Biliyorsunuz bu ayın çok önemli bir özelliği var. 14 Şubatta birçoğumuz ‘Sevgililer Günü’nü kutlamak üzere son hız hazırlıklara başladı bile. Bu günü bize armağan eden Aziz Valentin olsa da aşkı sevenler bugüne sahip çıkmayı bir görev bildi…
Yazar : Patricia MURADİ
patricia_muradi@yahoo.com
Biliyorsunuz bu ayın çok önemli bir özelliği var. 14 Şubatta birçoğumuz ‘Sevgililer Günü’nü kutlamak üzere son hız hazırlıklara başladı bile. Bu günü bize armağan eden Aziz Valentin olsa da aşkı sevenler bugüne sahip çıkmayı bir görev bildi.
Bu özel gün için kimimiz vitrinleri süslüyor, kimimizse çarşılarda dolaşarak çılgın bir hediye arayışına giriyor. Hediyeler aşkın tatlandırıcıları olsa da birtakım kurallara dikkat edilmeden aşkı sırça köşkünde zarar vermeden muhafaza edebilmek pek mümkün değildir.
Hemen her aşkın farklı bir hikâyesi vardır. Bu duyguyu yaşayan iki kişinin kimi zaman hayatlarını alt üst eden, bazen de kendilerini cennette hissetmelerini sağlayan… Ama illaki vardır her aşkın kendisine özgü sıcacık bir öyküsü.
Öte yandan aşk her an ve her istediğinizde emrinize amade kapınızın önünde beklemez. Kimi zaman kalbiniz hiç kimse için çarpmadan uzun zaman dolaşır durursunuz. Hangi aşk ne kadar sürer, hangisi derinden yakar veya rüzgâr misali gelir geçer bilinmez. Ancak sahip olduğumuzda bizlere mutluluk verdiği, yaşadığımızı hissettirdiği de bir gerçektir.
Bize mutluluk veren böyle özel bir duygunun sürecini uzatabilmek içinse onu ürkütmemek gerekir. Aşkın yaşandığı ilk zamanlardan itibaren bazı hassas noktalara dikkat etmek onun sürecini dolayısıyla sizin de mutluluğunuzu uzatır.
Aşk iki kişilik bir oyun olduğundan her iki tarafın karşılıklı çaba göstermesi gerekecektir. Bu arada biz kendimizden ve kendi hareketlerimizden sorumlu olduğumuzu bildiğimizde içimiz rahatlayacak işimiz daha da kolaylaşacaktır.
Aşk herkesin kendi özelidir ve kendi kişisel tecrübelerimizle yaşanır. Yaşanan her aşk kendine has dinamikleri içerisinde saklı tutmakla beraber, insan ilişkilerine dayanan bir olgu olması nedeniyle göz önünde bulundurulması gereken ortak noktaları da vardır.
Bunları aslında hepimiz biliriz bilmesine de özellikle ilk filizlenme dönemlerinde aklımız başımızda pek rahat duramadığından dikkatli olup kimi kurallara uymayı unuturuz. Bu durum da aşkımızı kaçınılmaz olarak zedeler ve bizi de mutsuzluğa sürükler. Gelin isterseniz aşkı özenle saklamak için nelere dikkat etmemiz gerektiğine şöyle bir göz atalım.
14 Şubatta
14 kurala Dikkat!
Aşk bir paylaşımdır. Bazen duyguları, bazen de küçücük bir sandviçi. Ama aşk paylaşıldıkça çoğalır, güzelleşir, güzelleştikçe de keyif verir.
Bencil davranmamaya çalışalım. Her ne kadar duygularımız bu konuda bize baskı yapsa da karşımızda bulunan kişinin bir insan olduğunu, kendine has duyguları ve istekleri olduğunu, kimi zaman yalnız başına kalmak isteyebileceğini unutmayalım.
Nedense aşkın çiftler arasında birbirlerine müdahale etmek hakkı verdiği düşünülür. Oysa müdahaleler kimi zaman karşımızdakini incitici boyutlara varabilir. Karşımızda bulunan insanı yaptığımız müdahaleler ile incitecek davranışlardan uzak durmak akıllıca olacaktır.
Aşkı bizimle paylaşan insanı, davranışları nedeni ile sorgulamamaya özen gösterelim. İki farklı insanın bir araya gelerek kişiliklerinin aynı potada erimesi belli bir zaman gerektirecektir.
Aşkımızı paylaştığımız insanla ortak yönlerimiz olmayabilir. Aşık insan her şeyi paylaşmak istediğinde bu arzusunu gerçekleştiremeyebilir. Bu da insanların yıpranmasına aşkın zarar görmesine neden olabilir. Kişiliklerimiz gibi davranış veya alışkanlıklarımızın da farklı olabileceğini hesaba katarak aşk sürecine hazırlıklı girmeliyiz. Aşkımıza zaman tanımayı, fevri yargılamalardan uzak durmayı öğrenmeliyiz.
Aşk çeşitli süreçleri olan sonlu duygulardandır. Bitişleri düşünerek paniğe girmektense yaşadığımız anın en güzel şekilde tadını çıkartalım.
Bundan önce hayatımızda var olan ve muhtemelen bundan sonra olacak arkadaşlarımızı da bu süreç içerisinde yok sayıp ihmal etmeyelim. Arkadaşlarımız bu aşktan önce de, şu anda da ve muhtemelen bu aşk bittikten sonrada yanımızda olacaklar. Diğer ilişkilerimizi ihmal etmeden yaşamaya devam etmemiz, hayatımızın akışının daha düzenli ve tanıdık olmasına yardımcı olur.
Elimizde bulunan teknoloji harikası cep telefonlarını elbette kullanalım. Konuşalım, mesaj atalım. Ama unutmayalım bu aletler 24 saat kesintisiz iletişim halinde olmamız için icat edilmedi. Arada bir özlemek ve kendimizi özletmek için kesintisiz bağlantı halinde olma isteğimize gem vurmaya çalışalım.
Aşık olduğumuz insanın var ise olan gizemlerine saygı göstermek için gayret edelim. Bunları öğrenmek için çabalamak karşımızdaki insanın bize olan güvenini zedeleyebilecektir. Öğrenmemiz gereken her ne ise, gereken en uygun zamanda bizim tarafımızdan öğrenilecektir. Hayata güvenimizi kaybetmeden yaşamak, iç huzurumuzu dengelememiz için bize yardımcı olacaktır. Huzurumuz bizimle olduğunda aşk daha keyifli yaşanacaktır.
Kendimize değer vermeyi, bakımlı olmayı hiçbir zaman ihmal etmeyelim. Üstümüze başımıza dikkat ettiğimiz gibi ruhumuzun da dağılmaması için çaba göstermeyi unutmayalım. Bunun en kolay yollarından birisi de olumlu olup, hayata olumlu bakabilmeyi denemektir. Unutmayalım bizi ne kadar severse sevsin hiçbir zaman kimsenin duygularını hapsetmek ve emek harcamadan ona sahip olmaya devam etmek garantimiz yoktur.
Seviyorsak, mutluysak, kendimizi gereksiz şeylerle yormak yerine bu mutluluğa teslim olmayı tercih edelim. Olumsuzlukları düşünmeyelim. Ne olacaksa bir kere olacaktır. Düşüncelere dalıp kendimizi zehirlememiz huzurumuza dolayısıyla da ilişkimize olumsuz yönde yansıyacaktır.
Sevdiğimiz insanın yakınlarına, arkadaşlarına saygılı olmaya özen gösterelim. Biz nasıl davranırsak karşımızdaki insanlar da davranışlarını ona göre ayarlayacaklardır. Kaldı ki iyi niyetimize karşılık göremesek bile bu şuursuzluk yegâne karşımızda bulunan insana ait olacaktır bize değil.
Güler yüzlü ve anlayışlı olmak için gayret edelim. Sadece biz değil etrafımızdaki insanların da olumlu olmaları için onları desteklemeye çalışalım. Unutmayalım mutluluk tıpkı bulaşıcı bir hastalık gibidir.
Seviyor ve seviliyorsanız hayata borçlanmış sayılırsınız. Borcunuzu etrafınızdaki insanları neşelendirerek ödemeye çalıştığınızda hayatı kendinize borçlandırmış sayılırsınız.
Herkesin sevgililer günü kutlu olsun.
Sevgiyle kalın.