Sefer JAN
www.seferjan.com
Hayal etmek ve hayallerinin peşinden gitmek insanoğlunun kaderidir. Fakat bazen bu kader yolculuğu engellere takılabilir, başarısızlık vadisine sapabilir. Hayallerimizin önüne çıkan engeller bizi vazgeçirmemelidir. Bunun için de bu engellerin ve mahiyetlerinin farkında olmamız gerekir. Engelleri tanımak bize çözüm yollarını da açacaktır, tıpkı teşhisin tedaviyi belirginleştirdiği gibi. Gelin hep birlikte, rüyalarımızın gerçekleşmesine izin vermeyen bu engelleri inceleyelim, öğrenelim ve aşalım.
1 – Kararsızlık
Maymun iştahlılık, ne istediğini bilemezlik, belli bir hedefe odaklanamamak, bunların hepsi insanın kararsız olmasından kaynaklanır. İnsan bu aşamada kendi içine dönüp gerçekten ne arzuladığını, geleceğini nasıl görmek istediğini sorgulayarak kendine değişmez hedefler koymalıdır. Gideceği yönü bilmeyen bir kaptan, yerinde kalıp gemisini çürütür.
2 – Kötümserlik
Geleceğe inanmamak, onu kötülük ve başarısızlık dolu bir yer olarak tasavvur etmek, hayallerimizin önünde en büyük engeldir. Kötümserlikle birlikte ümitsizlik de gelir, insanın enerjisini emen kara delik gibi hayaller peşinde koşmamız için gereken gücümüzü bitirir. Geleceğe umutla, güvenle, inançla bakmak bu engeli aşmak için çok önemlidir.
3 – Korku
Geleceğin belirsizliğinden ziyade, olası başarısızlığın vereceği acıdan korkar insan. Hedefe ulaşamamanın, kaybetmenin, yıkılmanın, iflas etmenin acısı insanı korkutur. Böylece ne bir teşebbüste, ne de bir girişimde bulunur, doğal olarak arzuladıklarını elde edemez. Bilinmesi gereken şey, bu acının kötü bir şey olmadığıdır, insanı olgunlaştırdığıdır. Başarısızlıktan ders alabilmek de bir başarıdır, çünkü acıyı yaşarız, olgunlaşırız, ders alırız. Hedeflerimize doğru yürürken cesurca korkularımızın üzerine -korksak bile- gitmek zorundayız.
4 – Aşağılık Duygusu
Maalesef insanın içinde bir kişisel sınırlama duygusu vardır, “Ben bunu yapamam, edemem, başaramam.” İnsan kendisini gerçekten olduğu/olabileceği konuma göre değil de, dışarıdan (veliler, öğretmenler, arkadaşlar) algıladığı sinyallere göre değerlendirmeyi öğrenmiştir. Hâlbuki insanın potansiyeli, onun/çevresinin düşündüğünden çok daha yüksektir. Hayallerimize ulaşmak ancak kendimize inanarak, özgüvenimizle mümkündür.
5 – Kibir
Aşağılık duygusunun hedeflerimize ulaşmamızı engellediği gibi, kibirlenmek de insanı yarı yolda bırakır, hem de hiç ummadığı anda. Kibir, insanın yaptıklarıyla aşırı derecede gururlanmasını ve yaptıklarını mutlak doğrular olarak görmesini netice verir. Burnu havada olan kimse önündeki çukuru bile göremez. İnsan hedeflerine doğru yürürken sürekli bir muhasebe içinde olmalıdır, gerçeklikten ve doğrulardan uzaklaşmamalıdır. Birisinin tavsiyesine kulak asmayı ve söylenenleri sorgulayıp alçakgönüllülükle hareket etmesini bilmeliyiz.
6 – Tembellik
Hiçbir şey yapmadan bir şeyler elde etmek imkânsızdır. Allah başka hiçbir ayrım yapmaksızın sadece çalışanlara verir. Hedefe doğru yürümenin anlamı zorluklardan geçmek, çalışmak, ter dökmek, yorulmaktır. Tembellikte çare arayanlar başarı tohumunun yeşermesini, rüyalarının çiçeklenmesini asla göremeyeceklerdir. Ulaşmak istiyorsak çalışmaya mecburuz.
7 – Unutkanlık
İnsan hedeflerine doğru yürürken çeşitli sınamalardan geçer, yeni şeyler öğrenerek başarı yolunda değerli deneyimler edinir. Bu deneyimler sonraki sınama aşamalarında insana yardımcı olur. Fakat insan unutkan bir varlıktır, ders alması gereken olayı unutur, hatırlaması gereken kuralı unutur, deneyim hazinesinden azar azar kaybeder. İnsanın bu açıdan sürekli uyanık olması gerekir. Yaşayıp, okuyup, dinleyip öğrendiğimiz hayati bilgileri/gerçekleri sürekli aklımızda tutmalıyız.
Sonuç:
Hedeflerimizin önünde birer set gibi duran, ama hepsinin başlangıcı ve çözümü içimizde olan bir sürü olumsuz duygumuz vardır. Aslında bu duygularımızı tanıma adına attığımız her adım bizi hayallerimize ve hayallerimizde aradığımız mutluluğa daha da yakınlaştıracaktır. Hayaller peşinden giderken karşımıza çıkacak engellerden çekinmemeli, onların ruhumuzu felç etmesine izin vermemeliyiz. Yunus Emre’nin bu sözünü her zaman aklımızda tutalım: “Dağ ne kadar yüksek ise yol onun üstünden aşar.”