Başarı ENGEL Tanımıyor

0
897

Hayatın engel tanımayışına güzel bir kanıt olarak Genç Gelişim okurlarını Kadir Erdoğdu’yla tanıştırmak istedik bu ay. Yılmadan göğüslediği tüm zorluklar onu başarının en güzel yerine taşımış. Mücadelesine hala devam eden Kadir, başardıkça yolları daha hızlı adımladığını ve motivasyonunun arttığını söylüyor. 10 yaşında çobanlık yaparken ellerini serseri bir mayına verince intihar etmeyi bile düşünmüş. Bugünse futboldan yüzmeye, maratondan bisiklet yarışlarına kadar sporun pek çok dalında madalya sahibi çakı gibi bir genç. Dileğimiz Kadir’in başı dik olarak daha pek çok başarıya imza atması.
Kadir Erdoğdu hayatını anlatmaya başlasa ilk neyi hatırlar?
1982’de Ağrı Doğu Beyazıt’ta doğdum. 10 yaşındayken çobanlık yapıyordum. Bulduğum mayın, oynarken elimde patladı ve iki elimi kaybettim. Kazadan sonra hayatın benim için bittiğini ve yaşayamayacağımı düşündüm. Hatta intihar etmek bile aklımdan geçti.

 

BAHAR ERKAN
bahar@gencgelisim.com

 

Hayatın engel tanımayışına güzel bir kanıt olarak Genç Gelişim okurlarını Kadir Erdoğdu’yla tanıştırmak istedik bu ay. Yılmadan göğüslediği tüm zorluklar onu başarının en güzel yerine taşımış. Mücadelesine hala devam eden Kadir, başardıkça yolları daha hızlı adımladığını ve motivasyonunun arttığını söylüyor. 10 yaşında çobanlık yaparken ellerini serseri bir mayına verince intihar etmeyi bile düşünmüş. Bugünse futboldan yüzmeye, maratondan bisiklet yarışlarına kadar sporun pek çok dalında madalya sahibi çakı gibi bir genç. Dileğimiz Kadir’in başı dik olarak daha pek çok başarıya imza atması.

Kadir Erdoğdu hayatını anlatmaya başlasa ilk neyi hatırlar?
1982’de Ağrı Doğu Beyazıt’ta doğdum. 10 yaşındayken çobanlık yapıyordum. Bulduğum mayın, oynarken elimde patladı ve iki elimi kaybettim. Kazadan sonra hayatın benim için bittiğini ve yaşayamayacağımı düşündüm. Hatta intihar etmek bile aklımdan geçti. İnsanlara bir türlü kendimi kabul ettiremediğim için ya intihar edecektim ya da köyden kaçıp kendime yeni bir dünya kuracaktım.
Bu olaydan 2 yıl sonra kendime yeni bir yaşam kurma fikri aklıma iyice yattı ve İstanbul’a geldim. Çeşitli yerlerde çalıştım. Çalışırken arkadaşın vasıtasıyla Beşiktaş Engelliler Yönetim kuruluyla tanıştım ve spor hayatım başladı. Toplumda var olduğuma ve çok şey başarabileceğime inandım.

Bu acı hatıradan sonra seni hayata bağlayan ne oldu?
En büyük destekçim annem Hatun Erdoğdu oldu. Buna rağmen doğduğum yerde kalmak acı çekmekti benim için ve köyü terk etmeye karar verdim. İstanbul’a gelirken aç kalmayacağıma ve kendi ayaklarım üzerinde durabileceğime inanıyordum. Ama evdeki hesap çarşıya uymayınca 3 gün sokakta yatmak zorunda kaldım. Amcam iş adamıydı. Durumunun iyi olmasına karşın beni fuzuli biri olarak görüyor ve hiçbir şey yapacağıma inanmıyordu. Amcamın yanından ayrılıp diğer akrabalarımda, daha sonra da yaklaşık 3 yıl kadar Beşiktaş Engelliler Spor Kulübü’nde kaldım.

Sporda hangi başarıları elde ettiniz? Bu başarılarınızda size destek olan oldu mu?
İnşaat firmasında iş buldum. Burada çalışırken sportif başarılarım oldu. Bu başarılarıma karşılık patronum Ülker Hazinedaroğlu, engelliler camiasında daha başarılı olmam için hiç işe gitmeden maaşımı verdi ve sigortamı karşıladı. 2001-2002’de Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun Samsun’da düzenlediği futbol turnuvasında Beşiktaş Engelliler Şişli Şubesi Futbol Takımı şampiyon oldu ve ben de bu dönemde gol kralı seçildim. 2002–2003’te ise yüzme şampiyonasında Türkiye üçüncüsü oldum. Yine aynı yıl Uluslararası Avrasya Maratonu’nda onuncu geldim. Ağrı’da engeli olmayan insanların katıldığı bisiklet yarışmasında da birinciliğim var.

Yaşam kazadan önce nasıldı,  daha sonra neler değişti hayatınızda?
Elimde mayın patlamasaydı şimdi belki de köyümde kalıp çobanlık yapıyor olacaktım.
Okuma- yazmayı, hatta Türkçe’yi bile bilmiyordum. Bunları İstanbul’a geldikten sonra öğrendim. Kazadan önce hayat dört duvardan ibaret gibi gelirdi bana. Sonumun ne olacağını sık sık düşünürdüm. En büyük hayallerimden biri sporcu olmaktı; ama bunun olmaması için hayatımın adeta programlanmıştı. Mayın elimde patlayınca hayallerimin imkânsızlığı karşısında çaresiz kalmıştım. İstanbul’a gelişimle kendime inancımı yakaladım. Okumayı, yazmayı ve beraberinde Türkçe’yi öğrenmekle işe başladım. Spor yapabilir miyim, diye düşünüp araştırma yaptım. Spor hayatım başladığında birçok şeyi başarabileceğime inandım. Azim, inanç ve kendine güvenin önümdeki kapalı kapıları ardına kadar açtığını gördüm. Engelli olup olmamak önemli değil. Kişinin bir hedefi varsa başaracağına inanıyorum.

Yaşama sıkıca sarılmanın sırrı nerde saklı?
Kişi ilk önce kendine güvenmeli ve toplumun ona ihtiyacı olduğunu düşünmeli. Bu düşünce beni hayata bağladı. İnsanların olumsuz bakışları beni rahatsız etmiyordu. Kendimle barışıktım yani.

Başarı için çok çalışmak yeterli mi? Değilse daha başka nelere ihtiyacımız var?
Kesinlikle yeterli değil. Kendimden örnek vereyim. Spor arzulamakla olmuyor. Ben spora başladığımda sporun ve hayatın engel tanımadığına ve birçok şeyi başarabileceğime inandım. ‘Toplumda biz de varız’ sloganıyla kendimizi tüm Türkiye’ye kanıtlamak için hükümetten ve yerel yönetimden destek bekliyoruz. Hayallerimiz büyük. Eğer bize fırsat verilirse Avrupa’da bile başarı yakalayacağımıza inanıyorum; ama bunun için ilk önce Türkiye’de kendimizi gösterme fırsatı yakalamamız gerekiyor. Başarılarımızın hayallerimizle birleşmesi, federasyonların ve hükümetin bu konuda hassas davranarak bize yardımcı olmalarıyla gerçekleşecektir. Sözlerinde durmalarını ve Türkiye temsil hakkını bize vermelerini sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu gerçekleşirse, Avrupa’da şampiyonluğun garantisini de biz veriyoruz.

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız