Bu kuram, Eric Berge tarafından geliştirilmiştir. Berge, Freud’dan çok etkilenmesine rağmen, geliştirdiği kuram psikanalitik kuramdan farklıdır. Transaksiyonel Analiz kuramının diğer insancıl kuramlardan ayrılması, sosyal psikoloji ve bireyle ilgilenmesinden kaynaklanmaktadır. Yaklaşım, kişilik kuramında “çocuk”, “anne-baba”, “yetişkin” ve “benlik durumları”nı kullanır.
Hem kişilik ve iletişim kuramı hem de psikoterapi yöntemlerini içeren bir yaklaşımdır. Transaksiyonel Analiz kuramında yer alan benlik durumları Freud’un, “id, ego ve süper ego” kavramlarıyla benzerlik göstermektedir.
Çetin Özbey
ozbey36@hotmail.com
www.gencgelisim.com
Bu kuram, Eric Berge tarafından geliştirilmiştir. Berge, Freud’dan çok etkilenmesine rağmen, geliştirdiği kuram psikanalitik kuramdan farklıdır. Transaksiyonel Analiz kuramının diğer insancıl kuramlardan ayrılması, sosyal psikoloji ve bireyle ilgilenmesinden kaynaklanmaktadır. Yaklaşım, kişilik kuramında “çocuk”, “anne-baba”, “yetişkin” ve “benlik durumları”nı kullanır.
Hem kişilik ve iletişim kuramı hem de psikoterapi yöntemlerini içeren bir yaklaşımdır. Transaksiyonel Analiz kuramında yer alan benlik durumları Freud’un, “id, ego ve süper ego” kavramlarıyla benzerlik göstermektedir.
Berge, insan doğasıyla ilgili olumlu bir inanışa sahipken, insan yaşamıyla ilgili kötümser bir görüş belirtir. Bireyler hayata “Ok” yaşam rolüyle merhaba derler; ama çocukluk dönemindeki olumsuz yaşantılar, telkinler, etkileşimler çocuğun kendisini farklı algılamasına yol açmakta ve “Ok” yaşam konumunu kaybetmesine yol açmaktadır. Sonrasında ise, patolojik gelişim ortaya çıkar. İnsanlar, fiziksel ve zihinsel bakımdan sağlıklı olabilmek için bir dürtüye sahiptirler. Terapi sürecinde hastanın duygusal ve zihinsel gelişimine ket vuran olumsuzluklar kaldırılmaya çalışılır.
Transaksiyonel Analiz kuramının temelinde benlik durumları yer alır. Bu benlik durumları şunlardır:
< Anne-baba benlik-durumu
< Yetişkin benlik-durumu
< Çocuk benlik-durumu
İnsanlar, başkalarıyla etkileşime girdikleri zaman bu üç benlik durumundan birini baskın olarak kullanmaktadır.
Anne-Baba Benlik Durumu: Bazıları iletişim içinde oldukları insanlara karşı anne-baba tavrı takınarak öğütler verir ve onları istekleri doğrultuda yönlendirmeye çalışırlar. Koruyan anne-baba ve eleştiren anne-baba olmak üzere iki türlü davranan insanlar vardır.
Koruyucu anne-baba rolünü benimseyenler, diğer insanların iyilikleri için uğraşırlar; karşılarındakileri tıpkı bir çocuk gibi görüp onları korumaya ve kollamaya çalışırlar. Zararlı davranışlarını bırakmalarını ve zararlı alışkanlıklarından vazgeçmelerini isterler.
Eleştirici anne-baba tavrını takınanlar ise, toplumsal çıkarlar ve kurallar için başkalarını uyarır ve eleştirirler. Bu tür insanlar kendilerini kültür mirasının mirasçısı ve yeni kuşaklara kurtarıcısı olarak görürler.
Çocuk Benlik Durumu: İnsanların çocukça tutumları aslında olumsuz bir durum olarak görülmemektedir, yani bireyin sorunlu bir kişiliğe sahip olmasından kaynaklanan bir yaklaşım değildir. Çocuk benlik durumu, “doğal çocuk” ve “uyarlanmış çocuk” diye iki bölümden oluşur. Doğal çocuk, kişiliğin eğitilmemiş yanı olarak kabul edilir. İçinden nasıl geliyorsa öyle davranır. Fiziksel ihtiyaçlarını her zaman önde tutar. Uyarlanmış çocuk ise, doğal çocuğun az ya da çok eğitilmesiyle ortaya çıkar. Az eğitilenler “asi çocuk” olup kanun ve kurallara karşı çıkar. Çok eğitilenler ise “uslu çocuk” olup kanun ve kurallara uyum sağlar. Bütün insanlar doğal çocuk olma sürecinden geçerek ya asi çocuk ya da uslu çocuk olurlar.
Yetişkin Benlik Durumu: Bu benlik, insanın akılcı ve mantıklı tarafıdır. Bu tutum sayesine ne asi olur ne de uysal. Olay ve olgulara gerçekçi değerlendirmeler yaparak bakar. Ani çıkışlar yerine sık dokuyup ince eler. Başkasının hatırı için karar vermez. Doğrusu neyse onu yapar.
Benlik Durumları Arasındaki Etkileşim: Ruhsal anlamda sağlıklı olan bireyler, her üç benliği duruma göre kullanırlar. Kimi yerde çocuk benlik durumunu kullanırken, kimi durumda ise yetişkin benlik durumun kullanabilir. Özellikle yetişkin benlik durumu, çocuk ve ana-baba benlik durumları arasında arabulucu görevindedir. Örneğin, muhtaç birini gördüğümüzde, çocuk yanımız boş ver, bu para ancak sana yeter, diye bizi yarım etmekten alıkoymaya çalışır; ana-baba yanımız ise, bütün paranı ona ver diyerek bizi parasız bırakmaya yönlendirir. Yetişkin yanımız devreye girerek, “paranın bir kısmını kendine sakla, bir kısmını da ona ver” diye orta yolu bulmamıza yardım eder.
Bu benlik durumları her insanda farklı düzeylerde bulunmaktadır. Kiminin çocuk benliği daha baskınken, kimin yetişkin benliği, kiminin de çocuk benliği ağır basar. Bazı insanlar her üç benliği her durumda olması gerektiği biçimde kullanabilir; fakat bazı insanlar kimi zaman üç benliği iyi kullanırken kimi zaman da dengesiz kullanabilir.
Her üç benlik durumunu her yaştaki insan kullanabilir. Aynı iletişimde farklı benlikler sergilendiğinde bazen çatışma bazen de uzlaşma yaşanabilir. Örneğin, çocuk yere düşüp ayağını incitir. Sonra ağlayarak annesinin yanına gelir. Anne “Sana kaç kere dışarı çıkma dedim, Allah’ın cezası” diye yanıt verdiğinde çatışma yaşanır; ama aynı durum karşısında anne yetişkin benlik tavrını takınıp çocuğa sarılarak “Önemli değil, birazdan ağrın geçer” derse çocuk rahatlar ve çatışma da yaşanmamış olur.
Terapi Süreci
Transaksiyonel Analiz kavramı, birbirleriyle ilişkili dört terapi kavramı için kullanılır. Bunlar yapısal analiz, transaksiyonel analiz, oyun analiz ve yazgı analizi olarak sıralanır.
Yapısal Analiz: Bir benlik durumunun diğerlerinden ayrıştırılarak tanılanmasıdır. Yapısal analiz, hastanın sahip olduğu benlik durumlarının varlığını ve yapısını tanımasını sağlayama çalışır. Temel amaç, bütün benlik durumlarını koordineli olarak kullanmasına yardım etmektir.
Transaksiyonel Analiz: Terapideki amaç; yetişkin, anne-baba ve çocuk benlik durumlarının ne zaman serbest bırakacağını ve ne zaman yönetici olacağını belirleme kabiliyetinin kazandırılmasıdır. Ayrıca, sosyal kontrolü de elde etmeleri sağlanır. Eğer bireyin sosyal kontrolü yoksa diğer insanlar bilinçli veya bilinçsiz olarak çocuk ve anne-baba benlik durumlarını olumsuz etkileyebilirler.
Oyun Analizi: Oyun analizi kullanılarak hastaya sosyal kontrol kazandırılır. Oyun analizi ile hastaya stroke (bir kimsenin varlığının onayladığını gösteren bir eylem) sağlama yöntemlerini öğrenmesine yardım edilir.
Yazgı Analizi: Yazgı analizinde hastanın yazgısını güçlendirme yöntemleri kullanılır. (Yazgı, farkında olunmayan hayat planlarıdır). Temel amaç, hastanın yazgısını özgür bırakmak ve özekliğini kazanmasını sağlamaktır. Bunun için terapist, yazgı sinyalleri olan sözlü ve sözsüz davranışları dikkatlice gözler ve hastanın kendi yazgısını anlayabilmesini sağlamak amacıyla yazgı tarama listesini hastayla birlikte doldurabilir.
Psikolojik Danışmanın Amacı: Transaksiyonel analizin temel gayesi, bireyin özerkliğini kazandırmak ve bütünleşmiş yetişkin benlik durumunu geliştirmektir. Özerklik, anne-baba etkisinden kalmadan yaşamın daha sonraki döneminde belli bir zamanlama planı olmaksızın, geriye dönülebilir olan “yazgısız” davranma kapasitesi olarak ifade edilir. Özerk davranış, yazgı davranışının tersidir. Özerklikte kontrol geliştiği için ortaya çıkan davranış özgür bir seçimin sonucudur (Berge; Nelson-Jones). Özerklik, bireyin daha önce etkisinde kaldığı anne, baba ve diğer bireylerden kopma, sadece bazen onlarla bir araya gelme durumudur. Özerkliğini kazanmış bir birey, “ayırdında olma”, “spontanlık” ve “samimiyet” olmak üzere bu üç temel özelliği yaşar.
Sağlıklı insan, “anne baba, çocuk benlik” durumlarını “yetişkin” benlik durumunun denetiminde kullanabilen kimsedir. Yani, özerkliğini kazanmış ve bütünleşmiş benlik durumuna sahip olan kimse ruhsal bakımdan sağlıklıdır. Sağlıklı olan bireyler, her üç benliği duruma göre kullanırlar.
Bunlar da ilginizi çekebilir: