|
İstanbul’un kurucusu Konstantin döneminde bu topraklarda barınmakta olanlar, çok tanrıyı bir kenara bırakıp, tercihlerini tek tanrılı Hıristiyanlıktan yana kullanmışlar. Hıristiyanlık öncesi Roma döneminde Anadolu’da en yaygın olan dinlerden biri de kutsal alanı mağaralar olan Mitra dini idi. Hıristiyanlıktaki vaftiz ve son akşam yemeği Mitra dininden kaynaklanır. Gaziantep’in Dülük köyü yakınlarındaki Mitra tapınağı ise bilinen Mitra ibadet yerlerinin en büyüğü.
Semavi dinlerin önemli peygamberlerinden biri olan Nuh’un karısı ve çocukları ile beraber, tufan öncesi bindikleri gemi, 40 gün gibi bir süre sular üzerinde kalmış. İslami inanca göre, tufan sonunda Cudi dağında, Hıristiyanlığa göre ise Ağrı dağında karaya çıkmışlar. Dolayısıyla Anadolu’daki kavimlerin ataları olarak Nuh’un çocukları kabul ediliyor. Tevrat’a göre doğuda yaratılan ve Aden (Cennet Bahçesi) olarak adlandırılan yer de Anadolu’da bulunuyor. Aden’den çıkan ırmaklar, Tevrat’ta Dicle ve Fırat olarak yer alıyor. Kaynaklarda, Adem’le Havva’nın cennetten kovulduktan sonra geldikleri yer olarak Şanlıurfa civarı geçiyor. Farsça olan peygamber “Allah’tan haber getiren” anlamına geliyor ve Arapça’da da “Resul” olarak kullanılıyor. Peygamberlerden Adem, Eyüp, İbrahim, Şuayp ve Elyasa’nın Urfa’da yaşadığına inanılıyor. Şanlıurfa’ya 50 kilometre mesafedeki Harran, Tevrat’ta bile geçen, 5000 yıllık adını aynen koruyor. Tanrı’nın sözünü dinleyip, Harran’dan ayrılan Hz. İbrahim eşi Sara ile “Vaat edilen Topraklar”a, Ortadoğu’daki Kenan diyarına buradan gitmiş. Hz. İbrahim’le ilgili çok sayıda hikaye var. Bir gün Hz.İbrahim’in evine insan kılığında üç melek gelmiş. Beraber yemek yemişler ve yemeğin bedelini ödemek istemişler. Hz.İbrahim “Allah’a şükrederseniz yemeğin bedelini ödemiş olursunuz” demiş. Melekler kendisine yeni bir ad takmışlar: “Halil-ür Rahman” yani “Allah’ın Dostu” Türkçe’ye de o yemekten dolayı “Halil İbrahim Sofrası” deyimi girmiş. Bugün Urfa’da Hz. İbrahim’in doğduğuna inanılan mağaranın yanındaki gölün adı da Halil-ür Rahman ama halk Balıklı Göl diyor ve buradaki balıkların kutsal olduğuna inanıyor. Harran’ın yakınlarındaki Şuayp şehri de Hz. Musa’nın kayınpederi adına kurulmuş. Musevilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların yani üç büyük tek tanrılı dinin atası olarak kabul edilen Hz. İbrahim’in inancı için oğlu İsmail’i kurban ederken, Allah’ın ona bir koç göndermesi Kurban Bayramı’nın temelini oluşturuyor. Museviler de Kudüs’teki Hz. Süleyman (Solomon) mabedinde kurbanlarını keserlerdi. MS 70’de Roma İmparatoru Titus mabetlerini yıkmış ve isyan çıkaranları da Antakya’nın Çevlik kasabasına yollamış, onlara tünel kazdırmış. Bugün bile görebileceğiniz o tünel mimari bir şaheser. Hemen yakınlarındaki Vakıflı köyü ise Türkiye’deki tek Ermeni köyü. Gene o bölgede Hıristiyanlığın en saygın azizlerinden biri olan Simon yaşamış. Roma döneminin en önemli şehirlerinden biri olan Antakya’nın Samandağ ilçesinde ise Hz. Musa ile Hz. Hızır’ın buluştukları yer olduğuna inanılan bir türbe var. Bugün Hz. Süleyman mabedinden tek bir bölüm kalmış, o da “Ağlama Duvarı” Türkçe’deki “Mühür kimdeyse Süleyman odur” atasözünde bahsi geçen mühür ise Yahudilerin ve İsrail bayrağının sembolü olan altı köşeli yıldız. Allah’ın Zebur isimli kitabı indirdiği Hz. Davut’un eşlerinden biri Hititli, yani Anadolulu olan Batşeba, aynı zamanda Hz. Süleyman’ın da annesidir. |