Anlamlarıyla İngilizce Düzensiz Fiiller

0
1212

 

Düzenliler: e ile bitenler -d y ile bitenler -ied sessizle bitenler -ed
arise arose arisen kalkmak, doğmak
awake awoke awoken uyandırmak
be was/were been olmak
bear bore born / borne taşımak
beat beat beaten dövmek, yenmek
become became become olmak
befall befell befallen başına glemek
begin began begun başlamak
behold beheld beheld görmek, bakmak, seyretmek
bend bent bent eğilmek
bet bet / betted bet / betted bahsegirmek
bid bid bid teklif, fiyat teklifi
bind bound bound bağlamak, tutturmak
bite bit bitten ısırmak
bleed bled bled kanamak
blow blew blown esmek, üflemek
break broke broken kırılmak
breed bred bred doğurmak, çoğalmak
bring brought brought getirmek
browbeat browbeat browbeat gözünü korkutmak
build built built yapmak (inşaat)
burn burned/burnt burned/burnt yanmak, yakmak
burst burst burst patlamak, yarılmak
bust busted/ bust busted/ bust bozulmak, bozmak, bozulmak, bozmak
buy bought bought satın almak
cast cast cast atmak, fırlatmak
catch caught caught yakalamak
choose chose chosen seçmek
cling clung clung yapışmak, sarılmak
come came come gelmek
cost cost cost malolmak
creep crept crept sürünerek ilerlemek
cut cut cut kesmek
deal dealt dealt dağıtmak ele almak
dig dug dug kazmak
dive dived/dove dived dalmak, dalış yapmak
do did done yapmak
draw drew drawn çizmek
dream dreamed/dreamt dreamed/dreamt rüya görmek
drink drank drunk içmek
drive drove driven sürmek
dwell dwelt/ dwelled dwelt/ dwelled yaşamak
eat ate eaten yemek
fall fell fallen düşmek
feed fed fed beslemek
feel felt felt hissetmek
fight fought fought savaşmak
find found found bulmak
fit fit/ fitted fit/ fitted uygun
flee fled fled kaçmak, sıvışmak
fling flung flung fırlatmak, atmak
fly flew flown uçmak
forbid forbade/forbad forbidden yasaklamak
forecast forecast forecast tahmin etmek, tasarlamak
forego forewent foregone önceden gitmek
foresee foresaw foreseen ileriyi görmek
foretell foretold foretold gaipten haber vermek
forget forgot forgotten unutmak
forgive forgave forgiven affetmek
forsake forsook forsaken terketmek, bırakmak, vazgeçmek
freeze froze frozen donmak
get got got/gotten almak
give gave given vermek
go went gone gitmek
grind ground ground öğütmek, çekmek
grow grew grown büyütmek
hang hung hung asmak, sarkmak
have had had sahip olmak
hear heard heard işitmek
hide hid hidden gizlenmek
hit hit hit vurmak
hold held held tutmak
hurt hurt hurt incitmek, yaralamak
inset inset inset ilave etmek
interbreed interbred interbred melezlemek, yakınlarıyla birleştirmek
interweave interwove interwoven birlikte dokumak, birlikte örmek
keep kept kept tutmak, korumak
kneel knelt/ kneeled knelt/ kneeled diz üstü oturmak, diz çökmek
knit knit/knitted knit/knitted örmek
know knew known bilmek
lay laid laid döşemek
lead led led yöneltmek
lean leaned/ leant leaned/ leant dayanmak, meyletmek
leap leapt leapt atlamak, sıçramak
learn learned/ learnt learned/ learnt öğrenmek, haber almak
leave left left bırakmak, ayrılmak
lend lent lent ödünç vermek
let let let bırakmak, izin vermek
lie lay lain yalan söylemek
lie (lie down) lay lain yatmak, uzanmak
light lit/lighted lit/lighted aydınlatmak
lose lost lost kaybetmek
make made made yapmak
mean meant meant demek istemek,
meet met met karşılaşmak
mislay mislaid mislaid yanlış yere koymak,kaybetmek
mislead misled misled yanlış yönlendirmek, şaşırtmak
misread misread misread yanlış okumak, yanlış yorumlamak
misspell misspelled/ misspelt misspelled/ misspelt yanlış okumak, yanlış yorumlamak
mistake mistook mistaken yanlış anlamak, karıştırmak,
misunderstand misunderstood misunderstood yanlış anlamak, ters anlamak
mow mowed mowed/ mow yanlış anlamak, ters anlamak
outbid outbid outbid artırmak, daha fazla para sürmek
outdo outdid outdone yenmek, geçmek, üstün olmak
outgrow outgrew outgrown büyümek, geçmek, sığmamak
outrun outran outrun daha hızlı koşmak, geçmek, sınırı aşmak
outsell outsold outsold daha çok satmak, daha çok kâr etmek
overcast overcast overcast bulutla kaplamak, kapanmak
overcome overcame overcome hakkından gelmek, başa çıkmak
overdo overdid overdone abartmak, aşırıya kaçmak, fazla yapmak,
overdraw overdrew overdrawn fazla para çekmek, abartarak anlatmak
overeat overate overeaten fazla yemek, çok yemek
overhang overhung overhung üzerine sarkmak, tehdit etmek, yakın olmak,
overhear overheard overheard kulak misafiri olmak,
overlay overlaid overlaid yüklemek, bindirmek, üstünü kaplamak
overlie overlay overlain üzerine yatmak, üzerini örtmek
overpay overpaid overpaid fazla ödemek
override overrode overridden hakkını çiğnemek, üst üste binmek (kırık kemik)
overrun overran overrun istilâ etmek, , fazla çalıştırmak (makine),
oversee oversaw overseen gözetmek, denetlemek, yönetmek
