Ömer Seyfettin'in Diyet adlı hikâyesini bilirsiniz. Zengin bir adam, mahkeme tarafından kolunun kesilmesine karar verilen fakir bir adamın cezasının diyetini öder. Onu da borcunu ödemesi için işçi olarak yanına alır. Kolunun kesilmemesine sevinen adam yanında…
Yazar : Murat Tunalı
murattunali@hotmail.com
Bankacılıkta Son Yenilik!
Ömer Seyfettin'in Diyet adlı hikâyesini bilirsiniz. Zengin bir adam, mahkeme tarafından kolunun kesilmesine karar verilen fakir bir adamın cezasının diyetini öder. Onu da borcunu ödemesi için işçi olarak yanına alır. Kolunun kesilmemesine sevinen adam yanında çalıştığı patronuna minnet duyar. Sevgi ve saygıyla yanında var gücüyle çalışıp borcunu ödemeye çabalar. Zengin adam ise çalışanını ne zaman görse "Kolunun diyetini ben ödedim!" deyip yaptığı iyiliği başına kakar. Saygıda kusur etmeyen işçi sabreder ve sesini çıkarmaz. Fakat sesini çıkarmaması üzerine patron daha fazla yüklenir. Artık sabrı kalmayan işçi bir gün çalışırken yine başına kakılması üzerine baltayı alır, kolunu oracıkta keser ve adama "Al diyetini!" der. Birçok insan eşiyle, dostuyla ve sevdikleriyle konuşurken talepleri yerine getirilmediğinde sanki ödedikleri diyeti başına kakar gibi davranıp "Ben senin arkadaşınım, ben senin annenim, ben senin babanım, amcanım…" uyarısında bulunarak yaptıkları bir iyilik varsa bunu hatırlatır. Ebette bunları ısrarla belirtmesinin altında olumlu bir amaç yatmaktadır. Fakat ister istemez bu söylemler başa kakma olarak algılanır. Bu nedenle ilişkide olunan kişi ihtiyaç duymadığında, kendine güveni geldiğinde bağını koparmak ister. Hatta tepki olarak şiddet yanlısı tavır bile gösterebilir. Yani size ihtiyaç duymadığını düşünüp diyetini geri vermek ister. Bu geri verme, çeşitli reaksiyonları da beraberinde getirir. Örneğin çocuksa evden kaçabilir. Eş ise kavga edebilir, aldatabilir. Arkadaş ise ilişkisini bitirmek isteyebilir. Bu nedenle siz siz olun, sevdiğiniz için ödediğiniz diyeti onun başına kakmayın. Aksi durumda zamanla onların gönül bankalarında bulunan hesabınızda hiç kredi kalmaz ve bir gün sevginize karşılık bulamayabilirsiniz.
Duygusal Banka Hesabında para ya da buna benzer maddi değerler yoktur. Sadece duygular vardır. Sevdiğiniz ve ilişkide olduğunuz insanlara karşı beslediğiniz sevgi ve saygı içeren duygular. Çocuğun, anne ve babasına, kardeşine, arkadaşına ve diğer insanlara karşı içinde barındırdığı ayrı ayrı sevgi hesapları mevcuttur. Bu hesaplar kesinlikle birbirine karışmaz. Herkesin hesabı farklı olup her hesapta farklı miktarlarda duygu mevcuttur. Bu hesaptaki duygular zaman içinde ilişkinin gidişatına göre artar ya da azalır. Örneğin çok sık tartışıyor ve kavga ediyorsanız karşınızdaki insan da var olan sevgi kredinizi çok çabuk tüketirsiniz. Hiç tartışmıyor, ona her daim destek oluyor ve onu her şeye rağmen seviyorsanız krediniz hiçbir zaman bitmez hatta katlanarak artar. Duygusal banka hesabı kişinin yaşına, cinsiyetine ve karakterine göre değişkenlik göstermektedir. Örneğin, çocuk sakin içine kapanık bir mizaca sahipse anne ve babasına karşı sevgisini açık bir şekilde gösteremeyebilir. Aynı şekilde onlara karşı olan kızgınlığını, kırgınlığını ve küskünlüğünü de. Çocuk gelişim döneminden önce anne ve babasıyla sevgisini çok samimi bir şekilde paylaşabilir. Onlara sarılır kucağına oturur, vb. fakat gelişim dönemine girdikten sonra kişiliğinde ağırlık olur. Eski sevgi gösterilerini artık kullanmayabilir. Bu durum sevgi hesabınızda kredinizin bittiğini göstermez. Peki, kredinizin bittiğini ya da azaldığını nasıl anlarsınız?
Hesapta Para Bittiğinde
Alarm Verir
Duygusal banka hesabınızda para bittiğinde hesap alarm verir. Günlük yaşamınızda bankadaki hesabınızda nakdiniz kalmadığında banka referanslarınıza bakarak size kredi verebilir. Anne-baba ile çocuk, arkadaşlar ve eşler arasındaki ilişkide de durum benzerdir. Yapılan tartışmalarda insanlar saygı veya korku sınırlarını aşmamayı bilir. Fakat yüreğindeki hesapta muhatabının kredisi bitmişse artık bu sınırları aşması onun için problem olmamaktadır. Bu nedenle bazı tartışmalarda hiç beklenmeyen tepkiler alınmaktadır. Çünkü duygu hesaplarında hiç kredi kalmamıştır. Peki, sevdiğiniz insanda kayıtlı hesabınızdaki kredinizin bittiğini ya da azaldığını nasıl anlarsınız? Bunu anlamanızı sağlayan gösterge onun size karşı olan davranışlarıdır. Size karşı davranışlarında ve konuşmalarında soğukluk, sevgisizlik hissederseniz bilin ki krediniz azalmış veya tükenmiştir. Böylesi bir durumda ona karşı olumsuz hisler beslememek ve karşı tepki vermemek gerekir. Çünkü böylesi bir durum, kişinin sizden daha fazla uzaklaşmasına hatta nefret etmesine neden olur. Agresif olmak ve şiddete başvurmak yerine, onun size karşı olan sevgisini azaltan nedenleri düşünüp bunları ortadan kaldırmak yapılacak en akıllıca davranıştır.
Yatırdığından Fazlasını
Çekemezsin
Sevdiğiniz insanın duygusal banka hesabına yeteri kadar yatırım yapmazsanız az önce belirtildiği gibi sorunlar çıkar. Sorunların çıkıyor olması yatırılan miktardan fazla çekilmek istenmesidir. Ona karşı konuştuğunuz bir kelime ya da atılan bir tokat veya daha fazlası farkında olmadan sizin ondaki kredinizi tüketebilir. Sizin önemsemediğiniz ve unuttuğunuz olayı o unutmayabilir. Daha sonra ufacık bir tartışmada beklenmeyen derecede büyük tepkiler verebilir. Sevdiğinizde aranızda yaşanan güzel anlar hesaba geçen kredi parçacıklarını oluşturur. Onu çok mutlu eden, hayatında önemli yer etmiş, güzel ve etkileyici anlar hesaba geçen büyük miktarları oluşturur. Çok büyük miktarlar yatırıldığında o kredinin tükenmesi ve ya azalması daha da zorlaşır. Tabi bunun tam tersi de geçerlidir. Çok az yaşanan güzel anlar hesaba yatırılan az miktarda sevgi kredisi demektir. Bunun da tükenmesi daha kısa zamanda ve daha kolay gerçekleşir. Onun hayatında yer eden çok önemli duygu yüklü anlar bu kredinizin limitini artırıp azaltan etkenlerdir. Bir aileyi ele alalım… Anne-babanın boşanmış olduğunu ve çocuğun velayetinin annede olduğunu varsayalım. Bu çocuk babasıyla yeteri kadar vakit geçirmezse ona karşı yeterli sevgi ve saygıyı gösteremeyecektir. Çünkü babası çocuğun duygusal banka hesabına yeterli kredi miktarını yatıramamıştır. Bu da çocuğun babasına karşı duygularını etkiler. Bu arada hemen belirteyim, çocuğa çok harçlık verilmesi ve rahat bir yaşam sürmesinin sağlanması onun duygusal banka hesabını çok fazla etkilemez. Çünkü duygusal banka hesabı kesinlikle duygusal paylaşımlarla artar. Yani gerçek anlamda maddiyatla ilgisi yok denecek kadar azdır.
Her Bireyin Limiti Farklıdır
Bir insanın duygu bankasında her birey için ayırdığı hesap farklıdır. Anne için ayırdığı hesapla baba için ayırdığı hesap, arkadaşına ayırdığı hesap ile sevgilisine ayırdığı aynı değildir. Bazen farkında olmadan çocuklara hiç de hoş olmayan bir soru sorulur: "Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?" Bu soru sanki çocuğa ikisinden birini daha az sevmesi gerektiğini düşündürtmektedir. Oysa çocuk ikisini de çok sevdiğini hisseder. Fakat bu sevgisini yaşı ilerledikçe ifade ediş biçimi farklılaşır. Annesine daha samimiyken babasına daha seviyeli davranabilir. Daha açık bir ifadeyle, sevgiyi ifade etme biçimleri bakımından fark görünmektedir. Sizin de çocuğunuz annesine yakın, babasına uzak gözükebilir. Ya da tam tersi… Fakat ikisini de seviyordur. Sadece sevgiyi ifade etme biçimi ikisi için farklı olabilir. Bu ifade etme biçimini etkileyen faktör duygu bankasındaki kredi limitidir. Örneğin çocuk küçük yaşta çok hastalanmış, annesi de günlerce başında beklemiştir. Bu durumda çocuk elbette babayı da sever fakat annesine karşı kredi limiti kaçınılmaz olarak daha yüksektir.
Kredinizin Tükendiğini Belirten Göstergeler
– Size karşı acımasız ve asi davranışlarda bulunur.
– Zaman zaman şiddet eğilimleri gösterir.
– Arkadaşlarıyla konuşmalarında, sizinle ilgili nefret sözcükleri kullanır.
– Görüşmeler sürekli münakaşa, tartışma ve kavga halinde geçer.
– Tartışmalar arttıkça konuşmalarında sizi açıkça sevmediğini vurgular.
– Sürekli olarak sizden uzaklaşmak ister.
– Yakınınızda yaşıyorsa ait olabileceği, barınabileceği alternatif yerler arar.
Sevdiğinizdeki Kredi Miktarını Artırmak İçin Ne Yapabilirsiniz?
– Onun özel anlarına değer verin.
– Gün içinde az da olsa kısa zaman dilimlerini onunla istediği gibi paylaşın.
– Heyecanlandığı ve mutlu olduğu konuları anlatırken önemseyerek dinleyin.
– Ona mutlu olduğu küçük sürprizler yapın.
– Zor zamanlarında sıkılmadan duygularını paylaşın.