BAKIRKÖY Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Fatih Kılıçarslan bağımlılığı aşmada aile terapisinin ve bağımlılıkla mücadelede toplumsal sorumlulukların önemini anlattı.Gençlerin madde bağımlılığının toplumsal nedenleri…
Çocuk ve Ergenin Madde Bağımlılığının Tedavisinde AİLE TERAPİSİNİN ÖNEMİ
BAKIRKÖY Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Fatih Kılıçarslan bağımlılığı aşmada aile terapisinin ve bağımlılıkla mücadelede toplumsal sorumlulukların önemini anlattı.
Gençlerin madde bağımlılığının toplumsal nedenleri hakkında neler söylersiniz?
Bunun sosyolojik bir altyapısı vardır. Doğu ve Güneydoğu’dan gerek terör olayları gerek ekonomik nedenlerle göç eden aileler, başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde varoş bölgeler oluşturdular. İnsanlar şehir hayatına, şehrin getirdiği zorluklara karşı uyum sağlamada sorun yaşadı. Bu durumdan en çok çocuklar etkilendiler. Çocuklar yeterince sağlıklı gıda ve düzgün bir eğitim alamadılar, sosyal ve psikolojik açılardan anne-baba desteği alamadılar.
İşsizlik sorunu ve ekonomik güçsüzlük ile birlikte bu çocuklar sokağa, sokak kültürünün, alt kültürün, çeteleşmelerin, gruplaşmaların, mafya tipi örgütlenmelerin içine itildiler. Bu yüzden ilköğretim okullarına kadar madde kullanımı inmiştir.
Aile içi ilişkilerin bozuk olması madde bağımlılığını yönlendirebilir mi?
Madde bağımlısı çocukların anne ve babalarının tutumlarında, özellikle çocukluk dönemi gelişim sürecinde olmak üzere ciddi anlamda olumsuz, yanlış yaklaşımlar sergilemiş oldukları anlaşılıyor. Özellikle madde bağımlılığının bir sebep değil, çocuğun yaşadığı birçok olumsuzluğun sonucu olduğunu bilmek gerekiyor.
Eşler, ilişkilerini duygusal anlamda uyumlu yürütemezse, bu durum çocukların doğumuyla birlikte ortaya çıkan anne ve babalık rolüne de olumsuz yansıyor. Eşler, kendi aralarındaki çatışma ve problemi çocuk üzerinden gidermeye çalışıyor. Dolayısıyla çocuk, sorunun bir parçası haline geliyor. Eşiyle ilişki sorunu yaşayan bir kadın; çocuklarını, evi bırakıp gitmekle tehdit ediyor. Çocuklarını kendi sorunlarına alet ediyorlar. Bu durum çocukları duygusal, ruhsal ve kişilik gelişimi yönünden olumsuz etkiliyor.
Çocuk ve gençlerin uyuşturucu ve uçucu madde kullanmaya başlamasının sebepleri nelerdir?
Madde bağımlılığına başlamanın merak, arkadaş grubunun yönlendirmesi, çocukların arkadaşlarına hayır diyememesi gibi birçok nedeni var. Çocuğun arkadaşları tarafından sürekli kullanılması ya da çocuğun örtülü bir depresyon geçirmesi, aile içi sorunlar, aile içerisinde anne ya da babadan birinin madde bağımlısı olması, alkol bağımlısı olması çocuğun madde bağımlılığında önemli etkenlerdendir. Bu nedenlerin hepsi ya da sadece biri bile çocuğun yönlenmesinde etkilidir. Madde kullanmayı özellikle çocuğun modelleme ile ilişkisine bağlayabiliriz. Çocuk ya arkadaşından birini ya da anne babasından birisini model alır. Çocuğun çevresinde ve ailesinde böyle modeller varsa, maddeye yönelme riski çok daha yüksektir. Ailede sigara içen ebeveynin olması, çocuğu sigara bağımlılığına yatkın hale getiren en etkin sebeplerden birisidir.
Bir gencin uyuşturucu madde kullandığı nasıl anlaşılır? Belirtileri nelerdir?
Madde ve uyuşturucu kullanan bir çocuğun her şeyden önce tutum, davranış ve psikolojisinde belirgin değişiklikler yaşanır. İçine kapanabileceği gibi aşırı hareketlilik gözlenebilir. Öfke, kızgınlık patlamalarının yanı sıra yalan söyleme gibi uyum ve davranış sorunları başgösterebilir. Çocuğun ders kalitesinde düşme, sınıfta kalma ya da okulda öğretmenleri tarafından sürekli uyarı cezaları aldığı gözlenir. Bedeninde belirgin değişiklikler ortaya çıkar. Aşırı kilo kaybı, kollarında iğne izleri, sürekli öksürmesi, gözlerinde kızarıklık, uyku düzeninde bozukluk oluşur. Arkadaş grubu değişir, giyim tarzı değişir, kollarında dövme ya da kesikler görülür. Madde kullanan çocuklar arasında tiner, bali, esrar, kokain, ecstasy, karışık maddeler hatta eroine kadar kullananlar vardır.
Tedavi yöntemlerinde aile terapisi yaklaşımının önemi hakkında bilgi verebilir misiniz?
“Ailenin yaşam döngüsü” diye bir şey var, aile içi problemler kuşaklar boyu aktarılıyor. Sorunlar miras kalıyor.
Aile içi patolojiyi çocuk temsil ediyor. Problemli bireylerin muhtemelen ailelerinde de problemlerin olduğu gözleniyor.
Madde bağımlılığı bir sebep değil sonuçtur; ailenin temelinde yaşanan sıkıntılar birikerek bir sonuç şeklinde çocukta ortaya çıkıyor. Madde bağımlılığı tedavi sürecinde muhakkak aile terapisine ihtyaç vardır. Tek başına birey eksenli ilerleyen terapide olumlu sonuç elde edilmesi kolay değildir. Dolayısıyla sorunun çözümünde aileyle işbirliği yapmak şarttır.
Çocuklarını olumsuz alışkanlık ve davranışlardan korumak için ana-babalar nasıl davranmalıdır?
Ebeveynlerin çocuklarıyla açık, duygularını anlamaya dönük ve güvenli iletişim kurabilmeleri gerekmektedir. Çocuğun ergenlik sürecinde yaşadığı ruhsal değişimlerinde destekleyici, yol gösterici yaklaşımlarda bulunulmalı, ihmal ve şiddetten kaçınılmalıdır. Ayrıca çocuğun sınırlarını, yaşamın kural ve değerlerini oluşturabilmesi için rehberlik etmeli ve sağlıklı model oluşturulabilmelidir. Madde bağımlısı çocuklar, çevresinde var olan kötülük karşısında sınırlarını belirleme ve kendisini madde kullanımına teşvik eden arkadaşlarına hayır diyebilme konusunda güçlük yaşamaktadır. Burada ana-babanın koruyucu, bağımlı, otoriter ve baskıcı tutumlardan kaçınmaları, hayatın sorumluklarını gelişimine uygun olarak vermeleri, yanlışlıklar karşısında önce ebeveynlerin ‘hayır’ diyerek örnek olmaları önemli rol oynamaktadır.
Madde kullanan çocuk karşısında toplum ne yapabilir?
Bu konuda sadece kamu kurumlarına, yerel yönetimlere değil, sivil toplum örgütlerine de büyük görevler düşüyor. Enerjisini harcayacak bilinçli, sağlıklı alanlar bulamayan çocuk, bilinçsiz ya da sağlıksız alanlara kayarak sokak kültürünün bir parçası olmaktadır. Ebeveynler çocuk eğitimi konusunda kendilerini geliştirmelidir. Sokağın çocuklarına sahip çıkarak, sivil toplum gücünü harekete geçirmeliyiz. Mahallemizde, sokaklarda dolaşan, mendil satan, arabaların camlarını silen çocuklara para vererek, mendil alarak onların bu davranışlarına onay veriyoruz, takdir ediyoruz. Bu şekilde çocuğun sokağa itilmesini de güçlendiriyoruz ve madde bağımlısı olma riskini arttırıyoruz. Toplumumuz, bu alanda hizmet veren kuruluşları bilmelidir ve bu kurumları harekete geçirmelidir. Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri, Emniyet’teki Küçükleri Koruma Şube Müdürlükleri bu konularla ilgilenmektedir. Madde bağımlısı çocuklar da Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bünyesinde çalışan Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi (ÇEMATEM)’ne yönlendirilmelidir.
Madde bağımlısı çocuklar nasıl bir tedavi sürecinden geçiyorlar?
Birçok aile çocuğunun madde bağımlılığını geç fark ediyor; bu geç kalış, tedavi sürecini de olumsuz etkileyerek, güçleştiriyor. Tedaviyi öncelikle çocuğun istemesi, tedavi sürecine anne ve babanın da katılması gerekmektedir. Madde bağımlılığı tedavisi bir ekip işidir. Psikiyatr, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, hemşire ve aile birlikte çalışır. Tedavide koruyucu ve önleyici aile ruh sağlığı yaklaşımlarını önemsiyorum. Madde bağımlılığı tedavisinde sürece aileyi katmadan, ailenin tedavide etkin rol oynamasını desteklemeden kalıcı bir tedavi olması mümkün değil. Madde kullanan çocuklar kendilerini sorunlu hissediyor, problemin kendilerinde olduğunu sanıyorlar. Çocuğu soruna madde kullanmanın ittiğini kabul ettirmek gerekiyor. ‘Ben sorunlu değilim, madde beni sorunlu hale getirdi, ailemle ilişkilerimi bozdu’ diye düşünmesini sağlamak lazım.
Sosyal Hizmet Uzmanı Fatih Kılıçarslan’a verdiği bu değerli bilgilerden dolayı çok teşekkür ediyoruz.
kaynak: genç gelişim dergisi
bu yazılarda ilginizi çekebilir:
NASIL ALIŞKANLIKLARIN VE BAĞIMLILIKLARIN KÖLESİ OLUNMAZ?