Bizim bütün yapacağımız, bir konuda kendimizi iyi yetiştirmek ve insanların ihtiyaç duydukları bir meslek edinmektir. Eğer bir işi hakikaten herkesten iyi yapıyorsanız dağ başında da olsanız sizi arayıp bulurlar, gece yataklarınızdan kaldırıp götürürler. İyi bir yetenek, ustalık ve beceri görmezlikten gelinemez. Böyle özelliklere sahip birinin, nasıl geçineceğim diye düşünmesine gerek kalmaz. Kötü olan şey; mesleksiz, yeteneksiz ve niteliksiz olmaktır.
Sırf para kazanmak için çalışanlar, bir mesleğe değer kazandıramazlar. Her meslek kendi geçimini sağlamanın yanında, insanlara yararlı olmak içindir. İnsanların ihtiyaçlarını gidermek ve onları mutlu etmek içindir. İnsanların parasını kapmak için icra edilen işler, meslekler ve sanatlar ne yapanı ne de hizmet alanı mutlu eder. İnsanların yüzünde bir sevinç ve neşe göremiyorsunuz. Yüzlerindeki sahte gülümseme ve gülücükler, sırf cebinizdeki parayı kapmak içindir. Mesleklerini icra etmeleri onları yükseltmiyor, kendilerine bir şey katmıyor, yaptıkları ile övünmüyorlar. İnsanlara hizmet etmenin zevkini bilmiyorlar.
Sadece yaşamak için çalışmak mecburiyetinde kalanlar, dünyanın en talihsiz insanlarıdır. “İnsan işinden, ücretten başka bir şey almıyorsa ondan hiç bir şey almamıştır.” diyor Dostoyevski. Bir işi severek ve haz duyarak yapmak, mutlu olmanın en temel şartlarından biridir. Sadece para için yapılan iş, dünyanın en ağır ve en kötü işidir, çok para kazansanız bile bununla gerçek doyuma ulaşamazsınız. Mutlu olmak için işinizi severek yapmanız gerekir. Yapılan iş, öldükten sonra da anılmanıza yarayacaksa, ondan duyulacak hazzın sınırı olmaz.
İnsan, yaptığı işin dünyanın en iyi işi olduğuna ve onu en iyi şekilde yaptığına inanmalıdır. Özellikle din, bilim ve sağlık gibi meslekler asla para kazanmaya alet edilmemeli. Bu işleri yapanların paraya ihtiyacı olmamalı.
Geri kalmış toplumlarda insanların çoğu mesleksizdir. Onlar sadece geçimlerini sağlayacak bir iş ararlar. Ne iş olursa yaparlar. Böyle bir şey, toplumu kalkındırmaz. Meslek, bir eğitim sonunda kazanılır ve kişiye bazı beceriler edindirir. Mesleğin bir ruhu olmalıdır. Mesleğini icra edenler arasında bu ruh yoksa o, mesleğini çok bencilce kullanıyor demektir. Herkesin her işi yapabildiği toplumların mesleği yoktur. Bir insanın hakiki meslek sahibi olup olmadığı, yokluğunda anlaşılır. Eğer o yokken sıradan bir insan, onun işini yapabiliyorsa o yapılan şey meslek değildir. Meslek hobi de değildir. Hobi, boş vakitlerde kişisel tatmin için yapılır.
*
Cuma Özusan
Kaynak: Bilgece Yaşamak
www.gencgelisim.com