Fiziğin ve matematiğin en önemli otoritelerinden biri olarak kabul edilen, yaşayan en önemli bilim adamı Stephen Hawking, 8 Ocak 1942'de İngiltere Oxford'da doğdu.
Babası tıpla ilgilenmesini istemesine karşın, o matematiği seviyordu. Fakat okulu Oxford Üniversitesi College'in matematik bölümü mevcut deği ldi. Bu yüzden onun yerine fizik okumaya başladı. Üç yıl sonra doğa bilimlerinde birinci sınıf onur madalyasıyla ödüllendirildi.
Hawking daha sonra Kozmoloji (Evrenbilim) üzerine çalışmak üzere Cambridge'e gitti. O zamanlar Oxford'da evren bilimi üzerine çalışma yoktu. Doktorasını aldıktan sonra ilk önce araştırma asistanı …
Ömer F. Reca
bilgi@gencgelisim.com
Fiziğin ve matematiğin en önemli otoritelerinden biri olarak kabul edilen, yaşayan en önemli bilim adamı Stephen Hawking, 8 Ocak 1942'de İngiltere Oxford'da doğdu.
Babası tıpla ilgilenmesini istemesine karşın, o matematiği seviyordu. Fakat okulu Oxford Üniversitesi College'in matematik bölümü mevcut deği ldi. Bu yüzden onun yerine fizik okumaya başladı. Üç yıl sonra doğa bilimlerinde birinci sınıf onur madalyasıyla ödüllendirildi.
Hawking daha sonra Kozmoloji (Evrenbilim) üzerine çalışmak üzere Cambridge'e gitti. O zamanlar Oxford'da evren bilimi üzerine çalışma yoktu. Doktorasını aldıktan sonra ilk önce araştırma asistanı, daha sonra Gonville and Caius College'de profesör asistanı oldu. 1973'de Astronomi Enstitüsü'nden ayrıldıktan sonra Uygulamalı matematik ve Kuramsal fizik bölümüne geçti. 1979'dan sonra matematik bölümünde Lucasian profesörü oldu. Bu profesörlük 1663 yılında üniversite parlamento üyesi olan Henry Lucas tarafından kurulmuştu. İlk olarak Isaac Barrow, sonra 1669'da Isaac Newton'a verilmişti.
Stephen Hawking 1960'ların başında tedavisi olmayan amyotrofik lateral skleroz hastalığına yakalandı. 21 yaşındayken Charcot (ALS) hastalığı tanısı kondu ve ancak 2 yıl yaşayacağı söylendi. Ancak kimilerine göre tıbbi bir mucize olarak Stephen Hawking, bu sözlerin üzerinden yaklaşık 40 yıl geçmiş olmasına rağmen yaşıyor. Motor nöronların zamanla yüzde seksenini öldürerek sinir sistemini felç eden; ancak beynin zihinsel faaliyetlerine dokunmayan bu hastalık, Hawking'i tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkum etti. Ünlü bilim adamı, 1985 yılından bu yana sesini de yitirmiş olduğu için, koltuğuna yerleştirilmiş, yazıları sese dönüştürebilen bilgisayarı sayesinde insanlarla iletişim kurabiliyor.
Karadelikler ve Kuantum Fiziği Hakkında Yüzyılın Buluşları
Hawking, evrenin temel prensipleri üzerine çalıştı. Einstein'ın Uzay ve Zamanı kapsayan Genel Görelilik Kuramının Big Bang'le başlayıp karadeliklerle sonlandığını gösterdi. Bu sonuç Kuantum mekaniği ile Genel Görelilik Kuramı'nın birleştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyordu. Bu yirminci yüzyılın ikinci yarısının en büyük buluşlarından biriydi. Bu birleşmenin bir sonucu da karadeliklerin aslında tamamen kara olmadığını, fakat radyasyon yayıp buharlaştıklarını ve görünmez olduklarını ortaya koyuyordu.
Hawking'in kuantum fiziği ve kara deliklerle ilgili iddialarıyla, bugün yaşayan bilim adamları arasında dünyada en çok tanınan isimdir. Karmaşık önermeleri günlük yaşamdan çekip aldığı analojilerle resmetme becerisi kitaplarının büyük ilgi görmesini sağladı. Bilim kitabı olduğu kadar bilim-kurgu romanı olarak da okunabilen kitapları 40 dile çevrildi.
Hawking asıl şöhreti, bir fenomen haline gelen ve milyonlarca satan "Zamanın Kısa Tarihi" adlı kitabı ile yakaladı. "Ceviz Kabuğundaki Evren" isimli kitabı da "Zamanın Kısa Tarihi"nin bir devamı sayılabilir. Burada okuru çoğu kez gerçeklerin kurmacadan daha şaşırtıcı olduğu teorik fiziğin en üst noktalarına çıkarıyor ve evrenin temel ilkelerine dair anlaşılır yorumlarda bulunuyor. Kitapta süper kütle çekimi, kuantum teorisi, zaman yolculuğu, görelilik kuramı, süpersimetri ve bütünsel beyin algılanımına kadar evrenin bilinen en kışkırtıcı sırlarına kapı aralıyor. Ayrıca Hawking, "başlangıç tekilliğini" bulan, yani her şeyin başlangıcının bir "tekillik" olduğunu ispatlayarak, ilk kez Allah'ı tanımlayan bilim adamı olarak kabul edilir.
Einstein'dan bu yana dünyaya gelen en parlak teorik fizikçi olarak kabul edilen Stephen Hawking, 12 onur derecesi almıştır.
Stephen Hawking'in ‘Dünyanın Sonu’ teorisindeki yıllara göre tespitleri şöyle:
2000-2400 yılları arası
El nino yüzünden iklim değişiklikleri olacak. İklim değişikliği sebebiyle sıtma ve tifo daha gelişmiş korkunç bir hal alarak insanlığın karşısına dikilecek. Kasırga ve hortumlar insanlığı kasıp kavuracak. Önümüzdeki 100 yıl içindeki ısı değişimleri bitki örtüsünü allak bullak edecek. Buzulların erimesi, yer şekli yüzeylerinde önemli değişiklikler meydana getirip yerleşim yerlerini denizlerin dibine gömecek.
2400-2500 yılları arası
Güney Yarımküre'deki şiddetli olumsuz değişimler sebebiyle Kuzey Yarımküre'ye kaçan insanlar göç savaşlarına sebep olacak. Çevre kirliliği tabii kaynakları kurutacak. Kuzey ve Güney kutbundaki korkunç dev buzul dağları eriyerek, karaların çoğu sular altında kalacak.
2400-2800 yılları arası
Dünyanın atmosferi değişecek ve Dünya, Mars gibi sülfirik asit hâlini alacak, hiçbir canlı yaşayamayacak.
Stephen Hawking Demiş ki:
< Dünyayı birkaç kere yok edebilecek bir atom gücüne sahipken insanların hâlâ saldırgan olması aptalca bir iç güdüdür. Bu sebeple insanoğlunu fazla zeki kabul etmiyorum.
< İnsan başka gezegenler keşfetmezse dünyayla birlikte 800 yıl içinde yok olacak. Bilim ilerleme kaydetmeli ve yaşanacak yeni bir gezegen bulunmalı.
< Eğer eksiksiz bir teori ortaya atabilirsek, bu zaman içinde herkes tarafından anlaşılabilen bir nitelikte olmalıdır. Böylece, hepimiz filozoflar, düşünürler, bilim adamları ve sıradan insanlar olarak evrende neden varolduğumuza dair tartışabilir, bir şeyler söyleyebiliriz.
< Zeka, değişime adapte olabilmektir.
< Hastalığım yüzünden üzülmek zaman kaybından başka bir şey değil. İnsan yaşamaya bakmalı ve kötümser olmamalı. Sürekli kızgınsan ve şikayet edersen kimse seninle vakit geçirmek istemeyecektir.
< Bilginin en büyük düşmanı cahillik değil, bilginin yanıltıcı olmasıdır.