Çalışma sanatının birinci kuralı, ne olursa olsun işe devam etmektir. Bir şeyle uzun zaman uğraşmadan ve ona devam etmeden, hiçbir şey başarılamaz. İşin zahmet ve sıkıntılarına katlanmadan ne bir meslek öğrenilebilir ne de bir meslekte aşama kaydedilebilir. Sık sık iş değiştirenler, yuvarlanan taş gibi yosun tutmaz, bir baltaya sap olmazlar. “Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.” demiş atalar. Bütün büyük eserler, uzun çalışmaların sonucunda meydana gelmişlerdir.
Çalışma sanatının ikinci kuralı; her defasında işin bir parçası ile uğraşmaktır. Bilgelerin dediği gibi; uzun yolculuklar, atılan küçük bir adımla başlar. Dev eserler, her gün bir miktar çalışarak meydana getirilmiştir. İngilizce sözlüklerininen önemlilerinden birini yazan zat, bir hekimmiş ve bunu, hastalarını ziyarete giderken arabada on beşer dakika çalışarak hazırlamış. İzmit demiryolu açılmadan önce Sultan Abdülhamid’e, yolun çok sarp ve kayalıklı olduğunu söylemişler. “Gidin bana oradan bir parça koparın getirin.” demiş. Dediğini yapmışlar, o da “Eğer bu parçayı koparabiliyorsanız, yolu açabilirsiniz.” demiş.
Çalışma sanatının üçüncü kuralı, sonuçları denetlemektir. İşi sık sık kontrol etmeli, ne kadar ilerlediğinizi anlamalısınız. Önemli olan, çalışmanın bize ne verdiğidir. Buna, “geri bildirim” denir, bir işten geri bildirim almadan, çalışma şevk ve heyecanı sürmez. Hiçbir çalışma, insana ilerisi için umut vermeden devam ettirilemez. Sonuç istediğinizi vermiyorsa durun ve üzerinde düşünün, aksaklığın nerede olduğunu anlamaya çalışın. Yeni bir yol ve yöntem arayın. Buna esneklik denir. Yani anahtarınız kapıyı açmıyorsa, yeni bir anahtar deneyin.
Çalışma sanatının dördüncü kuralı, geriye dönük düzeltme yapmamaktır. Bu, şu anlama geliyor: Çalışma yöntem ve tarzınızda bulduğunuz yenilikleri, şimdiye kadar yaptıklarınıza değil bundan sonra yapacaklarınıza uygulayın. Geriye dönük çalışmayın. Diyelim ki bir ev yapıp bitirdiniz ve fakat aklınıza, bunu daha güzel yapabileceğinize dair bir bilgi geldi. Bu bilgiyi, bundan sonraki çalışmanıza ayırın. Eski evi yıkıp yeniden yapamayacağınıza göre, ondaki yanlış bulduğunuz şeyi artık düzeltemezsiniz. Artık olan olmuştur, bundan sonrasına bakın ve onu iyi yapın.
Çalışma sanatının beşinci kuralı, işe bazen ara vermek ve ona dışarıdan bakmaktır. Dur durak bilmeden çalışmak, her zaman sonuç vermez. Çok çalışmak, bir işi iyi yapmanın garantisi değildir. İnsan çalışırken işini tam olarak göremez. Ancak ara verip işe dışarıdan baktığı zaman yaptığı yanlışlıkları ve hataları görür. Ara sıra hiçbir şey yapmayın, iş düşünmeyin. Gezin, dinlenin. İyi çalışabilmek için bu işe ara vermelere şiddetle ihtiyaç vardır.
Çalışma sanatının altıncı kuralı, içinizdeki sese kulak vermektir. İçimizdeki bir ses, işin iyi veya kötü olduğunu bize fısıldar. Bazen kendimizi kandırmaya çalışır ve işi iyi yaptığımıza inanmak isteriz. Sonra birden bir ışık görünür. İşi yeniden ve daha güzel bir şekilde yaparız. O zaman bir “oh” çeker ve “işte şimdi oldu” der, ilk aklımıza gelenin yanlışlığını itiraf ederiz. Bu ses bize doğru ve yanlışı, yanılmaz bir şekilde ihtar eder. Yaptığımız bütün eylemlerde bu ses vardır. Bu ses,“iyi yaptın” deyinceye kadar rahatlayamayız.
*
Cuma Özusan
Kaynak: Bilgece Yaşamak
www.gencgelisim.com