Etkili Davranışlarla Çatışma Yönetimi

0
984

Anlaşma zemininin merkezindedir, çatışmak! Çatışma, kelime anlamıyla ilk anda olumsuz bir durumu nitelendiriyor gibi görünebilir. 1900'lü yılların yönetim modelinde işletmeler, insanlar arasındaki çatışmalara pek sıcak bakmamış, bu durumu kriz olarak değerlendirmiştir…

 

 

 

Yazar : Betül Erdoğan

'Çatışmadan çakışmak, çakışmadan iletişim kurmak, iletişim kurmadan anlaşmak, anlaşmadan yaşamak mümkün değildir!'

Anlaşma zemininin merkezindedir, çatışmak! Çatışma, kelime anlamıyla ilk anda olumsuz bir durumu nitelendiriyor gibi görünebilir. 1900'lü yılların yönetim modelinde işletmeler, insanlar arasındaki çatışmalara pek sıcak bakmamış, bu durumu kriz olarak değerlendirmiştir. Çağımızın yönetim anlayışında ise başarılı iş yönetimine sahip kuruluşlar çatışma durumlarını fırsata dönüştürmeyi başarabilmektedir.
Yaradılışı gereği yalnız yaşayamayan insanın zaman zaman karşısındaki bireyle farklı görüş ayrılıklarına düşebilmesi kaçınılmazdır. Çünkü insanlar arasında düşünce, davranış, beklenti, çıkar, anlayış ve empati farklıları olması çok doğaldır. Çatışmanın temelinde; bireyin çatıştığı kişiyi, grubu, düşünceyi veya olayları benimsememesi, hoşlanmaması veya bu tür olguların bir kısmı ile çekişmesi yatar. Aynı zamanda sosyal bir varlık olan insan, kısıtlı kaynak ve olanaklarla karşılaştığında kendi içinde, gruplar ve bireyler arasında çekişme yaşar. Bu çekişmenin başlıca nedeni, bireyin hayatını istediği ölçüde devam ettirme isteğidir.
İnsan, dış dünyaya karşı hissettiği ve çatışmaya neden olan durumların dışında kendi içinde de hedefledikleri, yapmak istedikleri ya da içinde bulunduğu durumla ilgili zaman zaman gelgitler yaşar. Bunlar doğal ve kaçınılmaz durumlardır ancak kişinin içinde yaşamış olduğu bu çatışmalardan mümkün olduğu kadar kısa ve sağlıklı bir şekilde çıkması ruh sağlığı açısından çok önemlidir.
Çatışma, madden ya da manen bir ihtiyaç eksikliğinden doğar ve kişi sahip olduğu güdüyle bu ihtiyacı karşılama çabası içine girer. İhtiyacın giderilmesi aşamasında bazen iç, bazen de dış engellerle karşılaşılır ki bu engeller kimi zaman hayal kırıklığına uğranılmasına sebep olabilir. Hayal kırıklığı durumunda her insan aynı tepkileri göstermeyebilir. Saldırganlık, geri çekilme, kayıtsız kalma ya başka tarafa yönelme her insanın gösterebileceği farklı savunma mekanizmalarıdır.
Çatışmayı Çözme
İki ya da ikiden fazla taraf arasındaki uyuşmazlık veya anlaşmazlık durumunun ortadan kaldırılmasıdır. Çatışma, temelde bir problem durumudur. Bu nedenle kişinin çatışma çözme konusundaki yaklaşımı onun probleme nasıl yaklaştığı ile ilgilidir. Çatışmayı çözme aşamasında sergilenen tutum ve davranışlar durumun olumlu veya olumsuz sonuçlanmasını büyük ölçüde etkileyecektir. Bu nedenle taraflar bu durumun güzel bir sonuca ulaşmasını gönülden istemelidir. Çatışma durumunda aşağıda sayacağımız olumsuz ifadeler bizi çözümden uzaklaştırıp çözümsüzlüğe sürükleyecektir:
– Kaçınma: Bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde kaçma durumunda bulunması. Ortamı terk etme, uyumak ya da daha önemli bir işi varmış gibi davranmak…
– Hasıraltı etmek: Sorunlardan kaçmak dışında, sorunu yokmuş gibi görmek…
– Suçlu hissettirmek: Kızgınlığı ya da kırgınlığı açıktan söylemeyip dolaylı yollara başvurulmak…
– Konuyu değiştirmek: Sorunun varlığını görmezden gelip konuyu başka tarafa yönlendirmek…
– Eleştirmek: Soruna ilişkin konuşmak yerine kızgınlığı karşı taraftaki bireyin başka davranışlarına yöneltmek…
– Akıl Okuyuculuk: Konuşmaların anlatılmak istenilen şekilde değil de kişinin kendi anlamak istediği şekilde yorumlamak…
– Tuzak Kurma: Başlangıçta yapılması istenen davranışın sonrasında sanki isteyen kendisi değilmiş gibi karşı tarafa olumsuz yüklenmek…
– İma Etmek: Kızgınlığın asıl nedenini açıkça vurgulamadan ima yolu ile ipuçları vermek…
– Gıcık etmek: Problemi açıkça dile getirmek yerine karşıdaki kişinin rahatsız olacağı şekilde olumsuz duyguları dile getirmek…
Bilinçli veya bilinçsiz olarak yapılan tüm bu davranışlar kendini doğru ifade edememe, dolayısıyla doğru anlaşılamama sorunlarına neden olurken çatışmayı doğuran unsurların kökleşmesini sağlayacaktır.
Çatışmayı Çözme
Basamakları
Kişiler çatışmayı çözme kararları aldıklarında ilk kabullenmeleri gereken "Kaybeden yok!" düşüncesi olmalıdır. Sonrasında;
-Kişiler ya da gruplar arası problemin tanımlanması
-Tüm katılımcılar tarafından sorunun çözümlenmesine yönelik beyin fırtınasının yapılması (Bu basamakta üretimin ve katılımın azalmaması için her düşünceye değer verilmeli çözüm önerileri ile ilgili olumsuz yorumlar yapılmamalıdır)
-Çözümlerin değerlendirilmesi
-En iyi çözüme karar verilmesi
-Kararın uygulama basamaklarının görüşülmesi   
-En iyi kararın uygulamaya konulması sorunların çözümlenmesinde etkili olacaktır.
Yaşam içerisinde karşılaşılan çatışmalarda kişinin başarılı olabilmesi kendi çatışma döngüsünden haberdar olmasına bağlıdır. Bireyin çatışmalara karşı göstermiş olduğu tutum ve değerlerinin farkında olup hangi konularda çatışma yaşadığından, bu çatışmalara karşı gösterdiği tepkilerinden ve bu tepkilerin kendisine nasıl bir sonuç getirdiğinin farkındalığını yaşamış olması hayatı daha kontrollü yaşamasına imkân sağlayacaktır.
Kişilerin göstermiş olduğu tutum ve davranışlara göre çatışmayı iki kısımda inceleyebiliriz:
1. Pozitif Çatışma
2. Negatif Çatışma
Pozitif Çatışmanın Özellikleri:
-Karşı tarafın ihtiyacına saygılı ve güvene dayalı ilişkiler,
-Açık ve net bir şekilde tanımlanabilen, kazan-kazan merkezli bir çatışma tutumu,
-Ortamdaki sinerji ve verimliliğin artığı bir ortam,
-Gerçek duygu ve düşüncelerin yansıtıldığı açık ve sürekli bir iletişim.
Negatif Çatışmanın
Özellikleri:
-Korkuya ve güce dayalı, tek yönlü, savunmacı ilişkiler,
-Kurum merkezli olmaktan çok birey merkezli, kazan-kaybet odaklı çatışma tutumu,
-Önemli olandan çok acil olana öncelik verilen ve verimliliğin azaldığı bir ortam,
-Saklı amaçların, üstü kapalı imaların ve iğnelemelerin olduğu, yalnız zorunlu olunduğunda kurulan iletişimler.
Çatışma yönetimi stratejilerinde;
-"Hiçbir şekilde olmaz!" denildiğinde amaç hem amaç gerçekleşmeyecek hem de ilişki zayıflayacaktır.
-"Senin istediğin olsun!" denildiğinde ilişki kurulup gelişebilecek ancak amaç gerçekleşmeyecektir.
-"Benim İstediğim olacak!" şeklinde hükmedildiğinde amaç gerçekleşecek ancak ilişki zayıflayacaktır.
<Bizim önerimiz; hem amacın gerçekleştiği hem de ilişkilerin güçlenip geliştiği 'İş Birliği' başka bir tanımlamayla 'Bizim istediğimiz olsun!' tutumudur.
İnsan ilişkilerinin başarılı olmasının yollarından en önemlisi 'Çatışmaların Sağlıklı Yönetimi'dir. Bunun içinse;   
1. Teşhis / Tespit,   
2. Tanımlama,   
3. Tedavi Sonuçların kontrolü gereklidir.

3 Mutluluk Sırrı

Bütün psikologların üzerinde fikir birliğine vardıkları üç mutluluk formülü var: Şükretmek, iyilik yapmak ve yaptığın işi sevip daha çok konsantre olmak! Şükretmek, hayattan duyduğun memnuniyeti ifade etmek, hatta bunu düzenli olarak yazmak ve söylemek, sadece insanın keyfini yerine getirmekle kalmıyor; Kaliforniya Üniversitesi'nin araştırmasına göre fiziksel sağlığı düzeltiyor, enerji seviyelerini yükseltiyor, acı ve yorgunluğu azaltıyor! İyilik yapmak, sözgelimi düzenli olarak bir huzurevini ziyaret etmek, bir komşuya yardım etmek, babaanneye mektup yazmak, mutluluk derecesini ani ve dramatik biçimde artırıyor!
Ne para, ne aşk, ne güneş, ne gençlik. Yaptığınız işi sevip o işe bütün konsantrasyonunuzu ve enerjinizi severek vermek de mutluluğun formüllerinden biri. Marangoz olsanız da, doktor olsanız da böyle. O kadar araştırma, yazışmalar, toplantılar, istatistikler… Psikologlar yine bize anaokulunda öğretilenlerle kutsal kitaplarda yazılanları bulmuşlar: Mutlu olmak için çalış, iyilik yap, şükret!
Not: Gülse Birsel'in Sabah
gazetesindeki köşe yazısından alınmıştır.

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız