Eğer bir düşünce eleştirilemiyor ve yanlışı çıkarılamıyorsa o bir dogmadır. Onun bağlıları da onun müminleridir. Bir ideoloji ve inancın geniş kitlelerce benimsenmesinin sebebi, bilimsel doğruluktan ziyade şairane öğeler taşımasındandır. İnsanlar, onları umutlandıran, derin özlemlerine karşılık veren şeylere, anlamadan kapılırlar. Örneğin; özgürlük ve eşitlik fikri, kitleler için çok cazip ve sürükleyicidir. Dinler ve bazı ideolojiler, insana değişmez ve ebedîbir hakikat tablosu sunuyor. İnsanların buna ihtiyacı vardır.
Bir dinin inanç esasları da dogmadır. Fakat o dinin mensupları, dogma kelimesinin kötü şöhretinden dolayı bunu kabul etmiyor, “Bizim dinimizde dogma yok, her şey akla ve mantığa uygundur.” diyorlar. Dinde dogmaya “nas” deniyor. Dogmanın akla uygun olup olmadığı tartışılamaz. Tartışıldığında inanç veya iman yok olur. Din âlimleri, aklın anlamadığı şeylerin olabileceğini itiraf ediyor. Tamamen akla ve mantığa dayanan bir din, din olmaktan çıkar, bilim olur. Tecrübe ve akıl ile ispatlanamayan her şey dogmadır.
*
Cuma Özusan
Kaynak: Bilgece Yaşamak
www.gencgelisim.com