Bir insan doğduğu günden itibaren, güvensiz, korkulu ve endişeli bir hayatın içinde bulur kendini. Oysa doğmadan önce anne karnında oldukça güvenli, mutlu, huzurlu ve özgür hissediyordu. Belki de doğar doğmaz bebeklerin yüzlerindeki şaşkınlık ve ağlama ifadesi bu sebepledir kim bilir.
Ve bir bebek doğduğu andan itibaren anne-babası ve etrafındaki diğer kişiler tarafından olumsuz zihin bombardımanına tutulur. Hayat tecrübesi olmayan masum, çaresiz bebekler de bilinçsizce boş zihinlerine bunları kaydeder ve kabule geçerler. Bu kayıtların onların hayatı olacağını bilmeden, deneyimlerine yelken açarlar. Ve insanlar en çok konuşmayı öğrendikten sonraki zaman diliminde, özellikle ilkokul çağlarında, tüm hayatını etkileyecek enerjileri ve kayıtları kabul ederler. Bir kişi ile yaptığımız bireysel çalışmalarda, o kişinin deneyimini etkileyen enerjilerin bu hayattaki merkezlerine gittiğimizde genellikle çocukluk yıllarında yaşanan bir olay ile karşılaşırız. Çocuklukta aldığımız kayıtlar eğer, fark edilip döngüsü tamamlanmazsa ömrümüz boyunca hayatımızı etkilemeye devam ederler.
Olumsuz bilinçaltı kayıtlarına bazı örnekler:
• Koşma düşersin.
• Dondurma yeme hasta olursun.
• Çok hareket etme terlersin.
• Elimden tut, kaybolursun.
• Ders çalışmazsan asla başarılı olamazsın.
• Senden hiç umudum yok, sen okumazsın.
• Hiç şansın yok.
• Yapamazsın.
• Dünya gittikçe kötüleşiyor.
• Bu memleket adam olmaz.
• Artık buralarda yaşanmaz.
• Bu kadar çalışmanın bir anlamı yok. Çalış çalış nereye kadar.
• Artık yaşlandın. Otur oturduğun yerde.
• Hayat bitmeyen bir çile.
• Mutlu olmanın imkânı yok bu hayatta.
• Kazanamazsın.
• Zenginler kim bilir o parayı nasıl kazanıyor. Olmaz olsun öyle para.
• Ben kazanmadan gelen parayı istemem.
• Dikkat et, hasta olursun.
• Bu yaştan sonra artık hastalıklarla yaşamayı kabul ediyorum.
• En az iki yabancı dil bilmeden iyi bir iş sahibi olamazsın.
• Üniversitede okumadan asla olmaz.
Bu tür kayıtları siz istediğiniz kadar çoğaltın. Eminim sayfalar dolusu çıkacaktır. Ve yazdıkça fark edeceksiniz ki bunları zaten çocukluktan bu yana kabul ederek memnun olmadığımız hayatımızı kendi ellerimizle biz yaratmışız. Bunun farkına varmak insana gerçekten ilk önce çok acı gelebiliyor. Ama bir de şöyle düşünün. Kaç yaşında olursanız olun, artık farkındasınız ve bunu değiştirmek sizin elinizde.
Çocukken sizin için önemli kişilerin zihinleri karşısında çaresizdiniz ve doğrusunun o olduğunu zannederek kabul ediyordunuz. Ancak artık bir yetişkin olarak seçimler yapabilirsiniz. İlk adım, bu kayıtların farkına varmaktır. Bunlar, fark edilmezlerse özel ve sosyal hayatınızda başarısızlığa yol açabilecek davranış kalıplarının oluşmasına yol açabilirler.
Ama artık bitti. Bu sayfada en başından beri anlatmaya çalıştığım yöntemlerle bunu değiştirmek sizin elinizde. Ha bir de bu arada; belki kendi çocuklarımıza ve etrafımızdaki çocuklara kullandığımız sözleri söylemeden tekrar düşünmekte fayda var diyorum. Ne dersiniz…
Yazan: Songül Atikara
