Sen izin verdiğin sürece her şey olabilir. Kendini kısıtlama. Yapılabilir, başarılabilir alanını hep yüksek tut.
İnsan verimli, özverili hareket ettiği sürece, aşkla, inançla bir işe yoğunlaştığı sürece, güzel çıktılar türetir. Bazı insanlar vardır lügatleri; “olmaz, olamaz, mümkün değil, yapamam, edemem, ben kimim ki” gibi olumsuz cümlelerle, bakış açıları ile doludur. Bunlar, hayatlarında çıtalarını hep düşük seviyede tutan, kendilerini küçük başarıların adamı gören insanlardır. Bunlar yeterince çaba sarf etmez, olumsuz yazgılarını değiştirmek için mücadele etmez, beynini en ücra köşelerine kadar özgün fikirler geliştirmek için kullanmaz. Bunlar hazırcı, düşük tatmine razı olan insanlardır.
Oysaki hayatta imtihan gereği birtakım olumsuzluklar varken, bir taraftan da hayat fırsatlarla, çözümlerle, başarılarla da doludur. Hayatının kaptanı olan, sürekli olumluya odaklanan, hayatının sorumluluğunu alan, kutudan taşan, kendisini daha iyiye layık gören, amaçları uğruna bazı şeylerden ödün veren, daha çarpıcı sonuçlara ulaşması için kendine izin veren insanlar, hayattan daha yüksek tatmin elde ederler.
Bu insanlar sürekli kendilerine daha iyisini çıkarma konusunda izin vermişler, hep daha iyiye kendilerini odaklamışlar, zihinsel setlerini yıkmışlar, düşünsel ve davranışsal engelleri bir bir geçip güzel sonuçları üretebilmişlerdir. Bu insanlar hedeflerine giden yolda yapılabilir, erişilebilir, başarılabilir olan inançlarını hep yüksek tutmuşlardır.
BELİRLEDİĞİN HEDEFE KİMSEYİ İKNA ETMEN GEREKMEZ
Yaptığın hiçbir şeye, belirlediğin düşe, hedefine başkalarını ikna etmen gerekmez. Çok yönlü analizini yap. Doğru hedefe uygun strateji belirledi isen, uygun kaynaklar, yöntemler ortaya koydu isen, merminin hedefe kilitlenmesi gibi hedefine kilitlen. Tam bir inanç, azim ve irade ile odaklanarak amacına konsantre ol. Bir Fatih’in, “Konstantiniye’yi alacağım” idealine yüksek coşkuyla bağlanması gibi işine, amacına sarıl.
Seni geri çekmeye çalışan, düşük kapasiteli, belki başarını hazmedemeyen, belki zihinsel düğümlerinden dolayı büyük amaçlara sarılmanın kendilerini korkuttuğu insanlar olacaktır. Ve bunlar seni yolundan çevirmeye çalışacaklar, motivasyon ve azmini öldürmeye çalışacaklardır. Bunları ve kimseyi yaptıklarına, düşlerine, hedeflerinin gerçekleşebilir olduğuna ikna etmek zorunda değilsin.
Yaptığına, amacına, düşüne inanıyorsan, güveniyorsan, doğruluğunu fark ediyorsan, sımsıkı sarıl onlara. Onlar seni güzel sonuçlara götürecektir.
OK VE YAY SİSTEMİ
Hayatın kaptanı olmak için, iyi bir başarı insanı olmak için ok ve yay sistemini anlamak, algılamak, içselleştirmek; zihin, beden ve davranış merkezlerine sindirmek gerekir.
Ok ve yayın kullanımının nerede, nasıl, ne zaman, hangi argümanlarla gerçekleştirileceğine dönük bir planlama olmalıdır. Ok vurulması, varılması gereken hedefi; yay, en uygun, bilimsel, en kullanışlı, en fonksiyonel, en verimli yöntemleri ifade eder.
Hedef gerçekçi ama bütün gayret ve konsantrasyonla ulaşılması zor olacak şekilde belirlenmelidir. Hedef güdüleyici, sevgi dolu olmalı, içinde yoğun arzu ve istek barındırmalıdır. Gerçekleştiğinde kişide büyük bir keyif ve tatmin duygusu oluşturmalıdır.
Yöntem en az maliyet ve zamanla, en efektif sonuç alacak şekilde organize edilmelidir. Yüksek irade ve kararlılık, yayın geri çekilmesini ifade eder. Hedefe tam konsantrasyon sonucu başarı göz, okun yönü ve hedef nesne arasındaki hattın pürüzsüzlüğüne bağlıdır. Bu hattın aynı doğru üstünde yer almasıdır.
İnanç ve yüksek teslimiyetle hedefe ruhsal olarak bağlanmak gerekir. Bunun sonucunda ok, hedefe kilitlenmiş olarak atılır.
Sonuç iyi bir planlama, odaklanma, sevgi dolu yoğunlaşma, pürdikkat, azim ve yüksek irade gücüyle hedefin on ikiden vurulmasıdır. Sevginin, inancın, çalışmanın, odaklanmanın ve iyimser olmanın getirdiği başarıdır.
Cevdet Mirmahmutoğulları
Hayatın Kaptanı Ol kitabından