Komik Fıkralar

0
1205

Yüzme Öğrenseydin Ya

Yüzme bilmeyen bir turist denize düşmüştü. Suda çırpınırken can havliyle bağırıyordu.
-Help! Help!
Yoldan geçen Temel onu gördü. Kızgın bir şekilde bağırdı:
-Ula İngilizce öğreneceğine, yüzme öğrenseydin ya!..

Altını Çizeriz

Karadeniz’i gezmekte olan turist : -Allah Allah, burada herkesin bıyığı var, demiş. Temel, burnuna dikkat çekerek : -Biz önemli ve değerli şeylerin altını çizeriz.

Gümrük

Trabzonla Rize arasında bir zamanlar gümrük varmış. Temel hergün bisiklet ve önünde bir kum torbasıyla gümrükten geçermiş. Bir gün Gümrük Memuru bu durumdan kuşkulanmış. Temel’e :
-Dur. Ne geçiriyorsun gümrükten, demiş. Temel :
-Kum, demiş. Memur kum torbasına elini sokmuş karıştırmış gerçekten sadece kum varmış torbada. Bu olaydan sonra Temel yıllarca gümrükten bisikletle önünde kum torbası olduğu halde geçmiş. Yıllar sonra Trabzonda bir kahvede Temelle Gümrük Memuru karşılaşmış.
Gümrük Memuru :
-Ula Temel artık emekli oldum sana bir şey yapamam gerçekten ne geçiriyordun gümrükten?, demiş.
Temel :
-Bisiklet, demiş

Ayşe Derler

Temel bir gün bankadayken soyguncular bankayı basmışlar. Bankadakilerin önce paralarını alıp sonra da vuruyorlarmış. Sıra Temel’in yanındaki bayana gelmiş. Soyguncu, “Adın ne” diye sormuş. “Ayşe” demiş. Soyguncuya da “İyi benim annemin adı da Ayşe” deyip kadını serbest bırakmış. Sıra Temel’e gelmiş, soyguncu ona da adını sormuş.
Temel: “Adım Temel, ama arkadaşlar bana Ayşe derler…”

Temel Üniversitede

Temel üniversitede final imtihanlarına girmiş, daha sonuçlar açıklanmadan memleketine dönmeye karar vermiş. Arkadaşına da sıkı sıkı tembih etmiş:
– Sonuçlar açıklanınca bana telefon et. Kaç dersten kaldımsa bana söylersin. Aman ha dikkat et, şayet telefona annem çıkarsa şifreli konuş. Eğer bir zayıfım olursa anneme ‘Muhammet 1’in Temel’e selamı var’, dersin. İki zayıfım olursa ‘Muhammet 2’nin Temel’e selamı var’ der, telefonu kapatırsın.
Sınav sonuçları açıklanmış. Arkadaşı telefon açmış. Tesadüf bu ya, telefona Temel’in annesi çıkmış. Arkadaşı, Temel’in evde olmadığını öğrenince annesine selamı iletmiş: – Ümmet-i Muhammedin Temel’e selamı var.

Çaycı

Temel iş hanında çay ocağı işletmektedir. Üst kattaki işyerlerinden biri seslenir: -Temel efendi, dört çay yap. Biri açık olsun. Çaycı Temel cevap verir: -Abi, hangisi açık olsun?!

Yazı Tura

Temel üniversite sınavına girmiş bütün sorulara yazı tura atarak cevap vermiş. Sınav bitmiş herkes çıkıyor ama temel hala yazı tura atıyor. Gözetmen gelip soruyor: – Temel yazı tura ile cevap verdiğin halde daha sorular bitmedi mi? Temel: -Ben soruları bitireli bir saat oluyor şimdi cevapları kontrol ediyorum.

BİLMEM Kİ
Çok güzel bir sarışının otomobilinin lastiği patlamıştı.
Arabayı yolun kenarına çekti ve beklemeye başladı, birkaç dakika geçmeden, yoldan geçen başka bir araba durdu,
içindeki adam indi, büyük bir nezaketle sarışına;
– Yardıma ihtiyacınız var mı? diye sordu.
Sarışın :
– Bilmem ki, arabamın lastiği patladı…
Adam hemen aletlerini toparladı, arabanın tekerleğini çıkardı, kan ter içinde lastiği tamir etti ve yeniden yerine taktı.
Sarışınla konuşa konuşa iyice ahbaplığı ilerletmiş, sıra randevu istemeye gelmişti :
– Acaba sizinle bir daha nerede görüşebiliriz?
Kadın, çapkın bir ifade ile cevap verdi :
– Valla bilmem ki.. Arabamın lastiği bir daha ne zaman patlar.

BİLYE
Doktorun karşısına iki küçük çocuk gelmiş. Birisi:
-Bir bilye yuttum. Onu çıkarmanızı istiyorum.
Doktor öteki çocuğa sordu:
-Ya sen ne istiyorsun?
-Onun yuttuğu bilye benim de, almaya geldim…

BİR HATIRLASAM
Ahmet Bey 97’sinde. Hüseyin Bey ise 92’sine erişmiş. Yıllardır dostlukları devam etmekte. Bir gün Ahmet Bey Hüseyin Bey’in evinde yemeğe davet edilmiş.
Dikkatini çekmiş, Hüseyin Bey karısına hitap ederken “gülüm”, “hayatim”, “balım”, “tatlım’, “şekerim”, “sevgilim”, “rûhum”, gibi laflar kullanıyor.
Bir ara karısı mutfaktayken yine, “bir tanem, nerelerdesin, yemeğin soğuyacak” demiş. Ahmet Bey dayanamamış:
-Yahu dikkat ediyorum, karına ne iltifatlı laflar ediyorsun… ballar, şekerler… Bunca seneden sonra olacak şey değil, bravo sana, demiş.
Hüseyin Bey şöyle bir arkasını dönüp karısının hâlâ mutfakta olduğundan emin olduktan sonra:
-Sorma birader demiş. Ne balı şekeri, 10 yıl oluyor bizim hâtunun adını unuttum. Bir türlü çıkaramıyorum.

BİR KARAVANA SÜT
Askerin biri mide rahatsızlığı için revire gelmiş.Doktor hazımsızlık teşhisi koymuş ve reçete yazmış;
-“Bikarbonat dök süte, her yemekten sonra içersin,demiş..
-“Asker iki gün sonra berbat bir halde tekrar gelmiş;
-“Komutanım,verdiğiniz ilacı kullandım ama ölüyorum galiba..
-“Sen ne içtin oğlum?..
-“Dediğiniz gibi her yemekten sonra”bir karavana süt”içtim…

BİR KEDİ DAHA
Akıl hastanesinden kaçan iki deli, karşıdan gelen bekçiyi görünce iri gövdeli bir çınarın arkasına saklandılar.Bekçi,onların ayak seslerini işitmişti.Sordu:
– Kim o?
İçlerinden biri kedi gibi miyavladı.
Bu başarılı miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp gidiyordu ki,delilerin ayakları altındaki yapraklar hışırdadı.Bekçi geri dönüp yine seslendi:
– Kim var orada?
İkinci deli cevap verdi:
– Bir kedi daha.

BİR PUAN
Sarışın bir hatun eski okulunu ziyaret etmiş. Spor salonunun duvarlarında eskiden oyuncusu olduğu basket takımının fotoğrafları varmış. Fotoğrafları incelerken birden;
-“Yaa niye hep bir puan farkla kaybetmişler 77-78, 78-79, 79-80…”

BIRAKSALAR
Civciv annesi olan tavuğa sorar;
-“Anne babam niye yumurtlamıyo”?..Tavuk da;
-“Anatomisi izin vermiyo”der.Civciv düşünür ve der ki;
-“Bıraksalar yumurtlıycak yani!!!

BİSİKLET TAMİRCİSİ
Fıkra bu ya :Hitler ve Stalin bir barda oturmaktadırlar. O sırada bara gelen bir müşteri onları görür ve şaşkınlıkla :
-Siz Hitler ve Stalin değil misiniz? diye sorar.Onlar :
-Evet.
– Eee napıyosunuz burada?
-3’uncu dünya savaşını planlıyoruz.
-Neler yapacaksınız?
14 milyon yahudi ve bir bisiklet tamircisini öldüreceğiz.
-Bisiklet tamircisi mi?
Hitler Staline döner ve:
– Ben sana demedim mi yahudileri kimse takmaz diye!


BİSKÜVİ
Acemi er, levazım başçavuşuna yakınır :
-Başçavuşum, bize yemekte ördek böreği verdiler.Yemin ederim ki, içinde bir gram bile ördek eti yoktu.
-O halde? diye yanıtlar başçavuş.Sen hiç asker bisküvisi yedin mi?
-Şey…yani evet, başçavuşum.
-İçinden hiç asker çıktı mı?


BİZE DE UĞRARDI
Arkadaşları Hoca’ya, katı bir koca olmadığına dair, takılırlar:
“Hoca, karın tüm zamanını komşu arkadaşlarıyla geçiriyor!”
“Hayır doğru değil. Eğer doğru olsaydı, bize de bir ara uğrardı!” diye cevaplar Hoca.

BİZİ DE UYANDIRIR MISINIZ?
Adam otele gelip resepsiyona kaydını yaptırırken görevli sordu :
– Sabah sizi kaçta uyandırmamızı istersiniz? Adam başını salladı :
– Hiç gereği yok. Ben her sabah saat beşte kendim uyanırım. Resepsiyonda ki görevlinin yüzü güldü :
– Aman ne iyi. Lütfen uyandığınız zaman bizi de uyandırır mısınız?..



BİZİM TEKİR
Kasaba gidip bir okka et alır, eve gönderir.
Hoca’nın karısı yahniyi pişirirken komşuları çıkagelir. Gözü gönlü tok, eli açık olan kadıncağız komşularına yahni ikram eder. Komşular, yemeğin tamamını yiyip bitirir ve dönerler evlerine.
Bütün gün yahni özlemiyle akşamı zor eden Hoca evine döner. İştahla oturur sofraya. Biraz sonra karısı önüne bir tabak bulgur aşıyla bir kaşık koymaz mı? Hoca hiddetlenerek sorar ne olup bittiğini.
“Efendi,” der karısı, “Eti bizim Tekir yedi.”
Bu sözü duyan Hoca sinirlenerek eline bir sopa alır ve Tekir kediyi aramaya koyulur. Bir süre sonra Tekir görünür, bir deri bir kemik… Yürüyecek gücü yok, iskelet gibi…
Hoca şaşkın : “Hatun, yahnilik eti şu bizim Tekir mi yedi?” diye sorar. Karısı da “Evet Efendim, o hınzır yedi.” diye cevap verir.
Bunun üzerine Hoca alır eline el terazisini ve tartar Tekir kediyi… Tam bir okka çeker Tekir. Bunun üzerine karısına şöyle çıkışır
Hoca :
“Hatun! Şu gördüğün bizim Tekir tam bir okka geldi. Öyleyse, yahnilik et nerede? Şayet et bu ise bizim Tekir nerede?”


BİZİMKİ DAHA GÜZEL
Karı koca yemek yiyor… O sırada masaya yaklaşan heykel gibi güzel bir esmer, adamı selamlayıp geçiyor. Adamın karısı soruyor:
-Kim bu afet?
Adam:
-Eğer mutlaka bilmek istiyorsan söyleyeyim, metresim!
Kadın:
-Bir de bu kadar pervasızca söylüyorsun. Boşanıyorum senden!
Adam:
-Yani Etiler’deki apartmanı, Kandilli’deki yalıyı, Göcek’teki tekneyi ve Nice’deki villayi bırakıyorsun…
Uzun bir sessizlik olur. Çift yemeğini çatallarken kadın birden sorar:
-Şu arkada oturan Fuat değil mi? Yanındaki kadın kim?
Adam:
-Fuat’ın metresi.
Kadın:
-Ayy bizimki çok daha güzel!



LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız