Bir İhtimal Daha Var!

0
903

Ezel dizisinde Ramiz dayının en sevdiği ve ağzından düşürmediği şarkı repliğiydi: “Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin”. Ezel dizisi bitti, geride Ramiz Dayı’nın repliklerini bırakarak gitti. Ezel bile unutuldu ama Ramiz Dayı’nın gençliği, kendisi ve replikleri hiç unutulmadı.

Evet hayatta bir ihtimal daha var, ölmek ise en son ihtimal ve ölüm bizim elimizde olan bir şey değil. Kendi kontrolümüzde olan şeyler için bir ihtimal daha var.

Çevremdeki arkadaşlar Amerika kültürü ile Türkiye kültürü arasında çok karşılaştırma yaptığımı iyi bilirler. Amerikan kültüründe benim en çok dikkatimi çeken unsurlardan birisi Amerikalı’ların “bir ihtimal daha var” söylemini içselleştirmeleri olmuştur.

Erkek arkadaşından veya kız arkadaşından ayrıldığında başka birini bulabileceğine olan inancı, bir projede başarısız olduğunda başka yeni bir projeye başlayabilme inancı, bir işten atıldığında veya çıktığında başka bir işte çalışabileceğine olan inancı benim hep dikkatimi çekmiştir.

Kendi kültürümle karşılaştırdığımda bizim biraz daha obsessif olduğumuzu söyleyebilirim. Bu kızdan daha güzeli yok, onsuz yaşayamam diyen gençlerden tutun, bu fikir çok ses getirecek başka fikir neden arıyorsun diyen girişimciler gibi çok farklı saplantılı insanlarla hem karşılaştım hem de bizzat kendim de yaşadım.

Evet ne yazık ki bizim seçeneklerimiz az olduğu için ya da biz kendimize bunu kabul ettirdiğimiz için elimizden kaçan bir fırsatın arkasından ağıtlar yakacak durumlara düşebiliyoruz. Mesela pek çok Türk girişimcilerin “fikrim çalınır”saplantısını ben Amerikalı dostlarımda çok görmedim. “Fikrim çalınır, kimseye söyleyemem” mantığındaki bir girişimci kolay yolu seçmiş ve “execution”kısmındaki bedel ödemeyi göze tam alamamış demektir. Bir projede başarılı olabilme ihtimalini yanlış konumlandırmış ve kolayına geleni seçmiştir.

İngilizce “Transition” dedikleri “Geçiş” devresinde oldukça başarısız olduğumuzu düşünüyorum. Bir işte, projede, ilişkide farklı seçenekleri görememek insanı ümitsizliğe sevkeder ve pesimist bir insan yapar. Böyle bir insan önceki deneyimlerinin de etikisinde kalarak tecrübesini kullanmak yerine olumsuz düşünmeyi tercih eder ve aslında başarısızlık yolunu kendisi seçmiş olur.

Olumlu düşünmenin gücü işte buradan gelmektedir. Olumlu düşünen insan farklı seçenekleri de görür ve farklı deneyimler yaşamaya devam eder. Tecrübesi zamanla birikir, geçmişten ders alır, tekrar ve tekrar deneyerek bir gün hayaline ulaşır.

Amerikalı dostlarımın da aşırı rahat olduğunu, dünyanın umurlarında olmadığını, kendi kabuklarında yaşadıklarını söyleyerek eleştiri yapabilirim ancak kendi kabuklarındaki seçenek ihtimallerini de görebildiklerini de itiraf etmeliyim.

Amerika pazarı büyük bir pazar, 300 milyonun üzerinde insan yaşıyor ve imkanlar gerçekten de çok fazla. Amerikan vatandaşıysanız hem iş bulabilmeniz daha kolay hem de bir ilişkiniz bittiğinde başkasına başlayabilme ihtimali daha fazla.

 

Amerikalı bir gencin hayat hikayesini dinlediğinizde ya mutlaka bir Pizza’cı da çalışmıştır, ya bir spor kulübüne üyedir ya da bir sosyal sorumluluk projesinde yer almaktadır. Hayatın içine genç yaşta girdiği için erkek arkadaşını veya kız arkadaşını oradan bulmuş, yeni iş imkanları açılmış ve en önemlisi para kazanarak seçeneklerinin arttığını bizzat görmüştür.

Biz derslerde kopya çekmeyi mübah ve normal görürken, Amerika’lıların sınıfta kopya çekmeyi kesinlikle çok çirkin gördüğünü benim gibi siz de tecrübe ederseniz şu farkı anlayacaksınız: Bizim için notlar herşey, başka seçenek bırakmıyorlar, biz de o biçim kopya çekiyoruz. Amerikalılar için ise sınav notları bir velinin bile çok önemsemediği bir durumdur çünkü notlar kötü bile olsa başka tercihler her zaman vardır, çünkü herşey not değildir onlar için. Yoksa inanın iki millet arasındaki dürüstlük veya etik anlayışından kaynaklanmıyor bu durum.

Kendi küçüklüğümdeki yaz tatillerimi düşünüyorum da ne kadar boş geçirmişim. Eğer ailem beni 3 aylık yaz tatillerinde değişik yerlerde çalışmaya yönlendirseydi hem aktif dinlenme olurdu hem de başka yeteneklerimi keşfetme şansına sahip olurdum. Çok daha fazla insanla tanışma fırsatı yakalardım. Neyseki yine de oldukça şanslı olduğumu söyleyebilirlim çünkü 18 yaşından beri ailemden uzaklarda kendi ayaklarımın üzerinde durma çabalarımın da meyvesini de oldukça fazla aldığımı söyleyebilirim.

Türkiye Amerika pazarı gibi büyük olmasa da çocuklarınızı veya kendinizi hayatın içine daldırıp “bir ihtimal daha var” felsefesini öğrenebilirsiniz veya öğretebilirsiniz. Seçeneklerinizin sizin aktiflik ve esneklik oranıyla doğru orantılı gittiğini görecek ve gelecekteki başarısızlık hallerindeki muhtemel hayal kırıklıklarını minimuma indirmiş olacaksınız.

Evet siz de resimdeki balık gibi seçeneklerinizi arttırmak istiyorsanız hemen harekete geçerek şöyle deyin: bir ihtimal daha var o da atlamak mı dersin…

*

http://2kere2beseder.com/2012/06/19/bir-ihtimal-daha-var/

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız