Bilinçaltımız adeta hayatımıza yön veriyor. Peki biz onu ne kadar tanıyoruz:
“Bilinçaltı kontrol edilebilir devasa bir kütüphanedir, bilinçaltını kontrol edemeyen, onun kölesi olmaya mahkumdur”
Alışkanlıklarınızdan bir veya daha fazlasını hiç değiştirmeye çalıştınız mı? Farklı bir yöntemle, daha yüksek bir hırsla, daha büyük bir motivasyonla denemenize karşın, her seferinde bir dirençle karşılaştınız mı? Bu sorulara vereceğiniz muhtemel cevap; Evet… olacaktır.bilinçaltı tekniği ile değişim
Peki nedir bu direnç?
Bilinçaltı ! Alışkanlıklarımızın, otomatik karar eğilimlerimizin, bir diğer deyişle kişilik çerçevimizin temel dayanağı bilinçaltımızdır. Bilinçaltı doğası gereği, değişime direnç gösterme ile yükümlü, ana rahminden günümüze ona verdiğiniz veya verdirttirdiğiniz olumlu ve olumsuz mesajların kombinasyonundan oluşan, kendinize ve dünyaya baktığınızda birer lens fonksiyonunu gören, size anlam kazandırmanızı sağlayan, devasa bir kütüphanedir.
Bizler bilinçaltımızın kölesi durumundayız. Onun inançları doğrultusunda karar verir, hareket ederiz. Bu gerçeğin farkındalığında olan insan sayısı maalesef çok azdır, ziraa bilinçaltının emirlerini, kendi özgür iradeleri zannetme yanılgısına kapılma eğilimi tercih edilesi daha kolay bir yaşam yöntemidir. Fakat daha fazla mutluluğu ve başarıyı getiren bir yöntem değildir.
Bilinçaltının Değişime Direnci
Çoğu zaman insanlar, iradelerinin güçsüzlüğü karşısında hayrete düşerler. Madem “bilinç” çok güçlü, peki neden başladığım sporu başarıyla sonuçlandırıp hedefim olan fit ve sağlıklı bir vücuda ulaşamadım, neden sigaranın zararlarını bilmeme rağmen sigarayı irademle bırakamıyorum, irademi kullanarak neden insanlar arasında daha rahat, daha sosyal olamıyorum… Bu soruları bir çoğunuz bilinçlice olmasa da, zihninizde defalarca döndürdünüz, ziraa inanç çelişkileri tekrar düşünülmemek üzere çoğu zaman bilinçaltının derininliklerine atılır.
Bu nedenle çoğu zaman insanlar çok basit hedefleri bile başaramamaktan yakınırlar. İradem ile neden sonuca ulaşamıyorum sorusu akla tekrar gelir. Her türlü alışkanlık değişikliği için bilinçaltında kalıplaşmış söylem kalıplarının da değişmesi, bir diğer deyişle bilinçaltının onayı ve işbirliği gerekmektedir. Söz konusu işlem sağlanmadığı sürece, bilincin yeni bir değişiklik yapma çabası, bilinçaltının inançları ile çelişerek, iradenin yenilgisi ile sonuçlanmaya mahkumdur.
Zihnin temel işlerliğine dair kural: Gerçek ile Hayal çatışdığı zaman her zaman hayal galip gelir.
Bir diğer deyişle bilinçaltı ile bilinç (irade) çatışdığı zaman, iradenin yenilgisi kaçınılmazdır.
Diyetlerin çoğu orta ve uzun vadede hüsranla sonuçlanır; Sigarayı bırakma girişimleri genelde başarısızlıkla sonuçlanır; Yenildiği varsayılan soyalfobi tekrar nüks etme ile sonuçlanır.
Yukarda saydığım bu değişimler neden şaşırtıcı bir şekilde zordur.
Çünkü insanlar değişimleri sadece iradeleri ile sağlamaya çalışırlar. İradelerinin meşrulaştırdığı kararları büyük bir heves, kararlılık ve motivasyonla uygulamaya çalışırlar, fakat bilinçaltlarında yatan ters inancın ve hayallerin ötesine geçemezler. Değişimler bu durumda kısa vadeli olmaya mahkum kalırlar.
Diyet yapan bireyler, uzaklaştıkları o lezzetli algıladıkları yiyecek ve içeceklerin tadlarını hayal eder, terkettikleri o lezetlere bir gün ulaşacaklarının hayalini kurarlar.
Sigarayı bırakan birey, hala yemekten sonra veya kahvesi ile birlikte içtiği sigaranın kokusunu ve tadını hayal eder. Her yemekten sonra hayalinde sigarayı yakar.
Hayal her zaman iradeyi yener! Bu nedenle kalıcı değişimlerin sağlanmasının tek yolu, bilinçaltındaki söylem kalıplarının, hayallerin, öz inançların, hedef doğrultusunda değiştirilmesi veya alternatif pozitif inançların ağırlık kazanmasını bilinçaltı seviyesinde sağlamaktır. Bir diğer deyişle, bilinçaltının dilinde konuşmak, bireysel gelişim ve değişimin anahtarıdır.
Bilinçaltı Programlanabilir bir Arama Motorudur
Farklı bilinçaltı teknikleri kullanarak (hipnoz, yarı hipnoz, alfa frekansı, subliminal), irade safdışı bırakılır ve bireyin lehine işlemesi gereken zihnin, bireyin aleyhine işlemesine neden olan, kalıplaşmış negatif bilinçaltı söylem şablonlarına alternatif pozitif söylemler, hayaller ve bilinçaltı inançları yerleştirilir.
Amaç bilinçaltındaki yerleşik olumsuz hayallerin tersi yönündeki hayalleri güçlendirmektir.
Bir diğer deyişle; bilinçaltı, iradenin hedeflerine uygun hale getirilerek; bilinç ve bilinçaltının iş birliği yapması sağlanır. Kalıcı değişimin anahtarının bilinçaltı olduğu açık ve nettir.
Bilinçaltındaki kalıplaşmış programları, eski plaklara benzetebiliriz, ziraa zihin gerçekleşen ve algılanan herşeyi arşivler. Söz konusu plakların, insan hayatı için fonksiyonları yadırganamaz. Nefes alıp verişimizi içinde bulunduğumuz duruma göre ayarlar (irade dışı), bazen aklımızdan geçirdiğimiz bir konu varken araba ile en az 1 km’yi otomatik bir şekilde gittiğimizi farkeder, kırmızı ışıkta biliçaltı seviyesinde otomatik dururuz. Tabi başka plaklar da vardır!
“Zengin olmak kim, biz kim”
“Matematiği hiç anlayamam”
“Ben de kilolu birisiyim; ailemizde genetik”
“Babamın huylarını almışım”
“Şans bizde ne gezer”
“Çirkinim; benim gibiler hiç bir yere ulaşamaz”
Bilinçaltı olumsuz söylemler kalıpları tarafından işgal edilmiş (baskın ise), hayaller olumlu olamaz; hayaller olumlu olmadığı sürece irade ile olumlu bir bakış açısı sağlanamaz. Bu nedenle plakları; bilinçaltı düzeyinde bireyin hedefleri doğrultusunda revize etmek veya tekrardan programlamak gerekir.
*
Yazar: Gökhan Çınaroğlu