Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910)
Kont Lev Nikolayeviç Tolstoy, 9 Eylül 1928’de Moskova’da Tula eyaletinde doğdu. Kökleri 14. yüzyıla kadar uzanan ve 1. Petro zamanında sivrilmiş bir ailenin oğluydu. Küçük yaşta yetim kaldı. 3 ağabeyiyle birlikte Tolstoy’un bakım ve eğitimini halaları üstlendi. Burada aldığı din eğitim onu derinden etkiledi. 1843’te doğu dilleri okumak üzere Kazan Üniversitesi’ne girdi; ama iyi bir öğrenci değildi. Daha sonra Hukuk Fakültesi’ne geçti. Belli bir süre sonra ağabeyinin isteği üzerine orduya katıldı ve ilk yapıtı olan Detstvo (Çocukluk)’yu burada yazdı. 1865’de yarım olarak çıkan Harp ve Sulh’u 1869’da tamamladı. 1873-1877’de Tolstoy ikinci büyük romanı olan ve satış rekoru kıran Anna Karenina’yı kaleme aldı. Hıristiyan anarşizmi geliştirmeye yönelen Tolstoy, bu tutumları nedeniyle kilise tarafından aforoz edildi. 1910’da ailesini terk etmeye karar verdi. Yanına sadece doktorunu ve küçük kızını aldı. Kendine daha arınmış bir yurt …
Nacİ Barışan
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910)
Kont Lev Nikolayeviç Tolstoy, 9 Eylül 1928’de Moskova’da Tula eyaletinde doğdu. Kökleri 14. yüzyıla kadar uzanan ve 1. Petro zamanında sivrilmiş bir ailenin oğluydu. Küçük yaşta yetim kaldı. 3 ağabeyiyle birlikte Tolstoy’un bakım ve eğitimini halaları üstlendi. Burada aldığı din eğitim onu derinden etkiledi. 1843’te doğu dilleri okumak üzere Kazan Üniversitesi’ne girdi; ama iyi bir öğrenci değildi. Daha sonra Hukuk Fakültesi’ne geçti. Belli bir süre sonra ağabeyinin isteği üzerine orduya katıldı ve ilk yapıtı olan Detstvo (Çocukluk)’yu burada yazdı. 1865’de yarım olarak çıkan Harp ve Sulh’u 1869’da tamamladı. 1873-1877’de Tolstoy ikinci büyük romanı olan ve satış rekoru kıran Anna Karenina’yı kaleme aldı. Hıristiyan anarşizmi geliştirmeye yönelen Tolstoy, bu tutumları nedeniyle kilise tarafından aforoz edildi. 1910’da ailesini terk etmeye karar verdi. Yanına sadece doktorunu ve küçük kızını aldı. Kendine daha arınmış bir yurt bulmak üzere yola çıktı; fakat birkaç gün sonra bir demir yolu istasyonunda ölü olarak bulundu. Eserlerinde sömürülen işçi ve köylü kesimini işleyen Tolstoy’un yapıtları arasında Harp ve Sulh, Anna Karenina, Kazaklar, Kroyçer Sonat, Hacı Murat, Diriliş, Çocukluk ve Sanat Nedir? önemli yer tutar.
Jules Verne (1828-1905)
Fransa’da doğan Jules Verne, denizcilik geleneğinden gelen bir ailenin çocuğuydu. Bu durum onun yazın hayatını derinden etkiledi. Küçük bir çocukken gemilerde tayfalık yapmak için evden kaçtıysa da yakalanıp ailesine teslim edildi. 1847’de hukuk öğrenimi görmesi için Paris’e gönderildi. Ancak buradayken tiyatroya ilgi duymaya başladı ve oyun yazarlığına yöneldi. 1850’lerin sonlarında ilk oyunu yayımlandı. Babası, hukuk öğrenimini bıraktığını duyduğunda aralarında çıkan büyük bir tartışma sonucunda eğitim harcamaları için gönderdiği parayı kesti. Bu durum Jules Verne’yi öykülerini satarak para kazanmaya zorladı. Paris’in kütüphanelerinde jeoloji, mühendislik, ve astronomi okunarak geçirilen uzun saatlerden sonra Jules Verne ilk kitabı Balonla Beş Hafta’yı yayınladı. Bu romanı, Dünyanın Merkezine Seyahat, Dünyadan Aya ve Denizler Altında 20.000 Fersah, Seksen Günde Devr-i Alem gibi romanlar izledi. Romanlarının büyük beğeni toplaması onu zengin bir adam yaptı. 1876’da büyük bir yat alan Jules Verne, Avrupa’nın çevresini yatıyla dolaştı. 1905’te Amiens’te öldü.
Muallim Naci (1850-1883)
1850’de İstanbul’da doğdu. Asıl adı Ömer olan Muallim Naci, 7 yaşında babasını kaybetti. Annesi de Varna’ya taşınmak zorunda kaldı. Naci İstanbul’dayken hafızlık ve hat sanatıyla ilgilenmeye başladı. Varna’ya gidince de öğrenimine medresede devam etti. Burada Gülistan ve Hafız Divanı gibi Farsça eserler okuyarak Farsça’yı epey ilerletirken bir yandan da Fransızca öğrendi. Varna’daki hayatını Medrese Hatıraları adlı eserinde toplamıştır. Bu arada hat sanatını ilerleterek Ömer Hulusi mahlasıyla levhalar yazmıştır. Rumeli ve Anadolu’yu gezip görme fırsatı bulan Muallim Naci, bu geziyi nesir ve şiirlerine konu etti. İstanbul’a geri döndüğünde Saadet ve Vakit gazetelerinde çalıştı. Muallim Naci hafızlığıyla meşhurdu; eski ile yeni arasında bocalayan ve ne yapmak istediğini bilemeyen birisi değil, bir dava adamıydı. Milletini ve devletini ayakta tutan ruha ve köke sımsıkı sarılmış bir mücadeleciydi. Edebiyatta eski tarz ile yeni tarzı birleştirerek çok farklı eserler ortaya koydu. Muallim Naci, edebiyata ve sanat ölçülerine sımsıkı sarılan bir mütefekkirdi. En önemli eserleri arasında Ateşpare, Musa b. Ebi’l-Gâzân Yahut Hamiyet, Terkib-i Bend-i Muallim Naci, Sümbüle, Lugat-ı Naci, Mecmua-i Muallim, ve İntikad sayılabilir.
MIKELANJ (Michelange lo Buonarroti) Rönesans dönemi İtalyan heykeltraşı, ressam ve mimar (1475-1564).
Floransalı eski bir ailedendir. Küçük yaşta resim yapmaya başladı. Babası onun sanata yönelmesini önleyemedi. 1488'de resim atölyesine girdi. Eski heykelleri ve çağdaş resim taslaklarını inceledi. Heykel tekniğini öğrendi. Pek çok tanınmış sanatçının figürlerini kopya etti. 1495'te Floransa'ya döndü. Burada yaptığı bir nikelin beğenilmesi üzerine Roma'ya çağrıldı. Orada 'Bachus' ve 'Vatikan Pietası' adlı eserlerini yaptı. Artık sanat çevrelerince tanınmaya başlamıştı. Ünlü eseri olan mermerden Davut (David) heykelini yaptı. Bu çok başarılı eserinde anatomi kusursuzdur; gövde hareket etmeye hazır gibidir. Mimarlık ve şiirde de güzel eserler vermiştir. 'Gündüz ve Gece', 'Alacakaranlık ve Şafak' ile 'Zafer' adlı figürleri tanınmış eserleri arasındadır. Seksen sekiz yaşında Roma'da ölmüştür.
EMILE ZOLA Fransız roman yazarı (1840-1902)
Paris'te doğdu. Düzenli bir öğrenim görmedi. Birçok yayınevinde reklam şefi olarak çalıştı. Çeşitli gazetelerde yazıları yayımlandı. İnceleme edebiyatının gelişmesi için gayret gösterdi ve eserlerinde toplum gerçeklerini tüm açıklığıyla göz önüne serdi. Realist bir çizgi izledi. Buna rağmen sanat eleştirilerinde izlenimcileri (Empresyonistler) savundu. Günlük siyaset konularıyla ilgili sohbetlerde ve ortamlarda krallık rejimine şiddetle karşı çıktı. 'Therese Raguine' adlı romanı ve diğer öyküleriyle ün kazandı. Romanlarında insanların en çirkin ve gizli yüzlerini ortaya serdi. Bilimsel çalışmalara hassasiyet gösterip, toplumsal sorunlarda düşüncelerini açıkça dile getirmekten geri durmadı. 1898'den sonra casusluk suçuyla ömür boyu hapse mahkum edilen 'Dreyfus' adlı bir subayın suçsuz olduğuna inandı. Bu nedenle Zola, hükümet güçlerine karşı 'Suçluyorum!' adlı bir bildiri dağıtarak kanunları eleştirdi. Daha sonra tutuklanıp bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu olay tarihe 'Dreyfus Olayı' ismiyle geçti. Konağında şöminesinden çıkan dumandan zehirlenerek öldü. Emile Zola'nın başlıca eserleri 'Meyhane' 'Germinal' 'Therese Raguine' 'Hayvanlaşan İnsan' 'Bir Aşk Öyküsü' 'Yaşama Sevinci' 'Döl Bereketi' 'Emek' ve 'Gerçek'tir.
ZİYA PAŞA Osmanlı devlet adamı ve yazarı (1825-1880)
İstanbul'da doğdu. Beyazit Rüştiyesi'ni bitirdi. Farsça dersleri aldı. Aynı zamanda Divan Edebiyatı'yla ilgilendi ve şiirler yazdı. Sarayda katiplik görevinde bulunduysa da, daha sonra saraydan uzaklaştırıldı. Kıbrıs, Amasya ve çeşitli vilayetlerde devlet görevlerinde bulundu. Ziya Paşa, Osmanlı monarşisine karşı kurulmuş olan batılılaşma yanlısı Jön Türkler Cemiyeti'nin en aktif üyelerinden biriydi. İstanbul'dan uzaklaştırılmak üzere Kıbrıs'a gönderilmek istendi. Fakat kısa süre sonra Namık Kemal ile birlikte Paris'e kaçtı. Oradan Londra'ya geçti. Burada Hürriyet Gazetesi'ni kurdu. Bir süre sonra tekrar İstanbul'a dönme kararı aldı. Anayasa'nın hazırlanmasıyla ilgili çalışmalarda yer aldı. Adana valiliği görevi sırasında rahatsızlandı ve orada öldü.
Ziya Paşa Klasik Türk Edebiyatı'nın çeşitli nazım biçimleriyle şiirler yazdı. Şiir sanatımıza konu ve anlam bakımından yenilikler getirdi. Terci-i Bend ve Terkib-i Bend onun en tanınmış eserleridir. Hiciv ve mizah alanında 'Zafername' adlı eseriyle ün kazandı. 'Hârabat' adlı büyük antolojiyi hazırladı. 'Veraset Mektupları' 'Rüya' ve 'Avrupa Mektupları' nesir olarak yazdığı eserlerdir. Çevirileri arasında 'Endülüs Tarihi', Jean Jacques Rousseau'nun 'Ernil'i, Moliere'in 'Tartuffe'u bulunmaktadır.