Yönetmenliğe başlama serüveninizi anlatır mısınız? Kaç film çektiniz?
Sinemaya 1949 senesinde kurguculuk ile başlayıp on sene yönetmen yardımcılığı yaptıktan sonra, ilk filmim "Kanlı Sevda"yı çektim. Gerçekten çok kötü bir filmdi. Kendimi cezalandırarak, bir sene daha asistanlık yaptım. Ardından "Otobüs Yolcuları" ile başlayan yönetmenlik yolculuğum, 90 uzun metrajlı, yüzlerce belgesel ve kısa metrajlı filmle devam etti. Çektiğim son film "Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe"dir.
1960 yılında çektiğiniz "Otobüs Yolcuları" adlı filminiz, toplumsal gerçekçi türün en iyi örneklerinden. Bu filmin klasik olmasını siz nelere bağlıyorsunuz?
1952'de Metin Erksan'ın "Karanlık Dünya" isimli filmiyle başlayıp …
Röportaj: İncilay Özdemir
Yönetmenliğe başlama serüveninizi anlatır mısınız? Kaç film çektiniz?
Sinemaya 1949 senesinde kurguculuk ile başlayıp on sene yönetmen yardımcılığı yaptıktan sonra, ilk filmim "Kanlı Sevda"yı çektim. Gerçekten çok kötü bir filmdi. Kendimi cezalandırarak, bir sene daha asistanlık yaptım. Ardından "Otobüs Yolcuları" ile başlayan yönetmenlik yolculuğum, 90 uzun metrajlı, yüzlerce belgesel ve kısa metrajlı filmle devam etti. Çektiğim son film "Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe"dir.
1960 yılında çektiğiniz "Otobüs Yolcuları" adlı filminiz, toplumsal gerçekçi türün en iyi örneklerinden. Bu filmin klasik olmasını siz nelere bağlıyorsunuz?
1952'de Metin Erksan'ın "Karanlık Dünya" isimli filmiyle başlayıp 1966'da Lütfi Akad'ın "Hudutların Kanunu" ile sona eren, toplumsal gerçekçi diyebileceğimiz akımın örneklerinden biri de "Otobüs Yolcuları"dır. 60'lı yıllarda inşaat sektöründeki çarpıklıkların, aynı dairenin birden fazla kişiye satılması, inşaat malzemelerinden çalınması, hatta binaların çökmesine kadar gidecek hırsızlıkların günümüzde de maalesef devam etmesi, filmin bugün bile ilgiyle izlenmesine, belki de klasikleşmesine neden olmuştur.
"Otobüs Yolcuları", Ayhan Işık ve Türkân Şoray'ın rol aldığı en önemli filmlerden biri. Bu filmde oyuncularınızın seçimi nasıl oldu?
"Otobüs Yolcuları"nın başarısında, bütün oyuncuların rollerinin hakkını vermelerinin ve yapımcı Nusret İkbal'in katkısı büyüktür. Şoför rolünü Ayhan Işık'ın oynayacağı peşinen kararlaştırılmıştı. Fakat diğer roller için titiz bir araştırma dönemi geçirildi.
İşçi sorunlarına değinen ilk grev filmi olan "Karanlıkta Uyananlar"ı çektiniz. Ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
Ülkemizde işçi sorunlarına değinen pek fazla film çekilmiyor. O zamana göre maliyet çok yüksekti. Sansür belasıyla uğraşmak ve filmin giderlerinin çıkarılabilmesi bizi hayli zorladı. Ne kadar başarılı olabildik bilemiyorum.
Yılmaz Güney'le de çalışmalarınız oldu. Güney'le ilgili ne söylemek istersiniz?
Yılmaz Güney çok yetenekli bir sinema insanıydı fakat siyasi düşünceleriyle, sinemasını iyi dengeleyemedi bence. Birkaç müşterek çalışmamız oldu. Hepsinde çok disiplinli, rolünün gereklerini kusursuz yerine getiren, örnek bir oyuncuydu.
Masal filmi dönemini "Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler" ile siz başlattınız. Bizi o masal dünyasına götüren filminizin çalışmaları, mekân seçimleri nasıl oldu?
70'li yılların başında seyirci ağır melodramlardan, avantür filmlerden bıkmış olacak ki, masal filmleri dönemini açmak "Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler"e nasip oldu. Tabii bu tür filmlerin mekân, kostüm, aksesuar gibi birçok konuda zorlukları var. Gündelik yaşamdan neredeyse hiçbir şey alamıyorsunuz.
Günümüzün sinemasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Günümüz sinemasında teknik olanaklar çok fazla fakat genç arkadaşların filmlerinde, içerik bakımından çok zaafları var. Kimseyi fazla ilgilendirmeyen, şahsi saplantıları üzerine kurdukları yapıtlarla, pek bir yerlere varamayacaklarını bir an önce anlamalılar.
Sinemayı meslek olarak seçenlere önerileriniz nelerdir?
Söylenecek bir tek sözüm var: Seyircisiz sinema olmaz. Bunu unutmasınlar.
Filmlerinden Bazıları
Kocamın Karısı 1987, Dayak Cennetten Çıkma 1986, Ah Bu Gençlik 1976, İki Kızgın Adam 1976, Tatlı Cadının Maceraları 1975, Nöri Gantar Ailesi 1975, Harakiri 1975, Sezercik Küçük Mücahit 1974, İkibin Yılın Sevgilisi 1973, Öksüzler 1973, Anadolu Ekspresi 1973, Binbir Gece Masalları 1971, Pamuk Prenses ve 7 Cüceler 1970, Bana Derler Fosforlu 1969, Deli Murat 1969, Bağdat Hırsızı 1968, Beyoğlu Canavarı 1968, Şafak Sökmesin 1968, Şeyh Ahmet 1968, Alnımın Kara Yazısı 1968, Sabahsız Geceler 1968, Aşkım Günahımdır 1968, Kanlı Hayat 1967, Eceline Susayanlar 1967, Altın Çocuk Beyrut'ta 1967, Kanun Benim 1966, Bu Şehrin Belalısı 1966, Yiğit Yaralı Olur 1966, Karanlıkta Uyananlar 1964, Cici Can 1963, Ayşecik Fakir Prenses 1963, Rıfat Diye Biri 1962, Otobüs Yolcuları 1961, Kanlı Sevda 1960.
Ertem Göreç Hakkında
1931 Bursa doğumlu usta yönetmen, orta öğrenimini yarıda bırakarak sinemaya Orhan Atadeniz'in yanında montajcılık yaparak başladı. Birçok filmin kurgusunu yaparak teknik çalışmalarda öne çıktı. 1650'li yıllarda önce Orhan M. Arıburnu ve daha sonra Atıf Yılmaz, Abdurrahman Palay ve Memduh Ün'e asistanlık yaptı. Memduh Ün'ün senaryo çalışmalarına katıldı. "Sürgün", "Lejyon Dönüşü", "Üç Arkadaş", "Ateşten Damla" gibi dönemin önemli filmlerinde yönetmen yardımcılığı yaptı. 1960'da "Kanlı Sevda" ile yönetmenliğe başladı. Vedat Türkali'nin senaryosunu yazdığı "Otobüs Yolcuları" ile ilk çıkışını gerçekleştirdi. 1964'de "Karanlıkta Uyananlar" filmi ile işçi sorunlarını ele alan filmi yönetti. 1980'li yılların sonuna kadar film çekmeye devam etti. 1999-18. İstanbul Film Festivali Onur Ödülü'ne sahiptir.
Kaynak:http://www.kameraarkasi.org/yonetmenler/e/ertemgorec.html