Duygular, bizi biz yapan asıl gücümüzdür. Şiddetli duygular ruhu uyarır ve uyanık tutar. Bunlar, boşuna verilmemiştir. Aşırı duyarlılık iyi olmadığı gibi aşırı duyarsızlık da iyi değildir. Duyguları gelişmemiş kimselerin aktiviteleri zayıftır. Duyguların bastırılması değil, eğitilmesi ve iyi kanallara yönlendirilmesi lazımdır. Hiçbir şeye tepki göstermeyen kimselerin, insanlığı zayıftır. Aklın gücü, duyguların gücüne bağlıdır. Sevmek veya nefret etmek, insanı harekete sevk eder. Duygular ve duygulanımlar olmadan akıl bizi ilerletemez. Duyguların eğitimi ve gelişimi olmadan, fikir ve davranışların gelişimi mümkün değildir.
Ancak aynı duyguları yaşayanlar birbirini anlar. Düşünceler değil, duygular insanları birbirine yaklaştırır. Bir yoksulu ancak bir yoksul anlar. Zengin, yoksulun hâlini asla bilemez. Saraylarda yaşayanlarla kulübede yaşayanlar nasıl bir olur! “Pişkinin hâlinden bir şey anlamaz ki ham.” diyor Mevlâna. Nasreddin Hoca bir gün damdan düşmüş ve oflayıp puflamaya başlayınca onu kınamışlar. “Çabuk” demiş, “bana damdan düşen bir adam bulun, beni o anlar.” Fikir tek başına başkalarını anlamaya yeterli değil. Duyguları eğitilmemiş birinin sadece dinîgörevlerini ifa ederek yoksulları anlaması mümkün değildir.
Duygularımızı eğitmek, onları evcilleştirmek istemiyoruz. Onları vahşi hâllerinde bırakmak istiyoruz. Bu bizi acıtacak ve gururumuzu incitecek ama gülerek ve eğlenerek kimse değişemez. Bir ameliyat, acısız olmaz. Değişme daima acılı ve sancılıdır. İnsan acı çekmeden bir şey öğrenemez. Hayat acı çektirerek bizi geliştirir, bunun başka yolu yoktur. İnsanlar, asırlardan beri aynı şekilde yaşıyor. Musibet ve felaket yaşamadan ders alamıyoruz.
Öfke ve kızgınlık da bir duygu hâlidir. Bunun da yararlı olan ve olmayan hâlleri vardır. Aşırı kızgınlık iyi olmadığı gibi, hiç kızmamak da iyi değildir. Bir şeye kızdığımızda zekâmız uyanıktır. Daha rahat ve etkili konuşuruz. Luther,heyecanlanmak ve iyi vaaz vermek için, kızdığı adamları zihninde canlandırır,gözünün önüne getirirmiş. Kızmak, insanın uyuklayan potansiyelini harekete geçirir; normalde yapamayacağınız şeyleri yapabilirsiniz. Hiçbir şeye kızmayan adamların hayat enerjisi zayıftır. İnsanın düşmanlarının olması ve kızması lazımdır. Necip Fazıl, “Düşmanımsın hızımsın, gündüz geceye muhtaç sen de bana lazımsın.” diyor.
*
Cuma Özusan
Kaynak: Bilgece Yaşamak
www.gencgelisim.com