BÜYÜK ADAMLAR

0
632

 

Büyük adamların hayatlarını okumak ve onları yakından tanımak çok yararlıdır. Onların nasıl yaşadıklarını öğrenmek bizi eğitir ve bize başarının yollarını gösterir. Onlara hayran olmakla kalmamalı, başarılarının sırlarını araştırıp öğrenmeye çalışmalıyız. Bu başarıların, onlara Tanrı tarafından verilmiş bir şey olduğu şeklindeki bir düşüncenin, bize hiçbir yardımı olmaz. Böyle düşünmek kolaycılık ve ucuzculuk olur. Her şeyden önce, onların nasıl çalıştıklarını, ne gibi zorluklarla ve güçlüklerle mücadele ettiklerini görmeliyiz.

Büyük adamların hayatını anlatan iyi yazılmış biyografileri ülkemizde çok azdır. Çoğu kronolojik hayat öyküsünden ibaret övgülerdir. İnsanlar, hayran oldukları kimseler hakkında malumat topluyor ve bunu yazınca, biyografi olduğunu sanıyorlar. Biyografi yazmak bir bilim ve sanattır. Bir kişi ile ilgili olayları tarih sırasına göre yazmak biyografi değildir. Onu daha iyi anlamaya ve görünenin ötesine ulaşmaya çalışmalı. Hayatı ile eseri arasındaki ilişkileri aydınlatmalı. Bir zatı, zayıf taraflarına hiç dokunmadan anlatmak, yararlı olmaz.

 

Halk, büyük adamların davranışlarına, uyulması gerekli doğrular gibi bakar. Onların her şeyini kendine örnek alarak taklit eder. Özellikle yanlış ve kusurlu taraflarını örnek almada kendilerine bir gerekçe bulurlar. Mesela bir âlim sigara içiyorsa,“bak falan zat da içiyor” diyerek kendine bir mazeret ve bahane bulurlar. Toplum içinde, tanınmış adamların yanlışı yayılır ve yerleşir. Büyük adamların her hususta büyük olacağını sanmak yanlıştır. Her insan gibi onların da çok yanlış tarafları, zaafları ve kusurları vardır. Her hâlleri örnek değildir.

 

Büyük adamlar, büyük yalnızlardır, halkın içinde onları anlayan pek azdır. Etraflarında çok adamın birikmesi, yalnızlıklarını azaltmaz. Görünürde pek çok dostları vardır. Herkesle dost ve arkadaş olan, büyük olamaz. Kalabalığın içinde yalnız kalmak, anlaşılmamak, büyük adamların acı kaderidir.

Büyük adamların çoğunda kendini bir beğenmişlik görülür. Bunlar, etraflarındakilere çocuk gözü ile bakarlar. Eğer gerçekten değerli şeyler yapmışlarsa, bundan vazgeçmeleri de kolay değildir. Tolstoy mesela; hiçbir zaman kimsenin kendisinden büyük bir sanatçı ve romancı olabileceğine inanmıyordu. Keza Necip Fazıl da kendini, yaşamış en büyük şair biliyordu.

Büyük adamlar, hata ve kusurlarına rağmen büyük olmuşlardır. Pek çok büyük adam, aile ilişkilerine gereken önemi verememiştir. Örneğin, Jean Jack Rousseau, yoksulluktan, çocuklarını kimsesizler yurduna verdi. Mehmet Âkif, çocuklarını istediği gibi yetiştiremedi, sefalete ve yoksulluğa düştüler. Daha pek çok adam böyle yaşamıştır. Fakat bu onların, fonksiyonlarını icra etmelerine engel olamadı, çevrelerine yararlı oldular. Büyük adamlar, eğer bu geri yanlarını düzeltmeye çalışsalardı belki de dehaları yok olup gidecekti.

Büyük adamların çoğu üst ve orta sınıflardan çıkmıştır. Alt tabakadan çıkanlar vardır ama çok nadirdir. İnsanın bilimle, sanatla, siyasetle uğraşabilmesi için belli bir refah seviyesinde olması ve boş vaktinin bulunması lazımdır. Bir araştırma yapıldığında, hayatta büyük başarılar gösterenlerin büyük oranda tanınmış ailelerden çıktığı görülecektir. Hiçbir şey yoktan çıkmaz. Kendine güven ve cesaret gibi özellikler, çalışarak kazanılmaz.

 


*

Cuma Özusan

Kaynak: Bilgece Yaşamak

www.gencgelisim.com

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız