Ben Bir İNDİGOyum

0
1660

Serin bir akşamüstü. Kollarımı balkonun demirlerine, başımı da kollarıma yaslayıp etrafı seyrediyorum. Güneş, yarın sabah içimi ısıtmak üzere uykuya yattı az önce. Hafif bir deniz kokusu duyumsuyorum. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes çekiyorum içime. Gözlerimi açtığımda, karşı apartmandaki mavi balkon dikkatimi çekiyor. Cam göbeği maviye boyanmış, çiçeklerle bezenmiş bir balkon… Yaşlı bir hanım gazete okuyor. Üzerinde beyaz elbisesi ve beyaz saçlarıyla, balkondaki tek beyaz varlık sanki. Mutfağından, fırından yeni çıkmış kek kokuları gelebileceğini hayal ediyorum. Yanında, bergamot aromalı çayla servis yapılan, eski akşamüstlerinde unutulmuş bir dilim kek ne güzel olurdu!
   Çiçeklere takılıyor gözlerim. Nasıl renkli, nasıl canlı gözüküyorlar. Ya renkler olmasaydı? Benim rengim mavi. Çünkü ben bir “indigo”yum.
“İndigo Çocuklar” terimi, bu çocukların çevresindeki aura renginden geliyor. Aura renklerini görebilen Nancy Ann Tappe, 1982’de …

 

ZEYNEP DOĞAN
gelisi_guzel@yahoo.com

 

Serin bir akşamüstü. Kollarımı balkonun demirlerine, başımı da kollarıma yaslayıp etrafı seyrediyorum. Güneş, yarın sabah içimi ısıtmak üzere uykuya yattı az önce. Hafif bir deniz kokusu duyumsuyorum. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes çekiyorum içime. Gözlerimi açtığımda, karşı apartmandaki mavi balkon dikkatimi çekiyor. Cam göbeği maviye boyanmış, çiçeklerle bezenmiş bir balkon… Yaşlı bir hanım gazete okuyor. Üzerinde beyaz elbisesi ve beyaz saçlarıyla, balkondaki tek beyaz varlık sanki. Mutfağından, fırından yeni çıkmış kek kokuları gelebileceğini hayal ediyorum. Yanında, bergamot aromalı çayla servis yapılan, eski akşamüstlerinde unutulmuş bir dilim kek ne güzel olurdu!

Çiçeklere takılıyor gözlerim. Nasıl renkli, nasıl canlı gözüküyorlar. Ya renkler olmasaydı? Benim rengim mavi. Çünkü ben bir “indigo”yum.

“İndigo Çocuklar” terimi, bu çocukların çevresindeki aura renginden geliyor. Aura renklerini görebilen Nancy Ann Tappe, 1982’de yayınladığı ‘Yaşamımızı Renk Yoluyla Anlama’ isimli kitabında, bu çocukları ‘İndigo Çocuklar’ olarak isimlendiriyor ve onlar hakkında bilgi veriyor. İndigo (çivit mavisi), iki kaşın arasında yer alan enerji merkezi olan üçüncü göz çakrasının rengidir. Bu çakra enerjileri, vizyonları ve ruhları görme yeteneğini düzenler. İndigo çocukların auralarında bir hayli indigo mavisi vardır ve birçoğu bu doğal yeteneğe sahiptir.

Kendimden biliyorum… “Aklıma gelen başıma geldi” ya da “başıma getirdiğimi önce aklıma getirmiştim” olayını her an yaşıyorum ben. Tesadüflere Tanrı’nın mucizeleri diyorum ve tıpkı saklambaç oynar gibi her birini yakaladıkça mutlu oluyorum. “Bir insan hakkındaki izlenimleriniz ilk otuz saniyede oluşur” tespitini, o insanın her bir hücresini tek tek analiz edecek şekilde ilk altı saniyeye indirgemiş durumdayım. İlk anda ya seviyorum ya sevmiyorum. Seviyorsam sonsuza dek seviyorum, sevmiyorsam asla sevmiyorum ve sebeplerimde hemen hemen hiç yanılmıyorum. Bende olumsuz etki yaratan olay ve kimselere karşı içimden gecen dışında bir tepki vermiyorum. Emir cümlelerine, haksızlığa ve başkaları tarafından tayin edilmiş kurallara alerjim var. Zor bir insanım; çünkü kendi ilkelerim, yaşam tarzım, bakış açım var. Bütün bunlar “normal” insanlardan çok farklı. Doğru ifadeleri, doğru zamanda, doğru biçimde gayet başarılı şekilde kullandığım halde, enerji alanımdaki farklılıklardan dolayı iletişim kurmakta güçlük çekiyorum. İnanın bana, “normal” olmaya çalışmak, “farklı” olmaya çalışmak kadar kolay değil. Yakınım olmasına izin verdiğim kimselerden beklediğim tek şey, onları “seçmiş” olduğumu bilmeleri -ki bu “seçilmişlik” kavramı içinde fazlasıyla sevgi, şefkat, anlayış, özveri barındırıyor- ve beni olduğum gibi kabul etmeleri. Benimle yaşamak hem çok zor, hem çok zevkli. “Sürprizlerle, tatlarla, kokularla, renklerle, umutla, resimle, müzikle donatılmış, biraz inatçı ve hızlı; ama çok da uyumsuz sayılmayan “farklı” biriyle yaşamayı kim istemez ki?” gibi bir soru geçiyor aklımdan. Ben bir indigoyum. Benden sonraki nesillerde daha fazla rastlanan, daha net tanımlanan ve yakın zamanda “Kristal Çocuklar” kavramıyla biraz daha farklı özelliklerle aramıza katılan “İndigo Çocuklar” kim peki?

Bu çocuklar, sizleri dürtüp kendinize ve hayatınıza daha yüksek bir bilinçle bakmanız ve gereken değişimi sağlamanız için buradalar. Yeni çağın çocukları indigolar, bildik çocuk tanımının dışındadırlar. 6 yaşında bir indigo olan Tommy’e, aşkın ne olduğunu sorduklarında “Aşk, birbirlerini çok iyi tanıdıkları halde hala arkadaş kalabilen bir yaşlı kadın ve bir yaşlı erkek arasındaki histir” cevabını vermiştir. Onlar hayatı ve insanları gözlemleyen, kendilerinin farkında olan, kendi değerlerini bilen, mutlak otorite karşısında zorluk yaşayan, belli şeyleri yapmayı kesinlikle reddeden, yaratıcı düşüncenin olmadığı yerde hayal kırıklığı yaşayan çocuklardır. Olaylara bakışları ve duruşları kesin, net, kararlıdır. Algıları ve sezgileri yüksektir. Korkusuz, zeki, enerjik, mücadeleci, dürüst ve yüksek sezgi gücüne sahip kişilerdir. Son derece sevimli ve insanın ilk görüşte ilgisini çeken bir enerjileri vardır. Güzel sanatlara ilgilidirler. İş birliği ve yardımlaşmayı severler. Empati yetenekleri yüksektir. Merhametlidirler. Yalancı, içten pazarlıklı, samimiyetsiz kimselere antipati göstermekten çekinmezler. Başkaları tarafından konulan kurallara, kurulmaya çalışılan       otoriteye karşı tepkilidirler. Onlara sevginizi verebilirsiniz; ama düşüncelerinizi kabul etmeyeceklerdir.

İndigo çocukları fark etmeniz için spiritüel bir birikiminizin olması gerekir. Aksi halde, sıradan  bir bakış açısıyla baktığınız zaman hiperaktif, yaramaz, hatta isyankar, çok bilmis, ukala gelebilirler. O yüzden de sıradan anne babalar, çocuklarının bu yaklaşımlarını önce bastırmak istiyorlar; sonra eğer bir farklılık olduğunu anlarlarsa, psikiyatriste gidiyorlar. Bu sefer de ilaç tedavisi uygulanıyor. Ancak aile, bu konuda bilinçli birilerine rastladıysa çocuğunun hiperaktif değil, farklı bir çocuk olduğunu anlıyor. Uzmanlar, yeni bir dünya düzeni kuracaklarına inanılan İndigo çocukların gerçekten özel olarak gönderilmiş varlıklar mı, yoksa zamane çocukları mı olduğunu araştırıyor. Beyinlerinin her iki lobunu da mükemmel kullanan indigoları  anlamak için onlara yetişkin gibi davranmak, neler hissettikleri ve ne gibi tecrübeler yaşadıklarını dinlemek, onlara kendilerini anlatmalarına yardımcı olmak gerekir.

Bu günlerde sıfır ila yedi yaş arasında bulunan ve İndigo çocuklardan sonra dünyaya geldiğine inanılan yeni kuşak çocuklara “Kristal çocuklar” diyoruz. Bu çocuklar, tıpkı indigolar gibi son derece özeldirler; ama onlar gibi savaşçı ruhlu ve öfkeli değil, mutlu, bağışlayıcı ve sakin yaradılışlıdırlar. Karşılaştığım bazı yazılara bakılırsa kristal çocuklar ancak İndigo anne-babalardan dünyaya geliyorlar.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes daha çekiyorum içime… Karşıdaki balkon mavi. Rüzgarın kokusunu taşıdığı deniz mavi. Gökyüzü mavi. Auram mavi. Ben bir indigoyum…

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız