Kudaflar, zaman ve uzayda olduğu kadar zihnimizde de var oldukları için, düşüncelerimizin fiziksel evrende gerçekte nasıl açığa çıktıklarını yavaş yavaş görmeye başlarız. Kudafı yaratan, düşüncedir. Kudaf, bizim dünya hakkındaki bilgimiz olduğu için, pozitif düşünceler, dünyayı olumlu bir yer olarak yaratır. Ve elbette negatif düşünceler de ters yönde iş görür, olumsuz bir dünya yaratırlar…
Kudafların başka bir sihirli özellikleri daha vardır: Aynı anda iki veya daha fazla yerde birbirleriyle toplanıp kaybolmalarının yanı sıra birbirleriyle çarpışabilirler de!
Geçmiş yoktur. Gelecek yoktur. Biz ikisini de sürekli olarak ve öngörülemez biçimlerde yaratıyoruz. Bu kadar.
Zaman devresi saniyenin beş binde biridir. Bu süre, tek bir nöronun palsleri veya ateşlemeleri arasındaki devreye tekabül eder. Göreceğimiz gibi, bu esnada insan sinir sisteminde çok şey olup biter.
Elektron gibi atom altı bir nesne, aynı anda birden fazla yerde nasıl olabilir? Bunun yanıtı elbette ki zamanın saf dışı bırakılmasıyla olabilir. O zaman, ortada bir paradoks kalmaz.
Küçük bir elektron için doğru olan, maddi evrendeki her şey için doğrudur; çünkü her şey elektrona benzeyen şeylerden oluşur.
Ego, sonsuz yolculukta sadece bir zamandır.
Egomuz olduğu için zamanı algılıyoruz.
Benimsediğimiz hiçbir şey bizim değil.
Gördüğümüz kişisel deneyimdir. Gerçek denen kavram, biz deneyimlediğimiz için vardır. Onu, görerek, koklayarak, duyarak ya da hissederek yaratan biziz. Biz yoksak, gerçek de yoktur.
Gerçeği söylemek gerekirse özgürlüğün bedeli ağırdır. Şu ezelî güvenlik ihtiyacı ütopik rüyalarımızı işgal eder. Hepimiz, bizi kontrol eden bir şeyler olduğunu bilmek istemiyor muyuz? Hepimiz, biz ölümlülerden daha büyük, belki gizli, belki de her şeyden sorumlu bir şey aramıyor muyuz?
“Doğum ya da ölüm diye bir şey yoktur. Her iki olgu da birer bedenden ibaret olduğumuz yanılsamasıyla muhatap olmamızı sağlayan göstermelik sınırlandırmalardır. Bedenlerimizi ancak doğum ya da ölümle sınırlandırabiliriz, fakat ‘benlik’ asla doğmaz ve asla ölmez.”
Şule Çolakel
Kuantum Psikolojisi kitabından