HIRSIZA CENTİLMEN MEKTUBU!

0
981

 


Sevgili hırsız dostum!


Senin bir yaşlı piri fani mi yoksa pırıl pırıl istikbal vadeden bir delikanlı yada erkek mi kadın mı olduğunu bilmiyorum.

Bildiğim, kesin ve kat’i bir şey var ki, oda senin insan olduğundur.


Bence insan demek, hiçbir değerin kendisiyle ifade edilemeyeceği bir yüceliktir. Bütün insanlar insan olmanın gerektirdiği bir sorumluluk altındadırlar.


Benim bu mektubu yazmaktan amacım da, soylu olsun, soysuz olsun, isterse hırsız olsun yani kim olursa olsun, insan olanlara insan olmanın sorumluluğunu hatırlatmak, bu soru ve sorunlara hep birlikte cevaplar aramaktır.


Bir batılı bir ilim adamı diyor ki: “Bu gün insanlık, teknolojik olarak gökte koloniler kurma noktasına gelmiş olmalarına rağmen, kendine yani insana ait ilimler açısından en karanlık dönemini yaşıyor.


Evet sevgili hırsız dostum!


Seninle aynı dünyayı paylaşmamız, aynı ülkenin vatandaşı olmamız, belki de aynı mahallede oturuyor olmamızın bir gereği olarak, dahası da yüzde doksan dokuz virgül dokuz insani ortak özelliklerimizi de hesaba katarak sana “Sevgili Hırsız Dostum” diye hitap etmek istiyorum.


Sevgili hırsız dostum!


Adana/Yüreğir/Yenidoğan mahallesi 20181 Sokak, 27 No’lu evimin önündeki Ford Konsul Marka aracımın içerisindeki 4-5 milyon tutarındaki mallarımı çalmış bulunuyorsun. On, onbeş tane  teyp kasetlerini aldığın halde otonun teybini ve orijinal konpentrisi almamışsın.

Bütün bunlardan çıkardığım sonuç odur ki, sen bu işi amatörce yapıyorsun yani çok acemisin. Bu işte acemi ve de yeni olduğuna göre yolun başında sayılırsın. Bu sende tedavisi mümkün olmayan kronik bir maraz haline gelmeden, Allah(cc) ve insan tarafından onaylanması mümkün olmayan bu çirkin işi bırak, kendine, ailene ve cemiyete yarlı bir insan ol.


Ayrıca arabanın camlarını ve kapılarını kırmadığın için sana bir kere daha teşekkür ediyorum.


Eğer bu çaldığın mallara yüzde yüz ihtiyacın vardı ise  ve bunu bu ızdırar halinden hareketle yaptın ise, bu durumunu kapımın zilini çalarak bana anlatabilirdin, sana çaldıklarından daha fazlasını  vererek yardımcı olurdum.


Hodri meydan! İstersen bir dene!.. Başkalarının malını çalarak kendini harcama! Her işin sonu böyle güzel neticelenmez. Bu ülkede filmlerin sonu, sembolikte olsa suçluların yakalanması, suçlarını itirafı ve adaletin tecellisiyle son bulur.


Bağlı bulunduğum Sarıçam Polis Karakoluna bu konuda müracaatımı yapmış bulunuyorum.


Bu olay sadece benim başıma gelmiş bir olayda değildir. Her gün bu ve buna benzer yüzlerce binlerce olay cereyan etmektedir, Edirne’den -Kars’a…


Sorumluluğunun bilincinde bir yurttaş olarak, bu olayı da fırsat bilerek, belki yararlı olur düşüncesiyle, insana ve insanın zihinsel ve bedensel emeğinin ürünü olan  yazıya, şiire, sanata olan duyarlılığımın bir gereği olarak, kendisini ve yazı ailesini kendime yakın bulduğum “EKSPRES GAZETESİ” aracılığıyla paylaşmak istedim bu mesajımı tüm insanlarla.


(Not: Beni medya dünyasına taşıyan ve tanıştıran 1993 yılında yaşanmış bir olaydır.)


ATATÜRK KÖŞESİ

Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur.


DÜŞÜN-TAŞIN

İnsan demek artı hata demektir…


AFORİZMALARIM

Eleştiri olmazsa olmaz bir temel prensiptir. Eleştirisiz yöneticiler ve toplumlar uyumaya ve uyutulmaya mahkumdur. Ancak eleştirinin de bir ahlakı, erdemi ve tahrik edici yanı olmalıdır.

*

Yüksel Mert

yukselmertoglu@hotmail.com

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız