Hızlı Okuma Teknolojisi

0
1015

Bir kişi elindeki kitabı üç gün içinde bitirmek zorundaysa ve bundan sınav ya da sözlü olacaksa hızlı okuma tekniklerine ihtiyacı var demektir. Bir yönetici ofiste yığılmış dosyalar içinde kaybolmuşsa, sıradan bir okuma gönüllüsü gündemdeki bir kitabı almış ve haftalardır masasında durduğu halde bitiremiyorsa bütün bu kişilerin de hızlı okuma tekniklerine ihtiyacı var demektir. Hızlı okuma tekniklerini artık duymayanımız kalmamıştır. Her geçen gün konuyla ilgili sayısız kitap çıkıyor, seminer veriliyor.  Murat Tunalı murattunali@hotmail.com

 

 

Hızlı okuma tekniklerini artık duymayanımız kalmamıştır. Her geçen gün konuyla ilgili sayısız kitap çıkıyor, seminer veriliyor. Fakat bununla birlikte bir şey daha oluyor, o da hızlı okumacılarla beraber buna muhalif olanların da ortaya çıkması. Günümüzde konuyla ilgili şu iki görüşü savunanlar ön planda: ‘Hızlı okumaya inananlar ve inanmayanlar’ Birçok kişiyi konuyla ilgili olarak dinledim ve gözlem yaptım. Karşıt olan kesimi ağırlıklı olarak akademik çevreler oluşturuyor. Hızlı okuma tekniklerini kullanan ve öğreten biri olarak, konuyu bir de bu görüşleri savunanlar tarafından bakarak irdelemeye karar verdim. Aslında hızlı okuma tekniği oldukça yararlı bir teknolojidir. Fakat bunun yanı sıra, özellikle karşıt kesimin görüşlerini dinleyince her teknolojik gelişmede olduğu gibi bunun da bazı yan etkilerinin olduğunu gördüm. Önce hızlı okuma tekniklerini birkaç maddede tanımlayalım…

 

Hızlı okuma nedir?
Görsel algılamaya dayalı yazıların daha çok şekil ve resim olarak algılanmasını sağlayan, bilinen okuma yöntemlerinden farklı, hız odaklı bir okuma yöntemidir.
Hızlı okursam anlayabilir miyim?
Bilinen okuma yöntemiyle normalden daha hızlı okursa, kişi okuduğunu anlayamaz; çünkü “hızlı okuma teknikleri” mevcut okuma yöntemini iyileştirici değil, terk edici bir okuma yöntemidir. İlk başta ürkütücü gibi gözükse de bilinerek ve uygulanarak okunduğunda daha iyi anlayarak, daha hızlı okunabiliyor.

 

Hızlı okumanın normal okumadan farkı nedir?
Bilinen yöntemle yapılan okuma, içten seslendirmeyle, kelimeleri tane tane sürekli geri dönüşler yaparak okumadır. Hızlı okuma yöntemiyse kelimeleri başlangıçta 2’şerli, 3’erli gruplar halinde (blok okuma) gördüren, daha sonra ileri okuma teknikleriyle alan okuması denilen ve bir sayfayı görüp tanıyabilecek seviyeye ulaştıran okuma yöntemidir.

Hızlı okuma benim ne işime yarar?
Bu tekniğe ihtiyaç duyanlar genel itibariyle okumak için zaman bulamayanlardır. Bir de okumaya zaman yetiremeyenler. Öğrenciler, öğretmenler, doktorlar, yöneticiler ve okumayı günlük hayatının bir parçası sayan herkes için gereklidir. Örnek vermek gerekirse, bir kişi elindeki kitabı üç gün içinde bitirmek zorundaysa ve bundan sınav ya da sözlü olacaksa hızlı okuma tekniklerine ihtiyacı var demektir. Bir yönetici ofiste yığılmış dosyalar içinde kaybolmuşsa, sıradan bir okuma gönüllüsü gündemdeki bir kitabı almış ve haftalardır masasında durduğu halde bitiremiyorsa bütün bu kişilerin de hızlı okuma tekniklerine ihtiyacı var demektir. Kısaca belirtmek gerekirse, zaman konusunda sıkıntısı olan ve okumaya zaman yetiremeyen herkesin işine yarayan bir sistemdir.
Nasıl oluyor da daha hızlı okuyup daha iyi anlayabiliyoruz?
İnsan beyninin 1 dakikada minimum 500-600 kelimelik bir devinimi vardır. Normal bir okuyucu bunun ancak üçte birini doldurabilir. Geri kalan boşluğu nasıl mı dolduruyor? Birçoğumuz kitap olurken elimizle kalem çevirir, parmağımızla ritim tutar, ayağımızı sallarız. Bütün bunları farkına varmadan yaparız tabi. Hatta hayal bile kurarız. Sonra da bu kadar sayfayı ne zaman okudum ben diyerek okuduğumuz yerlerden hiçbir şey anlamadığımızı fark ederiz. İşte hızlı okuma teknikleri buna imkan vermeden odaklanmış bir şekilde bu devinimi doldurmaya çalışır. Dolayısıyla, okuduğunuz bir yazıyı daha iyi anlarsınız.


Hızlı Okuma Teknolojisinin Yan Etkileri

Kahve keyfinde okumaya elveda
Bu teknolojiyi benimsiyorsanız şayet, sıcak şöminenin karşısında hafif arkanıza yaslanmış kahvenizi yudumlayarak okuma zevki sizin için artık mazi olacaktır. Çünkü hızlı okuma teknikleri disiplini benimseyen, duruş ve düşüncelere doğrudan yön veren bir davranış biçimine dayanır. Öyle kahvenizi yudumlarken hayal kurarak okumak, tabir uygunsa bu alışkanlığın “raconuna” ters bir durumdur.
Geri dönmek yok, sürekli ileri!
Bir metni ya da kitaptaki bir bölümü okuyorsunuz ve anlamadığınızın farkına vardınız. Dönüp oraya tekrar bakacaksınız fakat bunu hemen yapmak istiyorsunuz. Yapmadığınız takdirde genel anlamı da yakalayamayacağınızı düşünüyorsunuz. İşte burada size bir yasak daha geliyor: “Geriye dönüş yasaktır” Ama hoşunuza gitti, anlamadınız, tekrar okumak istiyorsunuz; bunların hiçbir önemi yok. Bu yöntem, anlama odaklı olduğu için genel anlamı kelimelerden değil, parçanın genelinden çıkarabileceğinizi savunuyor. Yapacak bir şey yok. Teslim bayrağını verdiniz bir kere.

Okuma ahengi de nedir? Yok öyle bir şey!
Vurgular, dilbilgisi kuralları, işaretlemeler… Bunlar aslında hep ikinci planda kalırlar; çünkü okuyucunun zamanı yoktur. Bir an önce parçada ne anlatılmak istendiğini bulmak zorundadır. Bir bölümde elmanın kızıllığından, ağacın dallarının artık taşıyamamasından, kuşların konmasından, güneşin batışından bahsediyorsa ve bunu uzun uzadıya betimliyorsa okuyucumuz “leb” demeden leblebiyi anlamak durumundadır. Hatta bu bölümü bütün paragrafı okumadan anlayabildiyse atlayacaktır. Bu da edebiyat otoritesini kahreden bir durumdur. Nerede kaldı edebi zevki yaşamak?
Sonuç olarak, konu okuma olunca bunun hızlı mı yoksa yavaş mı yapılması gerektiğine herkesten çok kişinin kendisi karar verir. Fakat eğer bir kişinin zaman sıkıntısı yoksa ve okumayla ilgili problemi de yoksa zaten bu kişinin hızlı okumaya ihtiyacı yoktur. Bu nedenle, teknoloji kime lazım oluyorsa zaten o da bu teknolojiye ayak uydurmak durumunda kalıyor. Umarım bu yazıdan sonra nasıl okuyacağınıza karar verir, bir an önce okumaya başlarsınız.

 

www.gencgelisim.com

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız