Fırsatları Kaçırmamak İçin Ne Yapmalı?

0
870

BİLGECE BİR VASİYET

Ölmek üzere olan yaşlı bir baba, yatağının başına üç oğlunu çağırarak, onlara vasiyette bulunur:
“Oğullarım, ben ölünce, birbirinize düşmemeniz için, size sahibi olduğum 17 deveyi paylaştırmak istiyorum. Miras olarak develerin yarısını büyük oğluma, üçte birini ortancaya, dokuzda birini ise küçük oğluma bırakıyorum.”
Babalarının ölümünden sonra, mirası babalarının vasiyeti uyarınca paylaşmak üzere kardeşler bir araya gelirler. Fakat bir türlü işin içinden çıkamazlar. Mirası babalarının istediği gibi pay edemezler. Çünkü 17 sayısı ne 2′ ye, ne 3′ e, ne de 9′ a bölünebilir.

“Bu işin üstesinden ancak köyün tecrübe ehli, yaşlı bilgesi gelir!” diye düşünüp, ona giderek, danışırlar. Bilge kişi -“Benim bir devem var, onu da alıp yeniden hesap yapın!” der.

Bu cömertliğe çok şaşıran oğullar, 18 deveyi pay etmeye girişirler. Önce ikiye bölerler, büyük oğul 9 develik payını alır. Sonra üçe bölerler, çıkan 6 deveyi de ortanca oğul alır. Daha sonra dokuza böldüklerinde 2 deveyi de küçük oğul alır. Ama, bütün develeri paylaştıktan sonra ortada fazladan bir deve kalır, yine.

Oğullar bu duruma da bir çözüm getirmesi için yaşlı bilgeye başvururlar. Bilge kişi güler ve: -“İyi öyleyse!” der. “Sorununuz çözümlendiğine göre, ben de devemi geri alayım.”

Bilge kişi tıpkı bilgi gibi katalizör olarak olaya girer, çözümü sağladıktan sonra olaydan çıkar. Sorunu çözmede insanlara yardımcı olur, ama kendinden de bir şey eksilmez. Özellikle sevgi ve bilgi verdikçe azalmayan, daha da çok artan, tükenmez bir özelliğe ve güzelliğe sahiptir.

İşte bilgelik ve bilge kişi budur.

 

FIRSATLAR BEKLETİLMEYE GELMEZ

Hafta sonu gölde balık tutan genç bir adamın oltasına, her zamankinden farklı türde bir balık takılır. Ayrıca balık konuşmaya başlayınca genç adamın şaşkınlığı iyice artar.

Balık, ‘’Eğer yaşamama izin verir, tekrar göle dönmemi saglarsan üç dileğini yerine getireceğim,’’ der.

Şaşkınlığını üzerinden atmaya çalışan delikanlı, ‘’Sadece üç dilek mi?’’ Diye sorar.’’Anlaşma yapalım, sen benim beş dileğimi yerine getir, bende seni telrar arzuladığın yaşama göndereyim.’’

Kusura bakma dostum,’’der balık. ‘’Sadece üç dileğini yerine getirebilirim.’’

Genç adam anlaşma yapmakta ısrarlıdır, dilek sayısını artırmaya çalışıyordur.’’Pekâlâ,’’ der, ‘’ Mademki beş dileğimi yerine getirmiyorsun dört olsun öyleyse.’’

Balık bu defa bitkin ve cılız bir sesle konuşur: ‘’ Üç dilek, başka yok.’’

Bu kez genç adam düşünmeye başlar; üç dilek mi tutmalı, yoksa dörtte ısrarcı mı olmalı, gölde başka konuşan balık varsa onları da yakalayıp dilek sayısını mı arttırmalı…

Nihayet genç adam kararını verir: ‘’ Peki sen kazandın konuşan balık, üç dilek tutmayı kabul ediyorum.’’

Fakat onun bu sözlerine balık karşılık veremez. Genç adam sepete baktığında geç kaldığını ve balığın çoktan yaşamını yitirdiğini görür.

Hayat, bize fırsatlarını belirli aralıklarla sunar.

Yeter ki biz onlar için hazırlıklı olalım ve zamanında hareket etmesini bilelim.

 

ŞEMSİYE TAMİRCİSİ

Gezginci bir şemsiye tamircisi yol kenarında oturmuş işini yapıyordu. Tamirci, işinin gereklerini titizlikle yerine getiriyor; Tamir edilecek kısımları dikkatlice ölçüyor, yama koyuyor; telleri teker teker deneyerek güçlendiriyordu.

Uzaktan kendisini takip eden gencin farkında bile değildi. Bir süre sonra genç yanına yaklaştı ve hayranlık dolu bir ifadeyle, ‘’İşinizi çok iyi yapıyorsunuz.’’ Dedi.

Şemsiye tamircisi elindeki işi bırakmadan cevapladı.

‘’ Evet, ben her zaman işimi iyi yapmak için uğraşırım.’’

‘’Müşterilerin, yaptığın işin iyi ya da kötü olduğunu ancak sen gittikten sonra anlayabilecekler.’’ Diye devam etti delikanlı.

‘’Evet, haklısın.’’

‘’Bu tarafa tekrar gelecek misiniz?’’

‘’Hayır.’’

‘’O halde bir şemsiye için neden bu kadar çok uğraşıyorsunuz? Hâlbuki işini, çabucak halledip ileride yeni müşteriler bulabilirsiniz.’’

Çok fazla konuşmayı sevmeyen şemsiye tamircisi, gence ders niteliğinde şu cevabı verdi: Eğer ben işimi ii yaparsam benden sonra buradan geçecek öteki tamircinin işi kolaylaşacak. Fakat kötü malzeme kullanır ve baştan savma iş çıkarırsam, halk bunu er ya da geç anlayacak ve daha sonra buradan geçecek olan tamirciye iş vermeyecektir.’’

 

‘’Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse, Michelangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’in beste yaptığı veya Shakespeare’in şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes durup ‘Burada işini çok iyi yapan, dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş desin.’’ Martin Luther King

 

http://www.dahibeyin.blogspot.com/

 

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız