Şizofreni Nedir ?
Şizofreni, insanın düşünce, duygu ve davranışlarında, kendisinin ve çevresindekilerin yaşantısını önemli ölçüde etkileyen birtakım değişikliklere sebep olan rahatsızlıktır. Bu değişiklikler geçici ya da kalıcı olabilir.
Şizofreninin sebebi nedir?
Sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte kalıtımın, biyokimyasal, ruhsal, toplumsal, çevresel etmenlerin şizofreninin ortaya çıkışında rolü olduğu bilinmektedir. Şizofreninin, biyolojik yatkınlığı olan bir insanda, bir dış etmenin gerilim oluşturan etkisiyle ortaya çıktığı söylenmektedir.
Daha çok ne zaman ortaya çıkıyor ?
Şizofreni genellikle 14-35 yaşları arasında ortaya çıkar. Toplumda ortalama yüz kişiden birinde görülür. 40 yaşından sonra ise nadiren rastlanmaktadır.
Doğuştan mı gelir? Kalıtımsal mıdır ?
Şizofrenide kalıtımın rolü vardır. Babada ya da annede şizofreni varsa çocukta olma ihtimali %10-12’dir. Yani onda bir ihtimaldir. Eğer uzak akrabalarda şizofreni varsa çocukta şizofreni görülme oran yirmide bir ihtimale kadar düşer. “Şizofrenisi olan birinin çocuğu da kesinlikle şizofreni olacak” demek bu nedenle yanlıştır.
Şiddete maruz kalan şizofreni olur mu ?
Hayır. Evde kötü muameleye uğramak tek başına şizofreni nedeni sayılmamaktadır.
Şizofrenisi olan bir insanın dış görünümünde ne gibi değişiklikler olur?
Giyim kuşama özen, kendisine bakım azalabilir. Ve alışıla gelmişin dışında giyim görülebilir. Bazılarında yüz ifadesi donuklaşır. Bazı kimselerin ise dış görünümünde rahatsızlık öncesi ve sonrasında herhangi bir farklılık olmayabilir. Bunların hiçbirinin olmadığı ya da çok farklı belirtilerin olduğu tablolar da mevcuttur.
Duygular da değişir mi ?
Mimikler ve jestlerde azalma, çevrede olup bitenlere karşı ilgisizlik görülebilir. Ancak bu durum o insanın duyguları olmadığı anlamına gelmez. Burada söz konusu olan duyguların dışavurumunda sorun olmasıdır. Yüz ifadesinde herhangi bir donukluk olmaksızın bazı kimselerin duygusal çökkünlük, bunaltı, endişe, kaygı ya da öfke içinde oldukları gözlenebilir.
Nasıl konuşurlar ?
Şizofreni aramızdan insanların, eşimizin, çocuğumuzun, akrabalarımızın yaşayabileceği bir rahatsızlıktır. Bu nedenle şizofrenisi olan insanları bizden tamamen farklı bir tür olarak görmememiz gerekir. Şizofreni için yüzde yüz tipik olan bir belirti yoktur. Konuşma da bunlardan biridir. Bazen konuşmada bir dağınıklık görülmez, konuşma anlaşılır bir çerçevededir ve rahatlıkla diyalog kurmaya imkân verir. Bazılarında ise dağınık ve muğlâktır, yer yer kopmalar içerir. Kendisine özgü anlamı olan sözcüklerle, gereksiz ayrıntılarla doludur, belirli bir mantık örgüsünü izlemez, sözcükler arasında anlam bütünlüğü kurulamayabilir.
Davranışlarda ne gibi değişiklikler olur ?
Yalnız yaşamaya, toplumsal yaşantıdan elini eteğini çekmeye doğru bir eğilim ortaya çıkabileceği gibi tam tersine yakınlarına bağımlılıkta artma görülebilir. Toplumsal normlar çerçevesinde dışardan bir bakışta amaçsız ve anlamsız gibi görünen davranışlar bulunabilir. Yerinden hiç hareket etmeme, devamlı bir noktaya bakarak hiç konuşmama ya da işbirliği kurma taleplerini sürekli olarak karşılıksız bırakma görülebilir. Özellikle rahatsızlığın alevlendiği dönemlerde banyo yapmak, traş olmak, makyaj yapmak gibi günlük alışkanlıklarda değişme gözlenebilir. Kimi zaman mal mülke, kendisine de can güvenliğine yönelik saldırganlığa normal kabul edilenlerden daha fazla oranda rastlanmaktadır.
Belirtilerin bir iki tanesi bir insana şizofreni demeye yeter mi ?
Hayır. Gazetede okuduğumuz, televizyonda gördüğümüz sağlıkla ilgili haberlerden hemen sonra aynı sorunları bizim de yaşadığımız kanısına kapılıp telaşlanırız. Şizofrenide belirtilerin nitelikleri ve süreleri toplumsal yaşantıda yol açtıkları değişiklikler çok önemlidir. Adlandırmayı şizofreni üzerinde uzun yıllar kuramsal ve pratik eğitimden geçerek sorumluluk almış insanların yapması gerekir.
Şizofreni nasıl tedavi edilir ?
İlk aşama, hekim danışmanlığında uzun süre düzenli olarak sürdürülmesi gereken ilaç tedavisidir.
Şizofrenide ilaç tedavisi tek çare midir ?
Hayır. Şizofreni rahatsızlığının tedavisinde ilaç tedavisi mutlaka gerekir. Ama yanı sıra diğer tedavi yöntemlerinin uygulanmasında yarar vardır.
Diğer tedavi yöntemleri nelerdir?
Şizofrenisi olan insanların ve ailelerinin ayrı ayrı bir araya gelebileceği grup tedavileri, çeşitli davranışçı tedavi yöntemleri, destekleyici yöndeki tedavi yaklaşımları, ailelere yönelik bilgilendirme toplantıları da en az ilaç tedavisi kadar önemlidir.
Şizofreni teşhisi konmuş bir insan evlenebilir mi, evlendirilirse iyileşir mi ?
Şizofrenisi olan bir insanın aktif rahatsızlık dönemi dışındayken evlenmesinin önünde herhangi bir engel yoktur. Evliliğin şizofreniyi iyileştireceği düşüncesi ise toplumda sık rastlanan yanlış bir düşüncedir.
Hocalara okutmak, kurşun döktürmek iyileştirir mi ?
Herkesin inançları doğrultusunda derdine çare araması doğaldır. Ancak şizofreni üzerinde hekimlerin yıllardır uğraş verdiği, tıbbi tedavi imkanları hızla çoğalan bir rahatsızlık olup çareyi hocalarda aramak sadece zaman kaybına yol açar.
Peki şizofreninin gidişatı nasıldır ?
Şizofreni rahatsızlığının belirtileri insandan insana değiştiği gibi aynı insanda zaman içinde de farklılık gösterir. Şizofreninin üçte ikisinde rahatsızlık kısa süreli alevlenmelerde düzelme dönemleri arasındaki tekrarlar halinde görülmektedir. Günümüzde rahatsızlığın gidişatında olumlu bir değişiklik olduğu gözlenmektedir.
Şizofreni tamamen iyileşir mi ?
Şizofreni tanısıyla tedavi olan insanların beşte birinde zaman içinde belirtilerin tamamen ortadan kaybolduğu saptanmıştır. Ancak bu düzelme rahatsızlık öncesi işlevsellik düzeyine yani en başa dönmeyi çoğu zaman sağlamamaktadır.
Ailenin tavrı nasıl olmalıdır ?
Açık ve net bir ilişki kurmak gereklidir. Genelde Şizofrenisi olan insanlarla en iyi geçinenlerin onlara en doğal davrananlar olduğu bilinmektedir. Aynı anda birden fazla istekte bulunmadan düşüncelerini değiştirmek için onları sürekli ikna etmeye çalışmadan, ailece topluca yapılan yemek yeme, misafir ağırlama, televizyon izleme gibi faaliyetlere sürekli olarak katılmaya zorlanmadan, yalnız kalma ya da odalarına çekilme isteklerine duygusal mesafelerine saygı duyarak davranmak gerekir.
Ailenin davranışları tedaviyi etkiler mi ?
Evet. Kesinlikle. Aile ortamında her yaptıklarına karışılan, sürekli öfke dolu davranışlara, eleştirilere maruz bırakılan insanların ilaçların düzenli olarak kullansalar bile sık sık rahatsızlandıklar görülmektedir. Bu nedenle tedavide ailenin bilgilendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Kaynak:mubeprdt.org