Kavgayı kazanmanın zararsız yolları!

0
955

Yaşadığınız her ilişkide iniş çıkış yaşayabilirsiniz. Sadece sevgilinizle değil, arkadaşlarınızla da tartışabilirsiniz. Asıl önemli olan, bunların üstesinden gelme kabiliyetinizdir.

Uğruna çok emek sarf ettiğiniz ilişkiniz kötüye gittiğinde durumu kurtarmak için hiç çaba harcadınız mı? Yoğun iş temposundan dolayı hepimiz o kadar gerginiz ki, “Biraz kilo mu aldın?” gibi zararsız bir soru bile ilişkilerimizi kopma noktasına getirebiliyor ve ne yazık ki günlük bazı önemsiz sorunlar hayatımızda büyük olaylardan daha büyük etkiler yaratabiliyor.

Psikologlar ilişkilerin teklif usülü ilerlediğini belirtiyorlar. “Teklif vermek” denilen bu durum aslında ünlü alışveriş sitesi eBay’in çalışma sistemine benziyor. Sitede alışveriş yapmak için teklif karşılığında tepki bekleniyor. Sahneyi gözünüzde canlandırın: Sevgiliniz, patronunuz, iş arkadaşınız ya da en yakın arkadaşınız bilgisayar başında çalışıyor. Odaya giriyorsunuz ve “Kahve içer misin?” diye soruyorsunuz. Size şu şekillerde cevap verebilir:

Olumlu yaklaşım. “Çok naziksin. Çok koyu ve bol şekerli bir kahve harika olurdu!” Psikologlar bunu ‘Teklife olumlu bakmak’ olarak tanımlıyorlar.

Negatif yaklaşım. “Senin yaptığını içemiyorum. Kendim yaparım daha iyi” gibi. Buna ise’Teklife sırtını dönmek’ deniyor.

Sessiz kalabilir veya konuyu değiştirerek cevap verebilirler. Sizi duymamış gibi “Yeni bir film gelmiş, kesin gitmeliyim” demesi de ‘Tekliften uzaklaşmak” anlamına geliyor. Uzmanlar; teklife sırtını dönmek veya tekliften uzaklaşmak yaklaşımlarıyla karşılaştığımızda bir dahaki sefere kılımızı kıpırdatmama eğilimi gösterdiğimizi belirtiyor. Olumlu yaklaşım ise ilişkileri olumlu yönde etkiliyor.


Teklifleri olumlu hale getirmenin 3 yolu
1►Konuyu değiştirmeden önce konuşulanları dinlediğinizi belli edin. Diyelim iş arkadaşınız uzun zamandır aradığı kiralık evi sonunda buldu. Müjdeyi vermek için yanınıza geldi ve anlatmaya başladı. Eğer meşgulseniz ona şöyle söyleyebilirsiniz; “Oturacak bir ev bulmana sevindim. Artık için iyice rahatlamıştır. Şimdi bir rapor hazırlıyorum. Biraz beklersen sonra rahat rahat devam ederiz, olur mu?” diyebilirsiniz.

2►Karşınızdaki kişiyle aynı fikirde olmasanız bile, kendi düşüncenizi ortaya atmadan önce onunki hakkında olumlu bir şeyler söyleyin.

3►Teklifin gidişatını düşünün. Biraz dizi izleyerek bu konuda fikir sahibi olabilirsiniz. Dizilerde insan ilişkilerine dair pek çok şey yaşandığından yaklaşımlarınızın nelere sebep olacağını görmeniz mümkün olabilir ve bu konularda fikir jimnastiği yapabilirsiniz.

Tartışmanın kontrolününasıl ele geçirebilirsiniz?
Bir tartışma söz konusu olduğunda kirli tabakları mutfağa götürmek gibi sıradan, günlük sorunlar “Evle ilgili hiçbir konuda yardımcı olmuyorsun” veya “Beni umursamıyorsun” gibi ciddi suçlamalara, daha kötü durumlarda” Bu iş bitmiştir. Zaten annem seninbencil olduğunu söyleyip duruyordu” gibi ağır sözler sarf edilmesine sebep olabilir. Kontrolden çıkan kavgalardan kaçınmanın yolu, içinizdeki zehiri etkisiz hale getirmekten geçiyor. Dört örnek tartışma sahnesi ile bunu nasıl yapabileceğiniz konusunda fikir sahibi olabilirsiniz.

KAVGA KONUSU 1
Yargılamak
Belirtiler: Karşınızdakinden “Çok ukalasın” ya da “Yine abartıyorsun” gibi yargılayıcı cümleler duymak sizi kızdırabilir. Aslında haklısınız çünkü ancak kendisini sizden üstün gören biri bu şekilde konuşabilir.
Çaresi: Kolayı seçip sinirlenmek yerine neden böyle konuştuğunu düşünmeye çalışın. Karşınızdaki aslında öfkeli değil ama korkmuş, kötü niyetli değil ama özensiz olabilir. Belki de tek sorun aşırı stres altında olmasıdır. Bu noktada sakin kalıp birkaç olumlu şey söylemeniz, ilişkinizi daha ciddi bir krizden kurtarabilir.
Eğer biri size sinirli gözüktüğünüzü söylerse ona katıldığınızı söyleyin. “Evet, sinirliyim. Çünkü harcadığım gayretin boşa gittiğini düşünüyorum” diyebilir ve arkasından bir duraklama getirebilirsiniz.
Bu şekilde karşınızdakinin içinde kabaran siniri yatıştırdığınızı görebilirsiniz. En azından hassas olduğunuzu göstermeniz konuşmanın gidişatını değiştirecektir.

