KIŞ DEPRESYONU

0
784

 

Güneşli ve sıcak günlerin azalmaya başlamasıyla birlikte, mevsimsel depresif belirtilerde de artış yaşanmaya başlıyor. Bunun sebebi güneş ışığının azalmasının insan psikolojisi üzerindeki negatif etkisidir. Kış mevsiminde günlerin kısalması, güneş ışığının azalması ve insanların sürekli kapalı ortamlarda kalması psikolojilerini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Kış aylarında mevsimsel değişikliklerin yaşanmasıyla birlikte temel vücut ritim ve fonksiyonlarında da bir takım değişimler söz konusu oluyor. Bununla birlikte kış aylarında birçok kişide uyku ihtiyacı ve iştah artışı yaşanırken, enerji ve keyif düzeyinde de azalma görülüyor.

İnsanların yaz aylarında, yaşadıkları olaylara karşı yaklaşımları, sorunları çözme konusundaki rahatlıkları, kendilerine duydukları güven hissi, kış aylarının gelmesiyle birlikte yerini mutsuzluk hissi, iç sıkıntısı, fiziksel ve ruhsal bitkinlik, yorgunluk ve uyku haline bırakabiliyor. Kış depresyonun belirtileri incelendiğinde, hayattan zevk almama, isteksizlik, ilgisizlik, enerji kaybı, iştah artışı, çökkün bir duygu durumu, dikkat ve konsantrasyon bozukluğu şikayetleri göze çarpmaktadır.

Yapılan araştırmalar sonucu, kış depresyonun oluşumunda, normalde depresyon ile ilişkili olan “serotonin” ve “noradrenalin” gibi hormanların işleyişlerinin yanı sıra “melatonin” adı verilen hormonun da etkili olduğu belirlenmiştir. Beynimizde bulunan ve meletonin hormonu üretmekle görevli olan epifiz bezi, karanlık ortamlarda bu hormon üretimini artırır. Söz konusu meletonin hormunun ise insanın fiziksel hareketlerini yavaşlatan, uykulu ve dingin bir ruh hali yaratan doğal bir sakinleştirici özelliği vardır. Özellikle kış aylarında melatonin hormonun üretimindeki artışla birlikte depresif belirtilerin görülme sıklığı da artmaktadır.

Özellikle kış aylarının başlamasıyla birlikte bu tip depresif belirtilerin görülme sıklığının arttığını ve birçok kişinin bu şikayetlerden dolayı bizden yardım talep ettiklerini görmekteyiz. Bu belirtiler söz konusu olduğunda özellikle iki noktaya hassasiyet göstermekteyiz. Bunlardan ilki belirtilerin başlangıcı ve süresi, diğeri ise kişinin günlük yaşamının ne derece etkilediğidir. Depresif belirtilerin genellikle ortak özellikler göstermesine karşın, kış depresyonun ayrımını yaptığımız durumlarda danışanlarımıza yardımcı olmak açısından önemli bir yol kat etmiş oluyoruz. Çünkü belirtilerin ortak olmasına karşın kış depresyon yaşayan danışanlarımıza sunduğumuz bazı önerilerle belirtilerin önüne geçebiliyoruz. Bu önerilerin başında gün ışığından faydalanılması geliyor. Hava güneşli olmasa bile sabah ya da öğlen saatlerinde 20-30 dakika dışarıda zaman geçirmek mevcut gün ışığından faydalanma açısından önemli bir yere sahip. Düzenli spor, en azından her gün yapılacak yarım saatlik düzenli yürüyüşler, sağlıklı beslenmek, karbonhidrat ve şeker alımını kontrol altında tutmak, besin takviyesi olarak alınabilecek bir multivitamin, özellikle B vitamini eksikliğinin olup olmadığının kontrol altında tutulması bu öneriler arasında yer almaktadır.

Kış depresyonunun önüne geçebilmek için özellikle uzun zaman geçirilen ortamların gerekli ışık ihtiyacının karşılanması ve ortamın ısı ayarının kontrol altında tutulması da önemli bir yer teşkil etmektedir.

Genel olarak tüm alt tipleriyle depresyonun, dünyada 15-44 yaş arasında global hastalık yükü açısından ikinci sırada yer alan ve genç üretken nüfusun büyük bir bölümünü etkileyen bir hastalıktır. Buna rağmen depresyon hastalarının yalnızca %20 sinin tedaviye başvurduğunu göz önüne aldığımızda mevsimsel depresyonun belirtileri hakkında bilgi sahibi olmanın bu noktadaki öneminin bir kez daha altının çizilmesi gerekmektedir.

Aşağıdaki belirtilerden 3 ya da daha fazlası sizin için de geçerli ise en kısa sürede bir psikologdan yardım almanızda fayda var

1. Mutsuzluk, ümitsizlik, isteksizlik

2. Kendini değersiz hissetme, zaman zaman suçluluk duygusu içine girme.

3. Uyku bozukluğu: Uykusuzluk, bazen da aşırı uyku hali.

4. Enerji azalması: Çabuk yorulma.

5. İştah değişikliği: İştah azalması veya artması. Daha çok karbonhidratlı yiyeceklere yönelme.

6. Sinirlilik ve karamsarlık.

7. Anksiyete.

8. Konsantrasyonda bozuklukları.

9. Ölüm düşünceleri ve intihar arzusu.

web tasarım

 

 

 

 

 

 

yazan: Uzm. K. Psi. Yasemin Meriç Kazdal

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız