Olumlu düşünmek kendini kandırmak değil midir?
Olumlu düşünmekle gerçekleri değiştiremiyoruz ki. Ben bunların sadece insanın kendisini kandırması anlamına geldiğini düşünüyorum, haksız mıyım?
Yaşadıklarınızdan etkilenmenizin sebepleri arasında elbette sizin dışınızda şekillenen şartlar vardır. Olumlu düşünme ve NLP gibi tekniklerle bunları değiştiremeyeceğiniz de kesinlikle doğrudur. Bunlarla birlikte biliyorsunuz ki, yaşadıklarınızın sizin üzerinizde bıraktığı duygusal ve zihinsel etkinin en önemli kaynağı 'sizin tutumunuz'dur. Olumlu düşünmek, dış şartlara dayalı gerçekleri değiştirmez; sizin olaylara bakış açınızı ve tutumlarınızı değiştirir. İnsanın mutlu olması, zengin, başarılı, güçlü ya da popüler olmasına bağlı değildir. Mutluluk, hangi şartları ve imkanları yaşıyor …
MUHAMMED ALPKENT
www.muhammedalpkent.com
Olumlu düşünmek kendini kandırmak değil midir?
Olumlu düşünmekle gerçekleri değiştiremiyoruz ki. Ben bunların sadece insanın kendisini kandırması anlamına geldiğini düşünüyorum, haksız mıyım?
Yaşadıklarınızdan etkilenmenizin sebepleri arasında elbette sizin dışınızda şekillenen şartlar vardır. Olumlu düşünme ve NLP gibi tekniklerle bunları değiştiremeyeceğiniz de kesinlikle doğrudur. Bunlarla birlikte biliyorsunuz ki, yaşadıklarınızın sizin üzerinizde bıraktığı duygusal ve zihinsel etkinin en önemli kaynağı 'sizin tutumunuz'dur. Olumlu düşünmek, dış şartlara dayalı gerçekleri değiştirmez; sizin olaylara bakış açınızı ve tutumlarınızı değiştirir. İnsanın mutlu olması, zengin, başarılı, güçlü ya da popüler olmasına bağlı değildir. Mutluluk, hangi şartları ve imkanları yaşıyor olursanız olun, bunlardan memnun olabilmeye bağlıdır. Yaşadıklarınızdan memnun olabilmek ise, olumlu düşüncelerin tekrarıyla kazanabileceğiniz bir yetenektir ki, 'Polyanna rolü oynamak'tan çok farklıdır.
Olumsuz düşünmek daha mı kolay?
Olumlu hatıralarımı hatırlamakta zorlanırken, olumsuzlarda hiç zorlanmıyorum. Olumlu davranışlar da genelde insana zor geliyor. Bu durumu nasıl açıklarsınız?
İnsanın yaşadığı anıları hatırlaması ve bunları zihninde canlı duygularla yeniden yaşaması konusunda bir genelleme yapamayız. Yaşadığınız dönemdeki duygusal etkilenme düzeyine göre, olumlu anıyı da olumsuzu da aynı canlılıkta hatırlayabilirsiniz. Şu anki ruh haliniz de bu konuda etkilidir. Bu durum, hatıralar için geçerli. Davranış ve yetenekler içinse tespitiniz çok doğru. Çalışmak, yazmak, dinlemek, iyilik etmek gibi olumlu ve 'üretim içeren' eylemler, tembellik etmek, kötülük etmek, boş zaman geçirmek gibi olumsuz ve 'eylemsizlik içeren' durumlara göre bize zor gelir. Çünkü birinci grupta yapmak, ikincisinde ise yıkmak veya ihmal hakimdir. Evrensel bir kural olarak, üretmek zor ama değerli, ihmal kolay ama tehlikelidir.
Olumsuz düşüncelerimi kontrol edebilir miyim?
Zihnime bazen emredici ve karamsar düşünceler geliyor. Sanki içimden bir ses benimle konuşarak beni kontrolüne alıyor. Bu düşünceleri yenmek mümkün mü?
Her insan, sanki kendi içinden ona seslenen olumlu ve olumsuz telkinler alır. Olumsuz olanları insana, görüntüler, sesler ya da hislerle, karamsarlık verici mesajlar iletir. Halk arasında bu olumsuz telkinler "vesvese" olarak bilinir. Bazı insanlarda bu vesveselerin sonucu olarak takıntılar (obsesyon), karamsarlık ve yorgunluk gibi durumlar oluşur. Bu durumlar da birçok farklı şekilde yaşanabilmektedir ve bazen profesyonel destekle çözülmesi gereken boyuta ulaşır. Bu ruh halinin ve insana kontrolsüzce gelen iç seslerin çözümü için bilinen en kısa ve etkili yöntem, bu seslere değer vermemektir.
Bunu da, başka anlamlı işlerle uğraşarak ve o seslerin iddia ve tehditlerinin kesinlikle gerçek dışı olduğunu bilerek başarabilirsiniz. Sabır sonucu, bir süre sonra onlardan kurtulursunuz.
Bilge ile Delikanlı- İNSAN AĞACININ MEYVESİ OLUR MU?
Bilge, delikanlıya bir gün boyunca ormanda gezmesini ve akşam bir soruyla kendisine dönmesini söylemişti. Delikanlı söyleneni yaptı ve akşam bilgeye şunu sordu: "Bugün gördüğüm tüm ağaçlarda meyveler vardı. İnsan ağacının da meyvesi olur mu?" Bilge adam, bu zekice soru için sevinmişti. Gülümsedi ve bilgi denizinden genç arkadaşını beslemeye başladı: "Ağaç, meyvesi için dikilir. Meyve onun canının değeri, hayatının devamıdır. İnsan ne için var edildi ise, onun meyvesi de odur. Bahçıvan, meyvesi çürük olan ağacı keser. İnsanın bahçıvanı da ondan meyve ister. Şükret ki meyven olgunlaşsın. Çünkü nimetlenmek marifet değildir, şükretmektedir asıl hüner."