Travmatik durumun gerçekleşmesine zemin hazırlayan ya da sebebiyet veren kişi kurum ve durumlara karşı hissedilen öfke ve engellenmişlik aşaması
Travma sonrasındaki stres tepkileri
Yaşanan olağanüstü bir olayın ardından gösterilen tepkilerin hemen “anormal” olarak adlandırılması ya da ciddi bir psikolojik problemin varolduğu düşüncesinin yayılması doğru değildir. Yaşanan olağanüstü durumla ilgili olarak kişinin verdiği stres tepkileri belirli bir süre için son derece normal olarak karşılanmalıdır. Öncelikli olarak kişinin yaşadığı bu durumun gerçekliğine ve kendisine yaşattığı acı, üzüntü ya da kayba alışması gerekmektedir ki bu alışma süreci kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Hiçbir müdahale olmadan bu sürecin 6 ila 16 ay arasında tamamen kaybolduğu birçok araştırmada gözlenmiştir.
Travma sonrası stres bozukluğunda çok sık olarak yaşanan bir durum, olayın ya da sıkıntı veren durumun kişinin elinde olmadan tekrar tekrar hatırlanması, bununla ilgili düşüncelerin ve algıların var olmasıdır.
Ayrıca yaşanan travmatik deneyimin sık sık, sıkıntı vererek bir şekilde rüyada görülmesi de rastlanan bir durumdur.
Bunlara yanı sıra yada bunlara ek olarak, yaşanmış travmaya eşlik etmiş olan düşünceler duygular yada konuşmalardan kaçınma eğilimi, travmayla ilgili hatıraları canlandıran etkinlikler, mekanlar yada insanlardan kaçınma ve uzak durma çabaları, travmanın önemli bir bölümünü hatırlayamama, insanlardan uzaklaşma ya da insanlara yabancılaşma hissi ve bir geleceği kalmadığı düşüncesini taşıma travma sonrası stres bozukluğu olan kişilerde sıklıkla gözlemlenen şikayetlerdir.
Tedavi
Travma yaşayan bir kişiye yönelik en doğru yaklaşım, destekleyici, olayı tartışmayı teşvik edici ve sıkıntı ile başa çıkma konusunda uzmanlarca yapılacak eğitici girişimlerdir
Hastada organik bir sorun yoksa en kısa sürede işine ya da görevine dönmesi için gerekli destekleyici bir tutum sergilenir. Her zaman için hastaları rahatlatacak ve gevşetecek, korku ve endişelerini azaltacak psikoterapötik bir yaklaşım kullanılır. Üstüne giderek alıştırma yöntemi ve duyarsızlaştırma, kullanılabilecek tekniklerdir. Bunlara ek olarak bilişsel davranışçı yaklaşımın travma sonrası stres bozukluğunda kullanılabilecek farklı teknikleri de mevcuttur.
Ayrıca, özellikle son yıllarda giderek yaygınlaşan EMDR (göz hareketleri duyarsızlaştırma metodu) da travma sonrası stres bozukluğunun tedavisinde sıklıkla kullanılmakta ve son derece başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri yaşan kişilerin mümkün olduğunca çabuk bir şeklide bir psikoloğa başvurmaları, yaşadıkları durumla ilgili sağlıklı bilgi almaları ve psikoterapi almaları gerekmektedir.
kaynak: yorumpsikoterapi.com