Franklin bir çocuğa bir elma vermiş. Çocuk çok sevinmiş. Bir elma daha vermiş. Çocuk daha çok sevinmiş. Bir elma daha verince çocuk sevinçten deliye dönmüş. Ve bir elma daha verince, çocuk dört elmayı elinde tutamayıp, sonuncusunu yere düşürmüş. Elması yere düşen çocuk ağlamaya başlamış.
Bir elmayı alınca, çocuk razı oluyor, iki elmadan memnun, üç elmadan mutlu ve dört elmadan mesut oluyor. Gelin görün ki, bir elmanın düşmesi çocuğu mutsuz ediyor.
İnsanların yaşadığı hayat da böyledir. İnanılmaz saadete erişen insanoğlu o saadetin bir zerresinin elinden gitmesine tahammülü yoktur. Böyle olunca da mutsuz bir hayat yaşamak durumunda kalıyoruz.