ZİYA PAŞA

0
1045

Yarab ne eksilirdi derya-yı izzetinden

Peymane-yi vücude zahr-ab dolmasaydı

Azade-ser olurdum asib-i derd ü gamden

Ya dehre gelmeseydim ya aklım olmasaydı

 

 

 

Tanzimat edebiyatımızın en seçkin şair ve yazarlarından biri olan Ziya Paşa, İstanbul’da Kandilli’de doğdu. Soyu Erzurumlu olan, gümrük memuru Feridüddin Efendi’nin oğludur. İlköğrenimini bir süre mahalle mektebinde yaptıktan sonra, Beyazıt rüştiyesinde okudu. Sadaret Kalemi’ne memur oldu. Zeki, kabiliyetli bir genç olmasına rağmen, derbeder bir yaşantısı vardı. Divan edebiyatı yolunda şiirler yazıyordu. Reşit Paşa, onu saraya katip olarak yerleştirdi. Saray memurluğunda düzenli hayata alıştı; Fransızca öğrendi. Ali Paşa’nın sadrazam olması ile saraydan uzaklaştırıldı; sırası ile Zaptiye Müsteşarı, Atina elçisi, paşa rütbesi ile Kıbrıs, Amasya mutasarrıfı, Meclis-i Vala azası oldu.

 

Amacı, memlekette meşrutiyet idaresini kurmak olan “Yeni Osmanlılar Cemiyeti”ne girdi. Namık Kemal’le birlikte Paris’e kaçtı (1867). Londra’ya geçerek Namık Kemal’le “Hürriyet” gazetesini çıkardı. İstanbul’a dönünceye kadar Cenevre’de yaşadı. Abdülaziz tahttan indirilince Maarif Müsteşarı oldu. Kanuni-i Esasi Encümeni azalığına seçildi; II. Abdülhamit, İstanbul’da kalmasından kuşkulandığı için vezirlik rütbesiyle Suriye, Konya ve Adana valiliklerinde bulundu. Ziya Paşa Adana’da yaşamını yitirdi, mezarı oradadır.

 

Ziya Paşa, biçimde eskiye bağlı kalmasına rağmen, özde yeni bir niteliğe yöneldi. Aşk, şarap, zevk temalarını işleyen gazel, terkib-i bent, terci-i bent, gibi eski nazım şekillerini toplumu uyandıran, kötülükler çare arayan, duygularla düşünceleri aydınlatan birer araç haline getirdi. Zıtlıklar, çelişmeler içerisinde olmakla beraber, Şinasi ile başlayan yeni sanat ve dil görüşlerimize bağlı kalmaya çalıştı. Nesri de şiiri gibi, sağlam yapılı, zamanına göre oldukça sadedir. Hikmetli bir yapısı vardır; bunlarda bireysel gerçeklerle toplumsal dertleri kudretle yansıtır.

 

Ziya Paşa; şiir, makale, antoloji, edebiyat tarihi türlerinde eserler yazmış; birçok çeviriler yapmıştır. Eserleri: Zafername (1868), Harabat (3cilt, 1874), Eş’ar-ı Ziya (1881), Endülüs Tarihi (2 cilt, 1859-1888), Mukaddeme-i Harabat(1893)

 

 

 

Terkîb-i Bend

 

Pek rengine aldanma felek eski felektir

Zira feleğin meşreb-i nasazı dönektir

 

Ya bister-i kemhada ya viranede can ver

Çün bay u geda hake beraber girecektir

 

Allah’a sığın şahs-i halimin gazabından

Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir

 

Yaktı nice canlar o nezaketle tebessüm

Şirin dahi kasdetmesi cana gülerektir

 

Bed-asla necabet mi verir hiç üniforma

Zerduz palan ursan eşşek yine eşşektir

 

Bed-maye olan anlaşılır meclis-i meyde

İşret güher-i ademi temyize mihenktir

 

Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir

Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir

 

Nadanlar eder sohbet-i nadanla telezzüz

Divanelerin hemdemi divane gerektir

 

Afv ile mübeşşir midir eshab-ı meratib

Kanun-i ceza acize mi has demektir

 

Milyonla çalan mesned-i izzete serefraz

Birkaç kuruşu mürtekibin cay-i kürektir

 

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız