Düşünce gücünün doğru kullanıldığında neler elde edilebileceğini sanırım artık herkes biliyor. Tabii buradaki “herkes” sözü Türkiye’de araştıran, soru soran, bildikleriyle yetinmeyen çok küçük sayılabilecek bir “okur” kitlesi için, yani sizler için söylenmiş bir sözdür. Evet… Herkes biliyor. Fakat nasıl ki sigaranın zararlarının bilinmesi sigarayı bırakmak için çoğu kez yeterli olamıyorsa, bunun da bilinmesi düşünce gücümüzden etkin bir şekilde yararlanabilmeye yetmiyor. “Seviniz, seviliniz, bir olunuz” demekle insanların sevgiyi yaşayamadıkları gibi… Yani sadece bilmek yeterli olmuyor. Bilmek ayrı bir şey, yapabilmek apayrı bir şey. Peki, bildiklerimizi nasıl yapabilir hale getirebiliriz?
Ele alacağımız konuları dikkatle takip eder ve “değişim ihtiyacını” gerçekten içinizde hissederek bu çalışmaları sürdürürseniz farklı bir dünyanın kapılarının önünüzde aralanmaya başladığını göreceksiniz. Bu yolda, şimdiye kadar hiç olmadık bir şekilde kendinizle baş başa kalacak ve dışarıdan hiçbir şeyi kendinize ilave etmeden, sadece kendi sırlarınızı keşfetmenin doğallığını yaşayacaksınız. Ortaya çıkaracağınız tüm sırların içinizde gizli olduğunu unutmayın. Bu yolda, sizde var olan “potansiyel güç” ve asıl kökeniniz hakkında çok önemli ipuçlarını yakalayabilmeniz de mümkün olacaktır. Ama unutmayın, bütün bunlar kendiliğinden gelmez. Özel bir çaba ve gayret göstermeniz gerekecektir. Kısacası, kendinizi bazı yönlerinizle yeniden tanıyacak, kendinizi yeniden keşfedeceksiniz.
“İnsanın kendini tanıması” meselesi, ilk başta biraz garip gelebilir. “Ne demek yani, şimdi ben kendimi tanımıyor muyum?” diye düşünebiliriz. Çünkü kendimiz hakkında her şeyi bildiğimizi sanırız. Oysaki çoğunlukla, kendi varlığımızın kökeni ve özellikleri hakkında yeterli bilgi ve anlayışa sahip olmadan yaşamımızı sürdürürüz. Bunların içinde sahip olduğumuz ancak çoğunlukla farkında bile olmadığımız ruhsal yeteneklerimiz, yani “Duyular Dışı Algılamalarımız” da vardır. Böyle olunca da, varlığımızın iç potansiyelini, iç gücünü kullanmadan kısıtlı imkanlarla yaşamaya mahkum ederiz kendimizi. Ve yaşamımızın büyük bir bölümü böyle geçer.
İçinizdeki Zehirli Otları Temizleyin
İçimizdeki mevcut potansiyel güçten habersiz, kendimizi son derece hür ve özgür zannederek aslında tam bir mahpushane yaşantısı sürdürürüz. Hapiste olduğumuzu fark edemediğimiz için de, hapisten kurtulma yolunda hiçbir çaba sarf etmeyiz. İnsanın mevcut iç potansiyel gücünü kullanmadığı bu yaşamda özgür olamadığını, kısıtlı imkanlarla yaşadığını fark eden toplumlar, eski çağlardan beri bu yolda önemli çalışmalar içine girmişlerdir. Bu çalışmaların ortaklaşa amacı tek bir noktada “kendini bilmek”te yoğunlaşmıştır. “Kendini bilmeyen varoluşun sırlarını da bilemez” ya da “Kendini bilmeyen Rabb’ini de bilemez” sözleriyle de bu konu dile getirilmeye çalışılmıştır. Tüm bunları yapıp kendimizi keşif yolculuğuna çıktığımız zaman bu yolda bazı engellerle karşılaşmamız olasıdır. Hayat bahçemizde bize aykırı, yabani otların olduğunu bilmeliyiz. Ama hayatımıza giren bu yabani otlar konusunda endişe duymak zorunda değiliz. Onlar da hayatın bir parçası. Bize düşen; onları görmek, varlıklarını kabul etmek, çözümlere odaklanmak ve hayatımızdaki etkilerini yok etmektir. Ve şunu kesinlikle unutmayınız: “Onları yok farz etmekle yok edemeyiz.”
Varlıkları karşısında ateş püskürüp küplere binmek ya da korkudan pısırıklaşmak, onların bahçemize girmesini daha da kolaylaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Yapılması gereken şey, onları kuralına göre söküp atmaktır. Ve bunu, bir oyun anlayışı içinde yapabiliriz. Ömrünüzün geri kalanında, emin olun, yeni yeni otlar hep gelecek, boy gösterecektir. Eğer her sorun çıktığında dünyaya karşı bir tepki duyarak yaşamak istemiyorsanız, onların da hayatın önemli bir parçası olduğunu hatırlamanız gerekir. Onlar sizi güçlü ve dikkatli tutar. Bahçenizi sağlık ve zenginliğini korumak için neler yapılması gerektiğini görebilmenizi sağlar.
Sadeleşmenin, saflaşmanın ve bizi saran fazlalıklardan kurtulabilmenin ilk adımı, zihnimizdeki bize ait olmayan otları temizlemektir. Ancak bu otların temizlenmesi için belli bir mücadeleye hazır ve istekli olmak şarttır. Çünkü bu otların temizlenmesi zaman ve çaba gerektirir. Belirli teknik ve kuralları vardır. Bu yolda çabasız bir şey elde edebilmek mümkün değildir. Yıllardır zihnimizde oluşturduğunuz tüm olumsuz davranış biçimlerimiz, bizim için birer yabani ottur. Bu yabani otlardan dolayı içimizdeki filizler gelişip büyüyemezler.
Ne yapmak istediğinize karar vermek zorundasınız. Eğer gerçekten hayatınız üzerinde bir kontrol duygusu hissetmek istiyorsanız, istediğiniz gerçek özgürlük, içsel güçlerinizden yararlanmak ve dünyada daha bilinçli yaşamaksa durmayın ve hemen harekete geçin.
M. Burak Olgun / Kişisel Gelişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı / www.kigeder.org
www.gencgelisim.com