KAVGA KONUSU 2
Genellemeler
Belirtiler: “Sadece şu anda değil, hiçbir zaman beni dinlemiyorsun. Raporunu geç teslim ettiğin gibi, işe her zaman geç kalıyorsun. Artık bunu alışkanlık haline getirdin. Ayrıca konuya değinmişken, zaten burada hiçbir şey zamanında yapılmıyor ki!”
Genellemeler her zaman, hiçbir zaman, hep, daima, herhangi biri, herkes, tipik gibi kelimeleri öne çıkarır ve bunların ucu genelde size dokunup şöyle algılanır:
►Her şeyin en iyisini ben bilirim.
►Hiçbir şey doğru dürüst yapılmıyor.
►Hep bir şeyleri unutuyorsun.
►Sonuç her zaman bir felaket oluyor.
► Kimsenin düşüncelerini önemsemiyorsun.
Çaresi: Derin bir nefes alın ve sakın tuzağa düşmeyin. Sohbeti asıl konuya geri dönecek şekilde çevirin. Örneğin: “Anlıyorum. Peki sence şimdi ne yapmalıyız?” diyebilirsiniz.

Magazin turu için TIKLAYIN!

KAVGA KONUSU 3
Etiketlemek
Belirtiler: Söylediğiniz veya yaptığınız birşeye saldırılmasını kaldırabilirsiniz ama kişiliğinize laf edildiğinde sakin kalmak için ekstra çaba harcamanız gerekebilir. “Tembel, duygusuz ve aptalsın” gibi hakaret sözcükleri buna en güzel örnektir. Ama suçlama kötü bir çağrışımla da yapılabilir: “Sadece aptal bir insan böyle düşünebilir!” Hakaret bazen de imayla karışık edilir: “İlk defa mı rapor yazıyorsun?” gibi
Çaresi: Kızgınlık anında istenmeyen şeyler söylenebilir. Asıl başarı, bu gerçeği kavga anında hatırlamaktır. Taciz ne kadar güçlü olursa, o kadar az anlam içerir. Koruyucu bir kalkan içinde olduğunuzu ve yapılan hakaretlerin onun yüzeyinden size ulaşamadan geriye doğru sektiğini düşünün. Karşınızdaki insan söylediklerinin dinlendiğini bilmek isteyeceğinden ona “Hı hı” veya “Tamam” şeklinde nötr cevaplar verin. Sonra tarafsız olmaya çalışarak asıl konuya geridönün. “Bu konuda kimin düşüncesine değer verirdin?” gibi bir soru sorabilir veya “Bu durumda ne yapmamı istediğini anlamıyorum” şeklinde konuşabilirsiniz.

KAVGA KONUSU 4
Zehirli Kelimeler
Belirtiler: “Hayır” ve “ama” gibi küçük kelimeler bazen kavganın şiddetini artırabilir. Karşınızdaki kişiye bunları söylemek yerine bakışlarınızı kullanabilir, yaşadığınız gerilimi umursamadan gülebilir veya kapıyı çarpıp odadan çıkabilirsiniz. Karşınızdaki, bu hareketlerinizden “hayır” mesajını alacaktır. Ayrıca böyle anlarda söylenen bir “ama”nın “hayır” kelimesinin biraz daha süslenmiş hali olduğunu ve ikisinin de aynı derecede zehirlio labileceğini unutmayın.
Çaresi: Sadece “hayır” ve “ama”nın versiyonlarını duymaya başladığınızda, tartışma duraksama dönemine girmiş demektir. “Görüşlerini yeniden gözden geçirmen için ne yapabiliriz?” gibi sorular sorarak tartışmaya hareket getirebilir hem de karşınızdakinin bir anlığına duraksamasına sebep olursunuz. Size “hiçbir şey” deme olasılığı çok yüksektir ve bu şekilde hiç üzerinize alınmadan kibar bir şekilde konuşmaya devam edebilirsiniz. Tartıştığınız kişi büyük olasılıkla size bir zeytin dalı uzatacaktır. Bu şekilde karşınızdakinin neden sinirlendiğini daha iyi anlayıp çözüme yönelik adımlar atabilirsiniz.

Kolay olanı seçip sinirlenmek yerine muhatabınızın neden böyle konuştuğunu düşünün. Karşınızdaki aslında öfkeli değil ama korkmuş, kötü niyetli değil ama özensiz olabilir. Belki de tek sorun aşırı stres altında olmasıdır.


SAKİN KALIN

Karşınızdaki öfkeyle bağırıyorsa sakin kalmanız çok önemlidir. Onu dinlediğinizi ve anlamaya çalıştığınızı belli edin. Aşırı stres altında olması da böyle davranmasına yol açabilir.


BİRKAÇ ÖNERİ
Güven duygusu, ilişkilerde kiitici güçtür. Kendinizi güvende hissettiğinizde, pozitif davranma eğiliminiz artar.
Tam tersi durumda kendinizi endişeli ve gergin hissedebilirsiniz. Bu da ilişkinizi olumsuz etkileyebilir.
Karşınızdakini dikkatli bir şekilde dinlemeniz, onunla empati kurmanız, destekleyici şekilde konuşmanız ve ona kendisini odak merkezi haline getirdiğinizi hissettirmeniz ilişkinizi güçlendirenen önemli şeylerdir. Bunları yaparken kendinizi kasmadığınızdan ve rol yapmadığınızdan emin olun. İçten olmak ve açık davranmak size tüm kapıları açacaktır.

 

kaynak: Cosmopolitan

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız