‘Eğer bir işi mükemmel yaparsam insanlar beni kabullenir.’ , ‘Eğer insanlar beni onaylamazsa bu sevilmediğim anlamına gelir.’ , ‘Bir konuda hata yaparsam değersizim demektir.’, ‘Bir insan mükemmel değilse başarısız demektir.’ , ‘ Mükemmel bir iş çıkarırsam, her şey iyi olacak anlamına gelir.’
Yukarıda yazdığım inançlar ‘mükemmeliyetçi kişiler’e ait çeşitli inançlardır. Hadi gelin birlikte bu cümlelere inanan kişilerden ikisinin yaşamına uyan senaryolar yazalım:
‘Eğer bir işi mükemmel yaparsam insanlar beni kabullenir.’ ve ‘Eğer insanlar beni onaylamazsa bu sevilmediğim anlamına gelir.’ inançlarına sahip Ahmet’in yaşamına bakalım. Ahmet 3 erkek kardeşin en büyüğüdür. Babası çok çocuklu bir aileden gelmektedir. İş yaşamında başarılı olmuştur. Ahmet ve kardeşlerinden kendisine layık oğullar olmalarını beklemektedir. Onun istediği mükemmellikte olmayan çocuğunu görmezden gelmekte ve çocuklarını babalarının onayı ve ilgisi konusunda yarışa sokmaktadır.
‘Mükemmel bir iş çıkarırsam, her şey iyi olacak anlamına gelir.’ inancına sahip olan Fatma’ nın babası memurdur. Fatma evin en küçük çocuğudur. Babası aldığı maaşın çoğuyla kumar oynayan evine çok ilgisiz bir babadır. Ablası ve ağabeyleri kendi başlarının çaresine bakmaya çalışmaktadır. Fatma derslerinde çok başarılıdır. Bu sayede öğretmenlerinin onayını ve desteğini almaktadır. Arkadaşlarından ve öğretmenlerinden destek görürse hayatını kurtarabileceğini düşünmektedir.
Mükemmeliyetçi kişiliğin iki farklı tarzı vardır. ‘Kendisine odaklı’ olan mükemmeliyetçiler en çok kendilerinden mükemmellik beklerler. Her konuda en iyi olmak, başarılı olmak, hata yapmamak, yanlış kararlar vermemek isterler. Kendi hatalarını hiç affetmezler. Başkalarının da onlardan mükemmellik beklediklerini sanırlar. Hata yaptıklarını düşündüklerinde uykuları kaçar, içlerine kapanır, insanlardan uzaklaşırlar. Yukarıda anlattığımız Ahmet buna bir örnek olabilir.
‘Başkasına odaklı’ mükemmeliyetçiler ise kendilerinde hiç hata görmezler, hata hep başkalarındadır. Sürekli şikayet eder ve eleştirirler. Başkalarını , özellikle de en yakınlarındakiler olan çocuklarını mükemmel olmaya zorlarlar. Çocuklar ne yaparsa yapsın, mükemmeliyetçi bu anne ya da baba için hayal kırıklığı nedenidirler. Böyle bir mükemmeliyetçilik gerçek bir sorun kaynağıdır. Çünkü insanları bu kişinin çevresinden uzaklaştırır ve savunmaya çekilmelerine neden olur.Yukarıda anlattığımız Ahmet’in babası buna örnek olabilir.
Mükemmel olmaya çalışmak stresli bir iştir. Yaşamımız sadece bizim elimizde olmadığı ve bize göre şekillenmediği için her istediğimizi, istediğimiz gibi yapmak elimizde değildir. Bu durum bu kişileri strese sokar. Hele bir de başarısız olurlarsa ‘kendisi odaklı’ mükemmeliyetçi kişiler gerçek bir yıkım yaşar. ‘Başkası odaklı’ mükemmeliyetçiler ise çocuklarından, eşlerinden dolayı yıkım yaşayabilirler. Çünkü hayatın her zaman başarılarla dolu olması beklenemez. İşte bu nedenle bu kişiler ruhsal rahatsızlık yaşamaya daha yatkındırlar. Depresyon, obsesyon ya da panik atak yaşayabilirler.
Mükemmeliyetçi kişiler terapi yoluyla bu yapılarının farkına varabilirler. Ruh sağlıkları için zararlı inançlara neden olan geçmiş yaşantılarını sorgulayarak, bu inançlarını fark edebilirler ve terapi sırasında yerine daha yararlı inançlar koyabilirler. Örneğin ‘ İnsanlar beni olduğum gibi kabul ederler.’ , ‘Her zaman ve her koşulda başarılı olmak zorunda değilim. Elimden gelenin iyisini yapmaya çalışabilirim.’ gibi.
Kendinize ve çevrenize karşı daha hoşgörülü olmanız dileğiyle.
yazan: Psk.Dnş.Özden ŞENKOYUNCU