KADEŞ SAVAŞI
Tarih dersinde öğretmen birini tahtaya kaldırmış ve sormuş: – “Oğlum Kadeş savaşını kim yaptı?” Çocuk hemen yanıtlamış: – “Hocam vallahi billahi ben yapmadım.” Hoca çıldıracak… sinirle dışarıya çıkmış, koridorda Matematik öğretmenini görmüş ve durumu Matematik öğretmenine anlatmış: – “Hocahanım bu öğrenciler beni çıldırtacak; Kadeş savaşını kim yaptı diye soruyorum, vallahi billahi ben yapmadım diye yanıt veriyorlar, çıldıracağım…” – “Hocam üzülmeyin çocuktur bunlar, hem yaparlar hem de yapmadım derler…” Tarihçinin sinirleri iyice tepesine çıkmış ve soluğu müdür beyin odasında almış. – “Müdür bey bu nasıl bir okul, ne öğrencisinde hayır var ne de öğretmeninde; öğrenciye Kadeş savaşını kim yaptı diye soruyorum, ben yapmadım diyor, öğretmene durumu anlatıyorum bunlar çocuktur hem yaparlar hem de yapmadım derler diyor, kafayı yiyeceğim.” Müdür: – “Siz hiç kendinizi üzmeyin hocam bunda merak edilecek bir şey yok, şimdi Bakanlığa bir yazı yazar ve Kadeş savaşını kimin yaptığını sorarız…” Tarih öğretmeni aldığı yanıt ile oracığa yığılıp kalmış ve müdürden bir hafta izin almış. Bir hafta sonra Bakanlıktan bir yazı: “Bu yıl ödenek olmadığı için Kadeş savaşı yapılamayacaktır. Bilginize…”
KADIN KULAĞI
Adamın biri kazada kulaklarını kaybetmiş. Araştırmaları sonucu iyi bir plastik cerrah bulmuş, ve girmiş ameliyata.
Ameliyat sonrası bandajlar açıldıktan bir süre sonra: – “Aman Allahım Doktor! Bana kadın kulakları takmışsınız!” diye bağırmaya başlamış.
– “Kulak kulaktır!” demiş Doktor… “Kadını erkeği olmaz!”
– “Yanılıyorsunuz!” demiş hasta… “Herşeyi duyuyorum ama hiçbir sey anlamıyorum!”
KADINA BAK
Adam karısıyla arabada giderken polis sirenini duymuş, hemen sağa çekmiş ve polis gelmiş: “Buyrun memur bey?”
“Beyefendi direksiyon başındayken cep telefonuyla konuşuyordunuz”
“Yok efendim sadece bip yaptı, ben de sarjı mı bitiyor diye baktım” Karısı lafa atlamış:
“Aaa yapma hayatım… Yarım saattir ortağınla iş görüşmesi yapıyordun
telefonda”
Adam karısına tip tip bakarken polis yine sormuş:
“Beyefendi emniyet kemerinizi neden takmıyorsunuz???”
“Memur Bey takmıştım ama sizin geldiğinizi görünce durduktan sonra çözdüm”
Karısı yine atlamış: “Aman şekerim sen de o kemeri hayatında bir kere taktın mı acaba….”
Adam kadına bir tane patlatmamak için kendini zor tutarken; polis bu sefer de arabayı incelemeye başlamış vee… -“Beyefendi bakar mısınız sağ sinyaliniz de kırık”
“Aaaa.. kırık mı?? Sabah yola çıkarken kontrol ettim kırık diildi…yolda oldu galiba, hiç de farketmedik” Karısı çenesini tutamamış yine:
“Amma da attın kocacıım, sana 3 haftadır söylüyorum artık şu kırık sinyalin icabına baktır diye…..”
Adam en sonunda dayanamamış bağırmış:
“Bana bak sen susacak mısın çakıcam şimdi suratının ortasına!!”
Polis kadına sormuş: “Hanımefendi eşiniz size hep böyle mi davranır?”
Kadın cevap vermiş:
“Yok canım….sadece alkollü olduğu zaman”
KADINLARA KARŞI ZAFER
Adam kitabevinden içeri girdi, tezgahta duran gence sordu:
– Sizde “Kadınlara Karşı Zafer Kazanan Erkek” romanı var mı?
Tezgahtar eliyle az ötesini işaret etti:
– Var efendim, orada masal kitapları bölümünde bulabilirsiniz.
KAHRAMAN
Erler sabah yoklamasında, çavuş içlerinden birine soruyor;
– Söyle bakalım nerdensin ?
– Maraş’lıyım komutanım..
Çavuş sinirleniyor ve askere okkalı bir tokat atıyor. Ardından tekrar soruyor
– bir daha söyle bakalım nerdensin ?
– Maraş’lıyım komutanım..
Çavuş bu sefer iyice hiddetleniyor ve askere okkalı bir tokat daha atıyor. Ardından tekrar soruyor
– ulan sona son defa soruyorum nerelisin ?
– Kahramanmaraş’lıyım komutanım..
– Hah şimdi oldu diyor çavuş ve yanındakine soruyor,
– Oğlum sen nerelisin ?
– Kahramansinop’luyum komutanım !
KAHRAMAN ER
Erler sabah yoklamasında, çavuş içlerinden birine soruyor;
– Söyle bakalım nerdensin ?
– Maraş’lıyım komutanım..
Çavuş sinirleniyor ve askere okkalı bir tokat atıyor. Ardından tekrar soruyor
– bir daha söyle bakalım nerdensin ?
– Maraş’lıyım komutanım..
Çavuş bu sefer iyice hiddetleniyor ve askere okkalı bir tokat daha atıyor. Ardından tekrar soruyor
– Sana son defa soruyorum nerelisin ?
– Kahramanmaraş’lıyım komutanım..
– Hah şimdi oldu diyor çavuş ve yanındakine soruyor,
– Oğlum sen nerelisin ?
– Kahramansinop’luyum komutanım !
KAHVALTI
Küçük temel annesine sorar,
– Anne hepimiz laz miyuz?
– Öyle
– Dedem de laz miydu?
– Lazidi.
– Onun babasi?
– Hepisi lazidi.
– Öyle te olsa artik sabah kahvaltilarinda hamsi yemek istemeyrum.
KAMUFLAJ
Askerde kamuflaj yarışması var… Herkes çuvallara giriyor,, komutan gelip tekme atıyor onlarda hayvan sesleri çıkarıyorlar komutan onaylıyor… Birinci çuvala vuruyor.. Hav hav hav. Komutan aferin diyor köpek çuvalı…. İkinci çuvala vuruyor, miyav miyav.. Komutan gene beğeniyor.. Böyle on onbeş çuval geziyor. Hepsi çok iyi taklit yapıyorlar… En son çuvala vuruyor ses yok… Daha sert vuruyor gene ses yok, tekme, tokat, tahta, tüfek, ses yok… Askerlere emir veriyor iyicene tekmeleyin… Çuvaldan kan sızmaya başlıyor.. Beş dakika sonra da ince, bitkin bir ses: “Patateeeeeees”
KANCA
Sahil kasabasındaki meyhaneye giren tek bacağı, tek kolu ve tek gözü olmayan kara korsan müşterilerin derhal dikkatini çekmiş.
Tahta bacağını ileri doğru uzatıp kanca kolunu yanındaki iskemleye dayadıktan sonra içkisini yudumlayan korsana meyhanedekiler biraz hoşbeşten sonra merakla sormuslar:
– Bacağını nerede kaybettin?
– Preveze deniz savaşında…
– Ya kolunu?
– Düelloda…
– Peki ya gözüne ne oldu?
– Güvercin pisledi…
– Güvercin pislemesi gözü kör eder mi?
– Güvercin pislediği gün koluma kancayı yeni taktırmıştım
KARAVANA
Teskere zamanı yaklaşmıştır. Aynı tertip askerlerden bazıları oturup karar alırlar. Bir daha saf asker Mehmet’e ayak işleri yaptırmayacaklardır. Kararı Mehmet’e açıklarlar. Bu habere çok sevinen Mehmet yine de doğrulatmak için tek tek sorar : -Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi? -Evet. -Sen Osman, benim sigaralarımdan otlamayacaksın değil mi? -Otlamayacağım. -Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi? -Yıkattırmayacağım. Herkesten gerekli yanıtı alınca Mehmet : -İyi, bundan sonra ben de karavanaların içine tükürmeyeceğim..
KARI – KOCA
Soğuk ve karlı bir günde bir işadamıyla sarışın sekreteri yollarını kaybetmişler ve bir ormanda kaybolmuşlar.
Bir süre sonrada arabaları bozulmuş ve arabayı terketmek zorunda kalmışlar.
Zor ve uzun bir yürüyüşten sonra ormanın içinde bir kulübe bulmuşler ve kendilerini hemen bu kulübenin içine atmışlar.
Kulübede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir sürüde battaniye olduğunu görürmüşler.
Adam bir centilmen olarak sekretere onun yatakta yatabileceğini söylemiş ve kendide uyku tulumu alıp yere yatmış.
Adam yattıktan birkaç dakika sonra sarışından bir ses gelmiş,
– Efendim, ben çok üşüyorum.
Adam tulumun fermuarını açmış ve kalkıp sarışına bir battaniye vermiş ve sonra yine yatmış.
Tam uyumak üzereyken sarışın yine,
– Efendim, ben hala çok üşüyorum! demiş.
Adam yine fermuarını açmış, kalkmış ve sarışına bir battaniye daha vermiş.
Sonra aynı sakinlikle uyku tulumunun içine girip, fermuarı çekmiş.
Tam uykuya dalacağı sırada sarışın yine,
– Efendim, ama ben çooooook üşüyorum. demiş.
Adam sarışına dönüp,
– Burası ıssız bir yer. Ne olduğunu kimse görmez. İstiyorsan bir geceliğine karı-koca gibi davranabiliriz. demiş.
Sarışın cilvelenerek,
– Tabii efendim siz nasıl isterseniz. demiş.
Bunun üzerine adam avazı çıktığı kadar bağırmış,
– Öyleyse kalk ve kahrolası battaniyeyi kendin al!!!!!”.
KARINCA
İşlediği bir suçtan dolayı onbeş sene hapis cezası yiyen Temel, cezaevine girdiği gün yatağının kenarında bulduğu bir karınca ile çok iyi bir arkadaşlık başlatmıştı. Temel, onbeş sene boyunca karıncayı eğitmiş, onunla yoldaş, candaş, arkadaş olmuştu. Artık karınca öyle bir hale gelmişti ki, Temel ‘dur’ deyince duruyor, ‘yürü’ deyince yürüyor, ‘takla at’ deyince takla atıyordu. Yani konuşmak dışında Temel ne derse onu yapıyordu.
Cezaevinden çıkarken karıncayı boş bir kibrit kutusuna koydu. Çıkar çıkmaz güzel bir lokantaya gitti, siparişlerini verdi. Yemeğini beklerken ‘Şu garsona karıncamın özelliklerini göstereyim de bir şaşırtayım’ diye düşünmüş ve karıncayı çıkarıp masanın üzerine koymuştu. Garsonu çağırdı:
– Bakar mısınız ?
– Buyrun beyefendi, diye adamın yanına gelince, garsona parmağı ile karıncayı işaret ederek,
– Şu karıncayı görüyor musun? diyerek başladığı sözünün sonunu getirmeden, garson telaşla:
– Özür dilerim beyfendi görmemiştim, diyerek başparmağı ile karıncayı ezip, masayı siler.
KARISINI HATIRLATMIŞ
Temel Fransa’dan dönmüş,Dursun soruyor;
-Müzeye gittin mi?..
-Gittim…
-Leonardo’nun Mona Lisa’sını gördün mü?…
-Gördüm…
-Peki sana neyi hatırlattı?…
-Fadime’nin söylediklerime inanmadığı halini…
KARŞI KALDIRIM
Bir akıl hastası, bulunduğu kaldırımdan karşıya geçip rastladığı ilk görevliye sormuş : -Affedersiniz, karşı kaldırım nerede acaba?
Görevli şaşırmış ama yine de karşı tarafı göstererek :
-İşte şurada, demiş.
-Kime yutturuyorsun yahu… Daha şimdi orda sordum, burayı gösterdiler!…
KARTVİZİT
Merhum meddah İsmail Dümbüllü bir gün tiyatroda oyun sergiliyormuş.Tam o sırada sahneye bir hıyar fırlatılmış.Dümbüllü hıyara şöyle bir bakmış ve seyircilere dönmüş;
-“Biri karvizitini düşürdü,gelsin alsın…
YAZ MI DİYORSUN
Fadime kendisini oyalayıp evlenmediği için Temel’e sitem ediyordu;
“-Hani geçen yaz evlenecektik?..
“-Ooo Fadime sen geçen yaza yaz mı diyorsun?..
YAZI -TURA
Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş, Temel hala yazı tura atıyor. Öğretmen gelip başına dikilmiş: – “Temel hepsini yazı tura atıyorsun, hala bitiremedin mi?” Temel: – “Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum!”
YAZLIK SİNEMADA
Temel açık hava sinemasının birine müdür olmuş. Bir seyirci gelmiş,
– Sigara içebilir miyim?
– Hayır, demiş Temel.
– Ama herkes içiyor.
– Onlar sormatiler.
YENİ AY
Hoca bir gün Sivrihisar’ a gitmiş. Halk bir yere toplanmış yeni aya << hilale>> bakıyorlarmış. Hoca:
-Yahu siz ne tuhaf adamlarsanız, bizim Akşehirliler bunun araba tekeri kadarını görürlerde başlarını çevirip bakmazlar. Siz kaş kadar ayı göreceğiz diye buraya toplanıp vaktinizi öldüyorsunuz demiş.
YENİ MODELİNİ ALDIK
İki tane çiftçi, biri Adanalı, diğeri Kayserili, sohbet ederken, tabi haliyle zenginlikleriyle övunecekler… Adanalı başlamış :
-Bizim orda sabah günes doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyo biz hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoz, demiş… Kayserili de demiş ki :
-Yav bizim de vardı öyle bir arabamız ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık….
YER VARMIŞ
Temel maça gitmiş..Bulunduğu kapalı tribünden karşıdaki açık tribüne avaz avaz bağırıyormuş;
“-Dursun gel burayaa..Burada yer vaar.. Durmadan aynı şekilde bağırdığı için yanındaki adam sinirlenmiş;
“-Hemşerim,oradan buraya nasıl görüpte arkadaşını tanıyorsun..Al şu dürbünü bak ta sesini kes.. Dürbünle bakan Temel,usulca arkadaşına fısıldamış;
“-Dursun gel,yanımda yer var…
YILDIZ YAPARLAR
Kaybolan dolunayları merak eden biri sorar:
-Hoca! Eski dolunayları ne yaparlar?
-Kırpıp kırpıp yıldız yaparlar!
YILDÖNÜMÜ
Karısı adama sinirli bir şekilde söyleniyordu :
– Kafanda futboldan başka birşey yok, futbol, futbol, futbol… Ne zaman evlendiğimizi bile hatırladığını sanmıyorum!..
Adam sakin sakin cevap verdi :
– Tabii ki hatırlıyorum hayatım, Galatasaray ın Neuchatel i beş sıfır yendiği gün.
YİNE KARDAYIZ
Ücüncü Boğaz Köprüsü’nü Japon, Amerikan ve Türkler’den oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın yapılacağı sırada kurdela kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmıs. Japon; ‘gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım’ diyerek harakiri yapmış.
Amerikalı; ‘gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı’ diyerek tabancasını çekip intihar etmiş.
Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit de derin bir ‘Oh!’ çekerek yanındakilere dönmüş: ‘
‘İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi mahvolurdum’…’
YUMURTA FİYATLARI
İki tavuk markette geziyorlarmış. Yumurta reyonuna geldiklerinde l.tavuk diğerine 40.000 TL değerindeki yumurtaları göstererek :
-“Bak bunları ben yaptım” der.
Biraz daha ilerler, biraz önceki yumurtalardan daha küçük ve 30.000 TL değerindeki yumurtaları görürler. Bu sefer diğer tavuk
-“Bak bunları da ben yaptım, seninkilerden yapacaktım ama kocam 10.000 TL için yırtınmaya değmez dedi” der.
YÜZ DUVAR
İki deli yüz duvarı olan hastahaneden kaçmaya karar vermişler 99 duvarı aşmışlar.Biri sormuş :
-Yoruldun mu?
Öteki :
-Evet, demiş.
99 duvarı aşıp geri hastahaneye dönmüşler.
YÜZME BİLMİYORUM Kİ
Mühim bir şahsiyet, bir akıl hastalığı kliniğini gezerken delilerin bahçedeki havuza
atladıklarını görür ve başhekime dönerek :
-Mükemmel, hastalarınızın her türlü ihtiyacını karşıladığınızı görüyorum.
Başhekim teşekkür eder, sonra da sözlerine devam eder :
-Hele siz bir de su doldurabildiğimiz zaman gelin de görün!
Havuzun boş olduğunu oğrenen adamcağız dehşet içinde tramplenin altına koşar ve
heyecanla atlamaya hazırlanan deliye “atlamamasını, havuzun içinde su olmadığını” söyler.
Deli :
-Ne zararı var? Zaten ben de yüzme bilmiyorum ki!
Z HARFİ
Temel mahkemede hakimin huzuruna geçmiş hakim sormuş “oğlum ismin ne?” “Temel fakat *z* si yok” demiş. Hakim de “eeeee, oğlum *temel*isminde zaten *z* harfi yoktur.” Temel de hemen karşılığını verir..”biz ne dedik?”
ZİL ÇALDI
Delileri uçağa bindirmişler, bir şehirden ötekine naklediliyorlardı.
Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı ki, sonunda pilot dayanamadı,
uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi.
Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı.Baktı, en başta, bir deli,
ötekilere uymamış, akıllı, uslu oturuyordu.
-Sen neden bağırmıyorsun? diye soracak oldu.
Adam :
-Ben bunların öğretmeniyim, diye cevap verdi.Onlarda benim öğrencilerim.
Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum.
Pilot, çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti.Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi.
Pilot:
-Aman çok güzel! diye sevindi.Herhalde kendinin öğretmen olduğunu sanan deli,
ötekileri derse almış olsa gerek, diye düşündü.
Ama dakikalar geçiyor, arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu.
Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti.Gidip bakmak istedi.
Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden
başka kimsecikler yok değil mi!
Dehşetle sordu :
-Öğrencilerin nerede?, diye…
-Dersler bitti.Hepsini evlerine gönderdim!
ZOR OLMUYOR
Bizim Temel’e sormuşlar;
“-Yılın onbir ayını denizde,Fadime’den ayrı geçiriyorsun.Sadece bir ay evdesin…Nasıl dayanıyorsun buna,zor olmuyor mu?..
“-Yoo…Pek zor olmuyor…Dişini sıkınca bir ay hemen geçiveriyor…
SUİKASTÇILAR
Yeltsin içkiden ölmüş. Yöneticiler kara kara düşünüyorlarmış halka bunu nasıl açıklarız diye ve çözümü bulmuşlar. Halka Yeltsinin bir suikasta kurban gittiğini açıklamışlar. suikasçıları da açıklamışlar.
1. Jonny Walker
2. JB
3. Jack Danielson