Kişi, sağlığından doğal olarak sorumludur. Hastalığının suçlusu değildir.
Ancak, hasta olan kişi, hayata karşı duruşunu, bakış açılarını, otomatik düşüncelerini, ara ve ana inançlarını, duygularını gözden geçirmelidir. Kendini iyi hissettirmeyenleri, düşündüğünde içini bunaltanları, kendini karamsarlığa itenleri değiştirmelidir. Farkında değil ise profesyonel terapi desteği almalıdır.
Kişi düşüncelerini, inançlarını, söylemlerini, eylemlerini değiştirdiğinde ölüm ve yaşlılık dışında, tüm hastalıklarının çaresini kendi içinde bulabilir. Çünkü Allah-u Teâlâ insanın bilinçaltına, ölüm ve yaşlılık dışında tüm hastalıkların çaresini kodlatmıştır.
Kişi hatalı duruşundan, bakış açılarından, yargılayıcı, suçlayıcı düşüncelerinden, hayatının sorumluluğunu almamasından dolayı bu çare reçetelerini fark edemez.
Tüm kaynaklar aslında kişinin kendi içindedir. Kişi kendini hasta eden kaynakların farkına varıp, onları sağlıklı kaynaklarla değiştirdiğinde hastalığı oluşturan bataklık, şifanın, huzurun gül bahçelerine döner.
Hastalığı yapan düşünce yapısını değiştirmek; olaylara, başımıza gelenlere verdiğimiz anlamı değiştirmek, zihinsel çarpıtmalarımızın farkında olup onları düzeltmek, olumsuz kök inançlarımızın farkında olup onları değiştirmek, şifa yolunda güçlü merhale katettirir.
İnsan günde bir saat iç dünyasına dönerek aklından geçen otomatik düşünceleri, ana inançlarını, değişik durumlara bakış açısını fark edebilir. Bunları fark etmek pozitif değişimin ateşine benzin dökmeye benzer. Bunları yazabilir. Ve karşısına olumlu olanları yazarak her gün 21 kez 21 gün boyunca okuyabilir. Her 21 günde bir bu işlemi tekrarlayabilir. İlerleyen aylarda hastalıkla olumsuz düşünce, olumsuz inanç ve olumsuz duygular arasındaki bağ kopunca hastalık bataklığı kurumaya başlar, onun yerinde şifanın, huzurun çiçekleri açmaya başlar.
İMMÜN SİSTEMİ NE GÜÇLENDİRİR?
Haftada bir bir saat tempolu yürümek. Hep gülümsemek. Stres atma terapilerini öğrenip yapmak. 23.00-07.00 arası uyumak. 21.00’den sonra haber izlememek. Sıcak soğuk banyolar yapmak. Boy-kilo dengesini korumak. Tuz, şeker, undan uzak durmak. Bağırsaklar için lifli gıdalara ağırlık vermek. Günde bir öğün sebze tüketmek. Çinko, selenyum, magnezyum, E vitamini alımına özen göstermek. Günde 35 ml/kg su içmek. Sigara, alkol içmemek. Akşam melisa, papatya çayı içmek. Ekinezya çayı, arı propolisi, köpek balığı kıkırdağı tableti, balık yağı tableti, kuru üzüm çekirdeği, çörek otu yağını her yıl bir kutu bitirmek.
STRES İMMÜN SİSTEMİ NASIL ETKİLER?
Stresle böbrek üstü bezleri daha fazla hormon salgılar. Bu etki bağışıklık sistemi merkezi timüsün büzülmesine yol açar. Beyaz kan hücrelerinin üretimi engellenir. Bağışıklık sistemi hücreleri düzenli çalışamaz. Beden enfeksiyon ve hastalıklara karşı daha açık kalır.
Stresle zihinsel üretkenlik azalır, konsantre olma hâli azalır. İşine, projesine yoğunlaşamayan, sürekli bunu dert eden insanın savunma direnci düşer. Stres, tansiyon sistemini baskılar, kalp damar sistemini gerer. Hücrelerin sevgiyle işlerini yapmasını engeller.
Stresle adalelerde spazm ve ağrılar ortaya çıkar. Kişi stresin etkisi ile agresifleşir. İfade edilmeyen stres, ani duygusal patlamalara yol açar.
Cevdet Mirmahmutoğulları
Hayatın Kaptanı Ol kitabından