Hüseyin Ergül
ergulhus@yahoo.com
Soluk aldı. Kuantum Fizik Yolu’na daldı. “Uzun ince bir yol” misali, o yol üzerinde kendi yolculuğunun bitişini hissetti.
Ben biterim,
Sen bitersin,
O biter.
Yol bitmez, yol bitmez.
Biz biteriz,
Siz bitersiniz,
Onlar biter.
Yol bitmez, yol bitmez.
Uzun ince bir yolun akıl almaz uzunluğu ve akıl almaz inceliğine akıl edirmek için aklın erdiklerini derleyip toparlama zamanı gelmişti. Başlamak için, (en içten dışa doğru ya da en küçükten büyüğe doğru) alanı tercih etti. Kuantum Fizik Yolu üzerinde bir notasallıktan başladı.
Kromodinamikçiler, yani renk dinamikçileri GLUON’ların izlerini sürmeye devam etmektedir. Zaten GLUON’ların verdiği sinyaller, bizi izlemeye devam edin şeklindedir. Çünkü onlar, çok çok yüksek enerjiler karşısında varlıklarının sinyallerini verirken, “yok oluşarı” da başka enerji alemlerine geçtiklerinin işaretini verir.
Gluonlar için o yüksek enerji eşiği ki, o gluonları KUARKLAR’dan ayırır. Bu ise insanın, “zor üstü zor” gibi bir işin üstesinden gelmesidir. İnsanevladı aklı sayesinde bunu da başarmıştır. Düşünür ki, bu enerji seviyesi, yaratılma anındaki enerjiye yakındır. Düşünür ki, gerçeğe yakınlık YAKINDIR.
GLUON’ların ömürlerinin 10 üzeri eksi 23 saniye olması, onlarda bu kadarlık süre içinde, süre öncesi ve süre sonrası neler olup bittiğini akla getirir. Ayrıca, mademki akıl almaz yüksek enerjiler, bu da yüksek sıcaklıkları gerektirir. Bu gerekçeler de dikkat çeker.
10 üzeri eksi 23 saniyeden önce yani gluonların davranışları izlenmezken, onlar KUARKLAR’la birlikteydi. Fakat 20 milyar santigrad dereceye yakın bir sıcaklıkta, onlarla yollarını ayırma noktasına gelir. “Ben de varım” diyerek izini belli eder. Belli eder ve ne yazık ki bu süre çok kısadır. Sonra yeniden yok olur.
Bu gerçekler ışığında bir yol haritası çizdi.
Kuark Ailesinin Renk Alemi
Kuarklarla Gluonlar arasında öyle bir ilişki vardır ki, canla beden gibidir. Can yoksa beden yok, beden yoksa can yok. Kuarklar beden, gluonlar candır Kuantum Aleminde.
Gluonlar bedene can verince canlanır, kuark bedenleri canlanınca renklenir. Renktir canın canı. Sarıdır, kırmızıdır, mavidir canın canı. Can sever sarıyı, maviyi, kırmızıyı; eşit alır onlardan, bir güzel karıştırır. Görür ki, bembeyaz olmuştur karışım. Bu hep böyledir artık.
Üç rengin birleşmesi demek, üç ayrı kuarkın birleşmesi demektir. Kuark alemindeki bu olay, Dünya aleminde de böyledir. Kırmızı, sarı ve mavi renklerden eşit miktarlarda alınıp karıştırılırsa, karışım beyaz olur. Bunu tekrar eski renklerine ayıramazsınız. Complimenter bir kuarkı da önceki renklerine ayıramazsınız. Bu durum, üç ayrı rengin bir renge kapanmasıyla açıklanır. Kuarkların bu komplimenter özelliği, renklerin bir başlarına atom içinden dışarı çıkmasını yasaklamıştır. Yani üç renkten ancak bir kuark olur.
Renk dinamiğinin büyüsüne kapılan kuark, aleminin kuarklarını tanımadan başka alemlere renkli geçemez. Zaten kırmızı, yeşil ve mavi kuarklar altı çeşit olarak karşımıza çıkarlar. Kendilerini size tanıştırırlar.
Ben, BİLEN (UP) kuarkıyım. Beni kısaca (U) ile sembolleyebilirsiniz. Kırmızı, yeşil ve mavi renklerin bileşiminden oluşurum.
Ben, CAZİBE (CHARM) kuarkıyım. Kırmızı, yeşil ve mavi renklerden oluşurum. Bana kısaca (c) kuarkı diyebilirsiniz.
Ben, DİP (DOWN) kuarkıyım. Bana kısaca (d) kuarkı diyebilirsiniz. Sarı, kırmızı, mavi renklerden oluşurum.
Ben, GARİP (STRANGE) kuarkıyım. Kısaca (s) kuarkı diyebilirsiniz. Kırmızı, sarı, mavi renklerden yapıldım.
Ben, DİLBER (BOTTOM-BEAUTY) kuarkıyım. Bana kısaca (b) kuarkı denir. Kırmızı, sarı, mavi renklerden oluştum.
Ben, ZİRVE (TOP-TRUTH) kuarkıyım. Bana kısaca (t) kuarkı diyebilirsiniz. Kuark ailesinin öteki bireyleri gibi aynı renklerden oluştum. Yani aslımız renktir bizim.
İçinden bir “oh” çekti. İyi ki fazla kalabalık değiller! Yoksa tanışma merasimi saatlerce sürebilirdi. Onları yazmak için belki günler gerekirdi, diye düşündü.
Kuarkları bir düzene koyup yakından bakmak istedi. Hepsi aynı renkte ve 6 taneydi. O halde bunları bir altıgenin içinde ve çevresinde sembolize edebilirdi. Öyle de yaptı.
Şekil bitince şeklin üzerindeki, R, G, B, harflerinin anlamlarını açıklama gereği duydu.
R, Red yani kırmızı, G, Green yani yeşil, B, Blue yani mavinin İngilizcelerinin baş harfleriydi. d, c, s, b, t, u harfleriyse, kuark çeşitlerinin kısa isimlendirilmesiydi. Bunlar da İngilizce isimlerinin baş harfleriydi.
İnsanevladının binlerce yıldır arayıp bulmaya çalıştığı değişmez öz, tek bir şey, cevher ya da yaratıcıya ait bir nesnel değişmezlik veya yaratıcı ve kainatın sırları gibi kavramlar, şimdilik 10 üzeri eksi 10 santimetrelik bir alemde sıkışmış durumdadır. Çünkü daha küçük olanlara inildikçe, aranan bir yerine, birden çok şey ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, onların çeşidi, türü, cinsi, familyası, soyu sopu, yüklü olanı, yüksüz olanı, tarafsız olanı, kütlesi olanı, kütlesiz olanı, sipinlisi, sipinsizi derken karşınıza binlerceli bir parçacık toplumu çıkmaktadır.
Kuark ailesinin CAZİBE bireyinin cazibesi, belki cazibesini antiCAZİBE’sinden alır. DİLBER kuarkının dilberliği antiDİLBER’inden gelir. GARİP’in garipliği antiGARİP’ten DİP’in dipliği antiDİP’ten, ZİRVE kuarkının zirveye ulaşımı da antiZİRVE’sinden gelir. Böylece bir kuarktan 12 kuarka ulaşır aile bireyleri. Bir kuarkın 3 ana rengi dikkate alındığında Gluonlar alemiyle oluşan alemde, 3 kere 12’nin 36 etmesi nedeniyle birdenbire çoğalıverir sayılar.
Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir: