1- Ahsen Hanım, bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Ahsen Olcay kimdir?
İstanbul Üniversitesi Kütüphanecilik Bölümü Dokümantasyon ve Enformasyon Anabilimdalı’ndan 2000 yılında mezun oldum. Yerel bir TV kanalında ve bu kanalın radyosunda program yapımcısı ve sunucu olarak çalıştım. Bir süre yaşam koçluğu da yaptıktan sonra 2023 yılında ilk anı romanım olan Kediler Kahvesi’ni yazdım. Kendimi bildiğim günden beri de iflah olmaz bir kedi sevdalısıyım…
2- Kedilere olan sevginiz nasıl başladı?
Bizde kedi tutkusu, nesilden nesile aktarılan bir aile geleneği diyebilirim. Rahmetli anneannem anlatırdı, annemin doğduğu yıllarda evde kedileri varmış. Annem, daha konuşamadığı kedi diyemediği zamanlarda sobanın başında yatan kediye emekleyerek gidip, kih kih diye severek, minicik elleriyle tüylerini çekiştirirmiş. Zaten romanımız da; annemin nişan bohçasıyla birlikte, erkek tarafına gönül elçisi olarak kedisini göndermesiyle başlıyor. Ben kendimi bildiğimden beri tam bir kedi aşığıyım. Oğlumun da konuşmaya başladığında söylediği ilk sözleri “tediii del del” oldu…
3- Kediler Kahvesi adlı kitap projeniz nasıl ortaya çıktı? Bu süreci biraz anlatır mısınız?
Kedi bakımı konusunda, acemilikten profesyonelliğe giden yolda, duygu yüklü, rehber niteliğinde bir kitap yazma fikrini, bize yıllar önce ilk tavsiye eden Kediler Kahvesi’nin efsane veterineri Nihat Ergül oldu. Uzun zaman sonra sevgili annem Gülnur Olcay’la birlikte çalışmalara başladık. Romanı ben yazdım belki ama her aşamasında annemin de emeği ve eleştirileri var. Öyle ki, ismi ve kapakta kedi karikatürlerinin yer alması fikri bile anneme ait.
4- Kitabınızda okuyucularımızı neler bekliyor?
Kediler Kahvesi, genel anlamda 29 yıllık bir süreci anlatsa da, sıradan bir anı romanın ötesinde bir eser. Ailemizin 3 kuşak kedilerle olan tecrübelerini acı, tatlı kimi zaman da komik hatıralar eşliğinde, roman tadında paylaşıyor okuyucusuyla. Aynı zamanda kedilerin insanlara karşı minnet, vefa, sevgi ve şefkat duygularını da bulabileceğiniz sıcacık bir sevgi yumağı…
5- Kedici bir yazar olarak kedilerle ilgili çalışmalar yürütmeyi düşünüyor musunuz?
Kediler için bir şeyler yapmak deyince ilk aklımıza gelen, sevimli dostlarımızın gıda, barınma ve sağlık ihtiyaçlarını elimizden geldiğince gidermek oluyor. Bunlar elbette yaşamsal ihtiyaçlar ve öncelikli olarak yapılması gerekiyor. Ancak ben genellikle gözden kaçırılan farklı bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Toplumsal farkındalık oluşturmak ve bu hayvanların ihtiyaçlarını karşılayacak merhametli, bilinçli, sorumluluk sahibi nesiller yetiştirmek. Sadece sokak hayvanlarına sahip çıkılan değil, sokağa atılan hayvanların da neredeyse hiç bulunmadığı, tüylü bebeklerimizin şiddet görmediği, hayvanseverliğin insanlarımızın yüreğini ısıttığı sevgi dolu bir toplum olmak için çalışmalıyız. Bu amaçla ilk ve ortaokullarda hayvan sevgisinin bize kazandırdıkları konulu, öğrencilerin de fikir ve hatıralarıyla bana katılıp, programa renk katacakları söyleşiler düzenlemeyi hedefliyorum.
6- Kedici olmak size neler kattı?
Kedici olmak, özellikle de çocuk yaşta kedi sevgisiyle tanışmış olmak, bana karşısındakine bir şeyler vererek de mutlu olunabileceğini öğretti. Günümüzün hep karşısındakinden alarak mutluluğu arayan tatminsizlikler içindeki dünyasında mutlu olmayı öğrendim ben. Sevdiklerime karşı sorumluluk sahibi olmayı, fedakârlığı, her canlıya karşı merhametle yaklaşmayı ve empati yapabilmeyi, kısacası gerçek anlamda sevebilmeyi kazandırdı bana kedilere olan tutkum.
7- Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Bana yazarlık konusunda elinden gelen her türlü desteği sağlayan annem Gülnur Olcay, babam Necdet Olcay ve sevgili kardeşim İhsan Olcay ve eşi Esra Olcay’a çok teşekkürler. Kediler Kahvesi’nin yayınlanması aşamasında bana rehberlik eden, karikatürleri çizen gazeteci yazar ve karikatür çizeri Sayın Kamil Yavuz’a ve kapak tasarımını düzenleyen ve birinci basımın kapağında yer alan logoları yapan 11 yaşındaki oğlum Ali Kerem Dursun’a sonsuz teşekkürler… Son olarak da benim için bir yazarlık okulu diyebileceğim AZ Yayıncılık ailesine ve sevgili editörüm Tülin Özçakır’a sevgilerimle…