İki adamdan birisi; “Cibilliyet, terbiyeden daha önemlidir” derken, diğeri; “Terbiye, cibilliyetten daha önemlidir”der. İş inada binince, “Terbiye, cibilliyetten daha önemlidir” diyen adam haklılığımı ispatlayacağım diyerek, yer ve saat bildirir.
Zamanı gelince belirtilen yer ve saatte insanlar toplanırlar. Terbiyenin daha önemli olduğunu söyleyen adam yanında bir kediyle gelir. Sonra da yanında getirdiği kedinin ön ayaklarına tepsiyle çay verip misafirlere ikram etmesini söyler. Kedi, arka ayaklarının üstünde elinde tepsiyle misafirlere çayları ikram etmeye başlar. Misafirler şaşırırlar. Kedi, cibilliyeti daha önemli gören adamın önüne gelince adam, elindeki kutunun içerisindeki fareyi salar. Bunu gören kedi, tepsiyi yere attığı gibi farenin arkasından koşturmaya başlar. Çaylar, bardaklar yerlere saçılmıştır. Cibilliyetin önemine inanan adam, öteki iddia sahibine bıyık altından gülerek, “Ne kadar terbiye etsen de, cibilliyet yine de mühim değil mi?” der.