Kekemelik birçok etkenin bir araya gelmesiyle oluşan bir durumdur. Kimi birey yaşamış olduğu duygusal şok, korku ve heyecansal durumlarından dolayı gerilimini en zayıf organına psikolojik olarak taşıma eğilimi içerisindedir. İşte kekemeler bu olumsuz durum ve koşullar sonucunda gerilimlerini larinkslere (ses telleri) ileterek odak noktası oluştururlar. Ses telleri yoğun gerilim altında kaldıklarında normal işlevlerini yerine getiremeyerek olağan dışı bir kasılma yaşarlar. Böylece yaşanan gerilim altında solunum mekanizması da normal fonksiyonunu yerine getiremez ve birey çok yönlü bir işlevsel bozukluk ortamına girer. Oluşan durum, tipik bir kekemelik olarak ortaya çıkar.
Konuşamama kaygısı ile oluşan gerilimin nefes borusu ve ses tellerine iletilmesi ile ilişkili etmenler olabileceği gibi beynin (cerabral) sol yarı küresinde yer alan konuşma merkezinin herhangi bir nedenle zedelenmesi ya da nörolojik bozukluğunun bulunması de kekemeliğe neden olan etmen olarak düşünülmelidir. Bu açıdan soruna baktığımız zaman kekemelik, bireyin genetik olarak, gerilimi ses tellerinde toplama eğiliminden başlayarak, doğru solunum yapamama, günlük yaşam koşullarındaki korkular, baskıcı toplum, şoklar, yanlış eğitim ve kazaların oluşturduğu psiko-fizyolojik bir bozukluktur denilebilir
Genellikle çocuklarda 2-4 yaşları arasında ortaya çıkan kekemeliğin farklı nedenleri vardır. Bu nedenler çok çeşitli olmakla birlikte, dört ana başlıkta özetlenebilir:
Travmatik Yaşantılar ve Korkular: Yangın, deprem, tüp patlaması, bina çökmesi gibi olaylar; trafik kazaları, hastalık ve ameliyatlar; bir kavgaya tanık olma, hayvandan korkma ve sesle korkutulma…
Aile İçi Sorunlar: Evdeki kavgalar ve huzursuzluklar, çocuğa uygulanan şiddet ve anne-baba arasındaki şiddet…
Kayıp ve Ayrılık: Ölüm nedeniyle aileden birinin kaybı, boşanma nedeniyle anne ve babadan ayrılma, beklenmedik seyahatler nedeniyle ayrılık, evcil hayvanın ölümü veya hayvandan ayrılma…
Hatalı Anne-Baba Tutumları: Baskıcı ve aşırı disiplinli aile tutumları, aşırı koruyucu aile tutumları, aşırı aşağılayıcı aile tutumları…
Kekemeliğin ortaya çıkışı, hiç kuşkusuz çocuğun toplumsal uyumunu aksatır. Çocuk alay konusu olur, konuşmaktan çekinir, her an tutulacağı endişesi içindedir. Bu kısır döngüye giren çocuğun kendisini kurtarması kolay olmaz. Çekingenlik, utangaçlık, güvensizlik gibi ek belirtiler gelişir. Bu durum, çocuğun arkadaş ilişkilerini ve okul başarısını önemli ölçüde etkiler. Kekemelikten önce korkak, çekingen, güvensiz olan ve baskılı yetiştirilen çocuklarda uyumsuzluk daha da belirgin olur (Yörükoğlu, 1992).
Kekemeliğin en belirgin özelliklerinden biri; kekemelerin, cümleleri, özellikle kelimelerin hecelerini tekrar etmeleridir. Bu tekrarlar çocuklarda sıklıkla görülmekte ve kekemelik olarak kabul edilmektedir. Çocukluktaki normal akıcılık kusurları ana-baba tarafından kekemelik olarak değerlendirilmekte ve bu normal özellikler kekemeliğe dönüşebilmektedir.
Günümüzde Uygulanan Tedavi Çalışmaları
-
Bireyin genel güvenini ve moralini geliştirmek,
-
Durumsal ve sessel kaygısını azaltmak,
-
Kekemeliğin pekiştirici etkisini azaltmak,
-
Konuşmanın var olan akıcılığını geliştirmek.
Kekemeliğin belirtilerini ortadan kaldırmaya yarayacak çalışmalar
-
Kekemeliği oluşturan, sürdüren, ağırlaştıran etmenler ortadan kaldırılmalı,
-
Çocuk kekelediğinin farkına vardırılmalı, bunu yenmesi için istekli hale getirilmeli,
-
Kekemeliğin- belirtileri fark ettirilmeli,
-
Kekemelik, çocuğun ve çevrenin hoşgörü düzeyine indirilmeli,
-
Solunum çalışmalarına ağırlık verilmeli,
-
Çocuğun durumuna uygun tümceler seçerek söylenenleri tekrar etmesi istenmelidir. Böylece çocuk, öykünme yoluyla konuşmasını düzeltmeye çalışacaktır.
-
Psikolojik değerlendirme yapılarak eşlik edebilecek ruhsal bozukluklar da tedavi edilmelidir.
Yapılabilecekler:
-
Her çocuğun kendine özgü konuşma gelişim hızının olduğunu kabul edin. Bazı çocukların konuşmaları akranlarından biraz yavaş gelişebilir. Bu onun konuşmasının geç kalacak veya geri olacak anlamını taşımaz.
-
Dikkatli ve güçlü anne-babalar, telaşlı ve heyecanlı anne-babalardan daha yararlıdır.
-
İyi konuşma, çoğunlukla iyi örnekler duymakla gelişir. Ailede veya yakın yetişkinler arasında iyi örneklere sahip olmayan çocuktan iyi konuşma beklemek haksızlık olur.
-
Akıcı konuşma bir anda olmaz, zaman ister. Zaman isteyen bir şey biraz sabırlı olmayı gerektirir. Bunun için;
-
Çocuğun konuşması üzerinde aşırı bir titizlik göstermeyin. Endişeden uzak olun. Çocuk bir şey söylemek istediğinde acele ve telaşa kapılmadan söyleyebileceği kadar zaman verin.
-
Çocuğu konuşmada acele ettirmeyin. Sizin ve arkadaşlarının iyi, sabırlı dinleyiciler olduğunu çok açık hissedebilmelidir.
-
Çocuğu kekeme diye damgalamayın.
-
Kekeme, kekemelik, kekeleme gibi terimleri kullanmaktan sakının. (Tekrar uzatma, tutulma, duraklama gibi terimleri kullanabilirsiniz.
-
Aile atmosferi hoş hale getirilmelidir. Evde aile arasındaki geçimsizlik, sinirlilik halleri çabucak çocuğa yansır. Bu durumun çocuğun kekemeliğini arttıracağını unutmayın.
-
Çocuk kekelediği anda onun dikkatini başka yönlere çekmelidir.
-
Çocuk ideal konuşma olanak ve koşullarına sahip kılınmalı, konuşmaya, hikaye anlatmaya, şiir okumaya yönlendirilmelidir.
-
Hiçbir zaman çocuğa ‘dur acele etme’, ‘yeniden başla’, ‘önce derin bir nefes al’ gibi uyarılarda bulunmayın. Bütün bunlar onun dikkatini konuşması üzerinde toplamasına neden olur. Bu da zararlıdır.
-
Çocuğun yanında iki dil kullanılmamalıdır.
-
Daha akıcı konuşan kardeşleri veya yaşıtlarıyla asla kıyaslanmamalıdır.
-
Akıcı konuşan kişilerle rekabet ortamı hazırlanmamalıdır.
-
Onu dinlerken asla gözünüzü dikip bocaladığı veya takıldığı kelimeyi sabırsızca bekler gibi görünüm alınmamalıdır. Çocuk konuşurken onun dudak hareketlerine değil, gözüne bakın.
-
Çocuğun kendisi varken başkalarıyla onun kusurları hakkında konuşmayın.
-
Kekelediğinde, kelimeler ağzından alınıp tamamlanmamalıdır.
-
Anne ve baba onu sevdiğini hissettirmelidir.
-
Eşler aralarındaki sorunları çocuğa yansıtmamalıdır.
-
Çocuğun öğretmeniyle bağlantı kurulmalı, iletişim içinde olunmalıdır.
Kaynak : turkiyedecocukolmak.com