Büyük Türk Bilgini Farabi (870-950) makamların ruha etkisini şöyle sınıflandırır:
1- Rast makamı: İnsana sefa (neşe, huzur) verir.
2- Rehavi makamı: İnsana beka (sonsuzluk fikri) verir.
3- Küçek makamı: İnsana hassasiyet (duyarlılık) verir.
4- Büzürk makamı: İnsana havf (çekinme, sakınma duygusu) verir.
5- İsfahan makamı: İnsana hareket kabiliyeti ve güven hissi verir.
6- Neva makamı: İnsana lezzet ve ferahlık verir.
7- Uşşak makamı: İnsana gülme ‘dilhek’ verir.
8- Zirgüle makamı: İnsana uyku ‘nevm’ verir.
9- Saba makamı: İnsana şecaat (cesaret, kuvvet) verir.
Yelda Aydın
mihribanyeldaaydin@hotmail.com
Büyük Türk Bilgini Farabi (870-950) makamların ruha etkisini şöyle sınıflandırır:
1- Rast makamı: İnsana sefa (neşe, huzur) verir.
2- Rehavi makamı: İnsana beka (sonsuzluk fikri) verir.
3- Küçek makamı: İnsana hassasiyet (duyarlılık) verir.
4- Büzürk makamı: İnsana havf (çekinme, sakınma duygusu) verir.
5- İsfahan makamı: İnsana hareket kabiliyeti ve güven hissi verir.
6- Neva makamı: İnsana lezzet ve ferahlık verir.
7- Uşşak makamı: İnsana gülme ‘dilhek’ verir.
8- Zirgüle makamı: İnsana uyku ‘nevm’ verir.
9- Saba makamı: İnsana şecaat (cesaret, kuvvet) verir.
10- Buselik makamı: İnsana kuvvet verir.
11- Hüseyni makamı: İnsana sulh (sükunet, rahatlık) verir.
12- Hicaz makamı: İnsana tevazu (alçak gönüllülük) verir.
Büyük İslam bilgin ve filozoflarından İbn-i Sina (980-1037), musikinin tıpta oynadığı rolü şöyle tanımlamaktadır: “…tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri, hastanın akli ve ruhi güçlerini arttırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, ona en iyi musikiyi dinletmek, onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir…”
İbn-i Sina, Farabi’nin eserlerinden çok yaralandığını, hatta musikiyi de ondan öğrenerek tıp mesleğinde uygulamaya koyduğunu söylemektedir. Arapça yazdığı Kitap’ün Necat ve Kitab’ün Şifa’daki on iki fasıl tamamen musikiye ayrılmış olduğundan, bu kısım Baron Rodolph Dearlangar tarafından Fransızca olarak ‘La Musique Arap’ adıyla yayınlanmıştır.
Eski Türk hekimlerinden Şuuri’nin ‘Tadil-i Emzice’ adlı eserinde müzik ile tedavi hakkında geniş bilgi vardır. Şuuri, ‘Tadil-i Emzice’de belirli makamların günün belirli zamanlarında etkili olduğunu belirtmektedir. Ona göre;
Rast ve Rehavi makamları: Seher zamanları etkilidir.
Hüseyni makamı: Sabahleyin etkilidir.
Irak makamı: Kuşlukta etkilidir.
Nihavend makamı: Öğleyin etkilidir.
Hicaz makamı: İki ezan arası etkilidir.
Buselik makamı: İkindi zamanı etkilidir.
Uşşak makamı: Gün batarken etkilidir.
Zengüle makamı: Gurubdan sonra etkilidir.
Muhalif makamları: Yatsıdan sonra etkilidir.
Rast makamı: Gece yarısı etkilidir.
Zirefkend makamı: Gece yarısından sonra etkilidir.
Şuuri’ye göre musikinin meclis adamlarına olan etkileri de birbirlerinden farklıdır.
* Ulema (Alimler) Meclisine: Rast ve Tevabii makamları
* Ümera (Emirler) Meclisine: Isfahan ve Tevabii makamları
* Dervişler Meclisine: Hicaz ve Tevabii makamları
* Sufiler Meclisine: Rehavi ve Tevabii makamları etkilidir.
