O DÜŞMAN, BU DÜŞMAN, PEKİ DOST KİM KARDEŞİM!..

0
906

SAMİ ÖZEY

19.01.2015

 

 

 

 

 

Ömrü hayatımda milliyetçilik konusunda hep  itidalli hareket ettim.. Yani; milliyetçiliği, vatanı, milleti, toprağı, bayrağı sevmek olarak görüyorum elbette, ancak bunu haşa din gibi kutsal yapanlarla da ayni şeyleri düşünmüyorum..

Türk milliyetçiliğini her şeyin üzerinde görenler.. Bunun daha da ötesi  ırkçılık, daha daha ötesi ise ayrımcılık ve kafatasçılık.. Artık git gidebildiğin kadar..

Halbuki gerçek milliyetçilik, vatandaş ayırımı yapmadan vatana hizmet, millete hizmettir ve de bu aziz milletin derdiyle dertlenmektir, sıkıntılarıyla hemhal olmaktır..

Mevzu milliyetçilikten açılmışken devam edeyim..

Zaman zaman çağın en büyük icadı olan internette geziniyorum.. Bu gün de kafama nereden estiyse, milliyetçilik, Türkçülük, Turancılık meselelerine baktım.. Bir an Nihal Atsız’ın bir söylemi çarptı  gözüme..

Nihal Atsız’ı bilirsiniz.. Su katılmamış keskin bir Türk milliyetçisi.. Hatta “Türk Milliyetçiliği’nin Ziya Gökalp’ten sonraki en büyük ismi” de diyebiliriz..

4 Mayıs 1941 tarihinde o sıralarda henüz bebek olan oğlu Yağmur Atsız’a bir vasiyeti var ki, hayli enteresan!.

Bakın ne diyor Türk Milliyetçisi Nihal Atsız;

“Yağmur, oğlum!..

Bugün tam bir buçuk yaşındasın..

Vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum.. Sana bir resmimi yadigar olarak bırakıyorum.. Öğütlerimi tut ve iyi bir Türk ol..

Komünizm bize düşman bir meslektir.. Bunu iyi belle.. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır.. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar, tarihi düşmanlarımızdır.. Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler, yeni düşmanlarımızdır.. Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır.. Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler, içerdeki düşmanlarımızdır..

Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için iyi hazırlanmalı..

Tanrı yardımcın olsun!..”

Bu satırları okuyunca gerçekten dehşete düşüyor insan!.. Ben de şimdi Allah rızası için soruyorum; koskoca dünyada bizim hiç mi dostumuz yok?.. Herkes düşman olabilir mi?.. Bu mümkün mü?.. Herkesin düşman olması fıtrata aykırı.. Hadi dışardaki bazı müseccel markaları anladık da, içerdekileri, yani; Çerkesi, Gürcüyü, Arnavudu, Lazı, Kürdü, vs anlamadık!.. Bu ırklara mensup öyle dostlarım var ki, nezaketleriyle, dürüstlükleriyle, inançlarıyla ve bu aziz vatana bağlılıklarıyla on numara insanlar!.. Ama Atsız’a göre; hepsini atın çöpe gitsin!.. Bu zihniyet insanlara saadet, huzur, vermez, değerli dostlar!.. Olsa olsa, kamplara böler, düşmanlık yaratır!.. Yaratıyor da zaten!..

Mesela ben, yaklaşık 150 senedir İstanbul’da yaşayan bir aileye mensubum.. Ceddimiz Rumeli’den, şu an Makedonya sınırları içinde kalan Gostivar’dan gelmiş.. Dedeme Arnavut Yaşar Ağa derlerdi.. Demek ki Nihal Atsız felsefesinegöre biz de içteki düşmanlardanız(!)..

Neyse, çocukluğumuza ve gençliğimize tekabül eden yıllarda Arnavutluk’u demir yumrukla idare eden “Enver Hoca” denilen din düşmanı, insanlık düşmanı zındığın yaptığı zulümler anlatılırdı, biz de dinlerdik.. O vakitler, o coğrafyayı tanımamamıza, görmememize rağmen oradaki insanlar için üzülürdük.. Ve kendimizden bir parça olarak görürdük o insanları.. Tabii bizim üzüntümüz önce Müslüman olmalarındandı.. Daha sonra da geldiğimiz yöre itibariyle soydaşlarımız olmalarındandı.. Irk meselesi 2. planda kalır.. Önce İslâm kardeşliği.. Aslolan budur.. Bu olmalıdır.. Zira, benim sevgili Peygamberim(sav) bu meseleyi 1400 küsur yıl önce VEDA HUTBESİ’nde çözmüş!.. “Hiçbir ırkın diğerine üstünlüğü yoktur” demiş. Ve ardından noktayı da koymuş; “Üstünlük sadece takvadadır!..”

Yine Türklüğe gelecek olursak, elbette ki Türkiye’de yaşıyorum ve elbette ki bu vatanın evladıyım!.. Ne kadar Türk olduğu belli olmayan, fakat her platformda Türklüğünü fiyakalı bir biçimde sunan, ama güzel Türkçemizi konuşmaktan aciz, şivesi bozuk, pek çok kişiden de kendimi daha “Türkiye Sevdalısı” görüyorum… Bunu da açık ve net ifade edeyim..

Netice-i kelam;

Bu ırkçılık hikayelerini aşmalıyız artık!..

Kuru kuruya milliyetçilik söylemleri insanın karnını doyurmuyor!..

Milliyetçilik, aklı selim düşünen her kişinin düşündüğü gibi milletin dertleriyle dertlenmektir..

Milliyetçilik, aziz vatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet payidar olmasını sağlamaktır..

Milliyetçilik, refah seviyesi noktasında Türkiyemizin çıtasını yükseltmektir ve bunun mücadelesini vermektir..

Bunları başarabildiğimiz vakit, en büyük milliyetçiyiz!..

Aksi, havanda su dövmektir..

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız