Bugün bizim ülkemizde de milyarlarca lira verilip, onun arabası satın alınarak Japonya’ya çuvallarla para gönderiliyor, hem de fakiri zengini büyük yüklerin altına girerek…
Kiçiro Toyota 1894’te Yamaguçi şehrinde doğdu. Bugün hâlâ onun otomobilleri kullanılıyor. Babası dokuma tezgahı yapıyordu. Liseyi bitirir bitirmez Tokyo Üniversitesi’ne kaydoldu. Mühendislik eğitimini tamamladıktan sonra, kendisine bir işletme kurma hayallerine girdi. Babası işçiydi, gece gündüz demeden çalışıyordu, O, bu duruma çok üzülüyor, artık kendi işyerlerinin olmasını istiyordu. Üniversitedeki aldığı eğitim, gemi inşaası olmasına rağmen o, otomobillere merak salmıştı. Otomobiller henüz piyasada yeniydi, hatta pek sık da görünmüyordu.
Toyota, çalışıp biriktirdiği parayla 1930’da Amerika ve Avrupa’ya gitti. Ülkesine geldiğinde büyük bir coşku içinde kendine has otomobilini …
Ö. Faruk Reca
farukreca@endulujans.com
Bugün bizim ülkemizde de milyarlarca lira verilip, onun arabası satın alınarak Japonya’ya çuvallarla para gönderiliyor, hem de fakiri zengini büyük yüklerin altına girerek…
Kiçiro Toyota 1894’te Yamaguçi şehrinde doğdu. Bugün hâlâ onun otomobilleri kullanılıyor. Babası dokuma tezgahı yapıyordu. Liseyi bitirir bitirmez Tokyo Üniversitesi’ne kaydoldu. Mühendislik eğitimini tamamladıktan sonra, kendisine bir işletme kurma hayallerine girdi. Babası işçiydi, gece gündüz demeden çalışıyordu, O, bu duruma çok üzülüyor, artık kendi işyerlerinin olmasını istiyordu. Üniversitedeki aldığı eğitim, gemi inşaası olmasına rağmen o, otomobillere merak salmıştı. Otomobiller henüz piyasada yeniydi, hatta pek sık da görünmüyordu.
Toyota, çalışıp biriktirdiği parayla 1930’da Amerika ve Avrupa’ya gitti. Ülkesine geldiğinde büyük bir coşku içinde kendine has otomobilini üretmeye azmetti. O sıralarda Ford, General Motors ve Chrysler gibi otomobil şirketleri Japonya piyasasını ele geçirmiş, çuvalla para kazanıyorlardı. Bu durum Toyota’nın ağırına gidiyordu, milleti için çalışıp, kendi arabalarını kendisi üretmek istiyordu. Fakat Japonya’da bir otomobilin üretilmesi için yeterli teknik, araç ve şartlar müsait değildi. Çok heveslenmişti, ama birden hevesi kaçtı. Ne var ki yılmadı.
Borç altına girerek dış ülkelerden makineler sipariş etti. Sipariş edilen makineler gümrük formalitelerine takılınca panik yaşadı. Hatta deniz gümrüğünde malzemelerin 6 ay teslim alamadı. Bu arada borçları da zavallı adamı sıkıştırmaya başlamıştı. Bu durumda ne yapabilirdi? Hemen bir çâre düşünmeliydi.
Kendi kendine “Ben ne yapıyorum?” diye sordu. Ülkesi için bir şeyler yapmaya çalışıyordu, ülkesini geliştirmek, kalkındırmak istiyordu. “O halde devlete başvurmalıyım” diye aklından geçirdi. Tam bu sıralar Japon devleti de milli hamle yapma niyetindeydi zaten. Toyota’nın bu problemini duyan devlet yetkilileri derhal harekete geçti.
Japonya devleti ulusal otomobil endüstrisini desteklemeye hazırdı. Devletin ilk yaptığı iş çok akılcı ve milliyetçi bir ruh izlemesi olmuştur, hem de taktir edilebilir derecede. Yabancı otomobil satıcılarının Japonya’daki şartlarını güçleştirip, otomobil üretimi yapabilecek kendi yetişmiş girişimcilerine imkân tanıdı. Bu da Kiçiro Toyota’nın önünü açtı. Yurtdışından getirttiği makine parçalarıyla önce motor üretimi yaptı. Sonra dört adet motosiklet üretti. 30 yaşında başladığı otomobil yapma girişimi nihâyet 40 yaşına geldiğinde gerçekleşti.
Ürettiği aerodinamik otomobil sadece üç taneydi. Sonrasında mini kamyon üretti. Aslında bunlar model arabalardı. Demek oluyor ki bu ünlü Toyota arabalarının tarihi geçmişi, 10 yıl veya 20 yıl değil, tam 65 dır. Yani 1935, 1940’larda üretilmeye başlanmış.
Toyota Motor Company’i kuran Kiçiro Toyota araba üretimine resmen başladı. Giderek daha çok otomobil üretti.Ürettiği Toyota marka otomobiller, diğer ABD malı otomobilleri geride bıraktı. ABD, otomobillerini en fazla geri kalmış Arap müslüman ülkelerine satabildi. Bu vakitten sonra Amerikan otomobilleri Japonya’nın kapısından içeri giremedi.
Kiçiro Toyota, Toyota Motor Company’in başkanlığını tek başına yürüttü. İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla otomobil üretimi Japonya’da duraksadı. Hükümet silah üretimine ağırlık verdiği için, otomobil sadece savaşa yönelik Jip şeklini aldı. Bunda da Kiçiro Toyota’nın, ülkesine faydası büyük oldu. Savaş esnasında sadece 200 özel otomobil üretebildi.
Savaşın bitmesiyle birlikte Toyota yeniden üretime geçti. Ülkesinin yeniden yapılandırılması için kamyon üretmeye başladı. Toyota bütün ülkeyi kapsayan satış kampanyalarına girdi. Ürettiği “SA” tipi binek otomobiller çok tutuldu, çok satıldı. Fakat o sıralar Jopanya’da patlak veren ekonomik kriz nedeniyle Toyota otomobil fabrikası, işçilerin maaşlarını vermekte zorlandığı için işçi çıkarımı girişimlerinde bulundu. Fabrika içinde kurulan işçi sendikası bunu kabul etmeyerek, işçi çıkartılmasına karşı işçilerin, maaşlarında %10 fedakârlık yapabileceklerini bildirdi. Ama fabrika yönetimi bunu da kabul etmedi. İşçiler de 2 aylık greve girdi. Toyota da restini çekerek lokavt ilan etti.
Tüm bu olumsuzluklar “Toyota Otomobil Fabrikası”nı 1950’lerde gerçekten bitme noktasına getirdi. İşte tam bu anda ABD, Kore ile savaşa girdi. Toyota’dan yüzlerce kamyon sipâriş etti. Amerika Birleşik Devletleri’nin, kendi ülkesinden Kore yakınlarına kadar binlerce km uzaklıktan yüzlerce kamyonu getirmesi mümkün değildi. Bu yüzden kamyonları, Kore’ye yakın olan Japonya’daki Toyota firmasından aldı. ABD, parayı peşin ödedi. Bu olumlu gelişme, Toyota otomobil fabrikasını zor durumdan kurtardı. Bundan sonra artık, Toyota başka ülkelere de otomobil satmaya başladı.
Kiçiro Toyota 65 yaşında kalp krizinden vefât ettiğinde arkasında Dev TOYOTA otomobil fabrikaları bırakmıştı.