Günümüzden 900 sene önce Selçuklu Sultanı Nureddin Zengi tarafından Şam’da yaptırılan Nureddin Hastanesi’nde musiki makamları tedavi amacıyla kullanılmıştır. Sonraki dönemlerde 700 seneden beri Amasya, Sivas, Kayseri, Manisa, Bursa, İstanbul (Fatih Külliyesi) ve Edirne şifahanelerinde 100 sene önceye kadar musiki ile tedavi uygulanmıştır. Evliya Çelebi seyahatnamesinde şöyle yazılıdır: “Merhum ve mağfur Bayezid Veli …Vakıfnamesinde hastalara deva, dertlilere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve def’i sevda olmak üzere on adet hanende ve sazende gulam tahsis etmiştir ki, üçü hanende, biri neyzen, biri kemani, biri musikari, biri santuri, biri udi olup haftada üç kere gelerek hastalara ve delilere musiki faslı verirler…”
Kanun Virtüözü Göksel Baktagir ve kendisini sokak müzisyeni olarak tanımlayan, geçtiğimiz ay Türkiye’de sahne alan perküsyoncu Davide Swarup ile müziğin terapi etkisi hakkında söyleştik.
Müzik Terapi ne ifade ediyor sizce?
G.B.: Müzik her şeyden önce evrenin en saf ve en güzel hakikati… Müzikle ruhlar şifa bulur, gönüller güzelleşir. Evrenin içinde var olduğumuz müzikle anlaşılır. Müzik gönüllerin evrendeki temasını anlatır; orada ruhlar özgürdür…
Kanun ne ifade ediyor peki sizin için? Müzik ve evren adına…
G.B.: Kanun, kişinin zamanın içindeki yürüyüşünü ve kendi içsel yolculuğunu ifade eder. Kişi kederini, mutluluğunu kanunla dış dünyaya aktarır. Evrenin tınılarını içine bir nefes gibi çeken insanoğlu, evrene de kendi varlık imajından görüntüler sunar.
Martı ve deniz seslerini, okyanustaki hareketlenmeleri kanunla ifade ettiğinizi görüyorum. Okyanus ve kanunu birleştiren şey sizce ne?
G.B.: Okyanustaki muhteşem ahenk beni hem sonsuz diyarlara götürüyor hem de ürkütüyor. İnciyi arayan dalgıç misali, okyanusun ritimlerini ve sonsuz derinliğini kanunla dile getirdiğimi düşünüyorum.
Ruhumuz ve aklımız kanunla hangi diyarlara seyahat etmekte?
G.B.: Bulutların enginliğinden denizin derinliklerine olan bir yolculuk bu… İklimden iklimlere bu yolculukta kişi kendi katmanlarına yolculuk yapmaktadır. Kanun burada kişisel duygulanımların ortaya çıkmasını sağlar.
David, siz Hang (görüntüsü ufoya benzeyen, farklı bölümlerine vurulduğunda çok etkileyici sesler çıkaran bir enstrüman) çalarken ne hissediyorsunuz?
D.S.: Hang’la tanıştığımda müzik bilgim olmamasına rağmen onun ahengine kendimi bıraktığımda evrenle bütünleştiğimi gördüm ve hissettim.
Peki Hang sizin için bulut muydu, ateş miydi, deniz miydi? Ne idi?
D.S.: Aslında Hang’i her çalışımda hissettiğim şey, kalbin ritimleriyle birebir uyumlu olmasıydı ve enerji merkezlerimin, özellikle kalp ve göğüs çakralarımın açıldığına şahit oldum.
Bu muhteşem duyguyu Hang’la ve kanunla birleştirdiğinizde ne hissediyorsunuz?
D.S.: Kanunla uyumum, Göksel beyle olan uyumumun sonucudur. Diğer enstrümanlarla da uyum sağlanabilir.
Müzik Terapi konusunda siz neler söylemek istersiniz?
D.S.: Müzikle kendimi çok rahat ifade edebiliyorum, duygularımı Hang’la dile getiriyorum.
Müziğin huzur ve neşe veren evrensel bir yapıt olduğunu söyleyebilir miyiz?
G.B.: Müzik evrensel yapıt olmasının yanı sıra kişinin kendisini evrenle bütünleştirmesidir.
Sizce doğu-batı sentezi müzikte geçerli midir?
G.B.: Müzik, evrenselliği ile birlikte duyuş ve düşünüşlerin birbiriyle uyumunu ve ahengini dile getirir.
Bu noktada mistisizmle müziği nasıl ilişkilendirebiliriz?
G.B.: Mistisizm deyince tasuvvufi hakikatler akla geliyor. Mikro kozmosla makro kozmosun ifadelerini müzikle yakalayabiliriz. İnsan ve kainat, insan ve müzik iç içe dünya anlamına gelir.
David, sizin de mistisizmle ilgili olduğunu biliyoruz, Hang’la mistisizmin bağıntısı nedir sizce?
D.S.: Hang, benim için kendi iç sesimle dünyanın seslerinin özsel bir ifadesi, kalbimin ritmiyle dünyanın ritminin bir uyumu… Dünyanın ritmini böylece içimde hissedebiliyorum.
bu yazılarda ilginizi çekebilir: