Küçük bir sigorta şirketinde iş bulmuştu. İnsanları araba, ev, işyeri, hırsızlık sigortası yaptırma konusunda ikna etmek onların en iyi maharetlerinden biriydi.
Sıcak bir yaz günüydü. Böyle bir günde dışarı çıkıp adım adım gezerek sigorta yaptıracak insan arayacaktı. İşyerinden çıkmak için çantasını hazırladı. Gerekli evrak ve dosyaları tamamlayıp tam çıkacakken yaşlı bir bayan geldi. Potansiyel bir müşteri diyerek hemen onu masasının karşısına oturttu. Bu yaşlı bayanı sigortalayıp çıkarım dedi.
Yaşlı bayanın üzgün olduğu her halinden belliydi. Sigorta acentesine ilk girdiğinde merhaba diyerek sandalyeye oturmuştu. Daha sonra …
HAKAN BİROL
bilgi@gencgelisim.com
Küçük bir sigorta şirketinde iş bulmuştu. İnsanları araba, ev, işyeri, hırsızlık sigortası yaptırma konusunda ikna etmek onların en iyi maharetlerinden biriydi.
Sıcak bir yaz günüydü. Böyle bir günde dışarı çıkıp adım adım gezerek sigorta yaptıracak insan arayacaktı. İşyerinden çıkmak için çantasını hazırladı. Gerekli evrak ve dosyaları tamamlayıp tam çıkacakken yaşlı bir bayan geldi. Potansiyel bir müşteri diyerek hemen onu masasının karşısına oturttu. Bu yaşlı bayanı sigortalayıp çıkarım dedi.
Yaşlı bayanın üzgün olduğu her halinden belliydi. Sigorta acentesine ilk girdiğinde merhaba diyerek sandalyeye oturmuştu. Daha sonra başını öne eğip bir noktaya bakıp kalmıştı. Sigortacı endişelenmişti. Bayana; “Neyiniz var hanımefendi? Size nasıl yardımcı olabilirim?” diye sordu. Yaşlı bayan baktığı yerden başını kaldırarak; “Evladım, kusuru bakmayın. Bir an için dalmışım. Yaşlılık hali işte. Ben sigorta yaptırmak istiyorum.” dedi. Sigortacı müşterinin ayağına gelmesine çok sevinmişti. “Nasıl bir sigorta istiyorsunuz?” diye sorunca yaşlı bayan; “Mutluluk sigortası yapıyor musunuz?” diye sordu. Sigortacı şok olmuştu. Bir an için acaba yaşlı kadın benimle dalga mı geçiyor, diye düşündü. Hiç de alaycı bir hali yoktu oysa. Yaşlı bayan yine dalıp gitmişti. Sigortacı onu kırmak istemiyordu. “Hanımefendi, şu an yaptırmak istediğimiz o sigortayla ilgili evraklar elimizde yok. Ama iki hafta içinde gelirseniz size mutluluk sigortası yapabiliriz.” dedi. Sigortacı bu sözleri nasıl söylediğine bir türlü inanamamıştı. Ama ağzından çıkmıştı bir kere. Bunu duyan yaşlı bayanın yüzünü tatlı bir gülümseme belirdi. Bayan; “İki hafta sonra tekrar yanınıza uğrayacağım.” diyerek telefonunu ve adresini bıraktı. Sigortacı üstüne aldığı sorumluluğun farkındaydı. Yaşlı bayanın o kadar üzüntülü bir hali vardı ki o anda onu kırmak istememişti. Ama duruma bir çare bulacaktı. Bunun için hemen harekete geçti.
Sigortacı iki gün boyunca yaşlı bayanın neden bu kadar üzüntülü olabileceğini düşündü. Ardından bayanın oturduğu adresi bularak komşularıyla iletişime geçti. Ailesi hakkında geniş çaplı bir araştırma yaptı. Sonuç ortadaydı. Ailenin dağılmasıyla birlikte gelen bir mutsuzluk hakimdi. Komşulardan öğrendiğine göre yaşlı bayanın kocası geçen sene vefat etmişti. Tek dayanağı olan hayat arkadaşı onu bırakınca bir başına kalmıştı bayan. 3 çocuğu vardı ve hepsi evliydi. Onlar da annelerini yılda bir-iki defa arayıp soruyorlardı. Bu durumda elbette yaşlı bayanın mutsuz olması çok normaldi. Sigortacı hiç vakit geçirmeden yaşlı bayanın üç çocuğuyla bağlantıya geçti. Süre hızla ilerliyordu. Yaşlı bayanın en büyük çocuğunu bularak onunla bu konu hakkında konuştu. Sigortacının anlattıklarını duyunca bayanın çocuğu çok üzüldü. Annesini uzun zamandan beri arayıp sormadığını kabullenmişti. Şimdi annesinden özür dilemek için bir yol aramaya başlamalıydı. Fakat bu konuyu sigortacı çoktan düşünmüştü. En büyük çocuğa sadece kendisinden haber beklemesini söyleyip yapacaklarını anlattı. Daha sonra diğer iki çocuğu da bularak onlara da bu konuyu açıkladı. Üçü de kendilerini affettirmek için ellerinden geleni yapmaya hazırdı.
Bir Kapı Zili Kadar Yakınmış Mutluluk
İki haftalık sürenin dolmasına çok az kalmıştı. Sigortacı hazırlıkları tamamlamak üzereydi. Üç çocuk da sigortacının bürosunda toplandı. Olanlardan yaşlı bayanın haberi yoktu. Akşam yediye doğru hep birlikte yaşlı bayanın evine doğru yola çıktılar. Evin önüne geldiklerinde her birinde ayrı bir heyecan vardı. Sigortacı hayatında böyle bir işe kalkışmamıştı; bu ilk denemesiydi. Kapının zilini çaldılar. Yaşlı bayan kapıyı açtı. Gözlerine inanamıyordu. Önde sigortacı ve arkada da burnunda tüten üç çocuğu… Göz yaşları içinde içeri aldı misafirleri. Belli ki uzun zamandan beri çocuklarını görememenin üzüntüsü yerleşmişti içine.
O akşam saatlerce sohbet edildi, hasret giderildi. Herkes çok mutluydu. Beraberliğin verdiği huzur hepsinin yüzünden okunuyordu. Vakit hayli ilerlemişti. Sigortacının ayrılma vakti gelmişti. Son olarak şunları söyledi yaşlı bayana: “Hanımefendi, Mutluluk Sözleşmesini ilk önce kendinizle yapacaksınız ve ardından bu üç çocuğunuz da o sözleşmenin altına imzalarını atacaklar. Ayrıca bu sözleşme bir kağıda sığacak kadar da küçük değildir. Yapacağınız sözleşmenin maddelerini ailenizle beraber belirleyin, sözleşmeye riayet ettiğiniz takdirde kendinizi Mutluluk Sigortası yaptırmış bilin.”
Beyin gıdıklayan, aklınıza takla attıran bilgiler
< Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir.
< Dünyada 2000’e yakın halk ve 3000’e yakın dil vardır.
< Sabahları elma kahveden daha fazla uyku açar.
< Evinizdeki toz parçacıklarının büyük çoğunluğu ölmüş deri dokusudur.
< Marilyn Monreo’nun 6 ayak parmağı vardır.
< Meşe ağaçları 50 yaşından önce palamut vermez.
< Amerikan Havayolları 1987 yılında first-class’da sunulan salatalardan bir adet zeytin eksiltmek suretiyle 40.000 USD kâr etmiştir.
< Hiçbir kağıt parçası 7 defadan fazla katlanamaz.
< Sivrisinek kovucu spreyler sinekleri kovmuyor, sizi gizliyor. Sivrisineğin alıcılarını bloke ederek sizin orda olduğunuzu anlamamalarını sağlıyor.
< Uyurken, televizyon izlerken olduğundan daha fazla kalori harcıyoruz.
< Tarih boyunca yapılmış savaşların en uzunu İngiltere ve Fransa arasında olmuştur. Bu savaş 115 sene (1338-1453) sürmüştür.
< Ördeklerin ‘vak’ sesi yankı yapmaz, nedenini de kimse bilmez.
< Yeryüzünün en soğuk yeri Antarktika’da Vostok (Rusya) bölgesidir. (-88.3 derece)
< Yeryüzünün en sıcak yeri Afrika’da El-Ezize bölgesidir. (Gölgede 58 derece)
< İnekler merdiven iner ama çıkamazlar.
< İnsanda 102.000’e yakın saç, 20.000’e yakın da kıl vardır. Kıllar her gün 0.35-0.40 mm uzar.
< İnsan elinde en yavaş uzayan tırnak başparmakta, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmaktadır.
< Gözleri açık tutarak hapşırmak imkansızdır. Ayrıca hapşırdığımız zaman, kalbimiz de dahil olmak üzere bütün vücut fonksiyonlarımız bir an için durur.
< Sıcak su soğuk sudan daha ağırdır.
< Yetişkin bir insan günde ortalama 23.000 kez nefes alır.
< Ortalama bir buzdağı 20.000.000 (20 milyon) ton gelir.
< Ortalama bir insan 7 dakika içinde uykuya dalar.
< Kadınlar erkeklere oranla 2 kat daha fazla göz kırparlar.
< Sarışınların esmerlere oranlara daha fazla saçı vardır.