oversell oversold oversold asiri övmek, göklere çikartmak
overshoot overshot overshot hedefi aşırmak, ileriye atmak
oversleep overslept overslept hedefi aşırmak, ileriye atmak
overtake overtook overtaken yetişmek, yetişip geçmek, sollamak,
overthrow overthrew overthrown yıkmak, devirmek, düşürmek, çökertmek
partake partook partaken katılmak, yeralmak, andırmak,
pay paid paid ödemek
plead pled/ pleaded pled/ pleaded savunmak, müdafaa etmek
proofread proofread proofread prova tashih etmek
prove proved proven/ proved göstermek, kanıtlamak
put put put koymak
quit quit / quitted quit /  quitted vazgeçmek, terketmek
read read read okumak
rebind rebound rebound ciltlemek
rebuild rebuilt rebuilt yeniden inşa etmek
recast recast recast yeniden dökmek, şeklini değiştirmek
redo redid redone tekrar yapmak, yeniden yapmak
re-lay re-laid re-laid yeniden döşemek, yeniden sermek
remake remade remade yeniden yapmak, tekrar yapmak
repay repaid repaid geri vermek, ödemek, aynen iade etmek
rerun reran rerun yeniden göstermek, tekrar oynatmak
resell resold resold tekrar satmak, satmak
reset reset reset ayarlamak, baştaki konuma getirmek
rethink rethought rethought yeniden düşünmek, etraflıca düşünmek
rewind rewound rewound yeniden sarmak, yeniden kurmak
rewrite rewrote rewritten yeniden, baştan yazmak
rid rid rid kurtarmak, temizlemek, kurtulmuş
ride rode ridden binmek
ring rang rung çalmak (zil)
rise rose risen doğmak (güneş)
run ran run koşmak
say said said demek
see saw seen görmek
seek sought sought aramak
sell sold sold satmak
send sent sent göndermek, yollamak
set set set koymak, yerleştirmek
sew sewed sewn/ sewed dikmek, dikiş dikmek
shake shook shaken sarsmak, elsıkmak
shear sheared shorn/ sheared kırpmak, kırkmak, makasla kesmek
shed shed shed dökmek, akıtmak, yaymak
shine shone shone parlamak
shoot shot shot vurmak (silahla)
show showed shown göstermek
shrink shrank/shrunk shrunk/shrunken çekmek, küçülmek
shut shut shut kapatmak
sing sang sung şarkı söylemek, ötmek
sink sank sunk batmak
sit sat sat oturmak
slay slew slain öldürmek, katletmek
sleep slept slept uyumak
slide slid slid kaymak
sling slung slung sapanla atmak, asmak, askıya almak
slit slit slit yarmak, kesmek
smell smelled/ smelt smelled/ smelt koklamak, koku almak
speak spoke spoken konuşmak
speed sped / speeded sped / speeded çabukgitmek, koşmak,
spell spelled/ spelt spelled/ spelt hecelemek,
spend spent spent harcamak
spill spilled/spilt spilled/spilt dökmek, saçmak
spin spun spun dönmek, döndürmek
spit spat spat tükürmek, çiselemek,
split split split yarmak, çatlatmak
spoil spoiled/ spoilt spoiled/ spoilt bozmak
spread spread spread yaymak, sermek,
spring sprang sprung sıçramak
stand stood stood (ayakta) durmak
steal stole stolen çalmak
stick stuck stuck batmak, yapışmak
sting stung stung arı gibi sokmak, batmak
stink stank/stunk stunk kokuşmak, piskokmak
strew strewed strewn/ strewed yaymak, serpmek
stride strode stridden ata biner gibi oturmak
strike (hit) struck struck/ stricken vurmak, çarpmak, isabet etmek
string strung strung takmak (tel, ip), dizmek
strive strove/ strived striven/ strived uğraşmak, çabalamak
swear swore sworn yeminetmek
sweep swept swept süpürmek
swell swelled swollen, swelled şişmek, kabarmak
swim swam swum yüzmek
swing swung swung salıncakta sallanmak
take took taken almak
teach taught taught öğretmek
tear tore torn yırtmak
tell told told söylemek, anlatmak
think thought thought düşünmek
throw threw thrown atmak
thrust thrust thrust itmek, dürtmek, sokmak
tread trod trodden, trod dans figürü yapmak, adımlamak
unbind unbound unbound çözmek, açmak
underlie underlay underlain altında olmak, temelini oluşturmak
understand understood understood anlamak
undertake undertook undertaken üstlenmek, yüklenmek
underwrite underwrote underwritten imzalamak, altına yazmak, sağlama almak,
undo undid undone açmak, sökmek, bozmak
unwind unwound unwound açmak, çözmek
uphold upheld upheld kaldırmak, tutmak
upset upset upset devirmek, alt üst etmek
wake woke / waked woken / waked uyandırmak
wear wore worn giymek
weave wove woven dokumak, örmek
wed wed/ wedded wed/ wedded evlendirmek
weep wepk wept ağlamak, gözyaşı dökmek
wet wet/ wetted wet/ wetted ıslatmak, içki ile kutlamak
win won won kazanmak
wind wound wound döndürmek, sarmak,
withdraw withdrew withdrawn çekmek, almak
wring wrung wrung burmak, döndürerek sıkmak
write wrote written yazmak

 

 

bunlarda ilginizi çekebilir:

İngilizcede sık kullanılan cümleler ve anlamları

Dil sınavlarında en çok çıkan 1000 kelime

İngilizce Deyimler

İngilizcede En Çok Kullanılan 100 Fiil

Ders Değil, İletişim Aracı: İNGİLİZCE

Örneklerle İngilizce Zamanlar

www.ingilizcedelisi.com

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız