Otantik Duygularımızın Kara Kutusu AMİGDALA

0
972

Amigdala’da kayıtlı olan duygular öğrenilmemiştir, nesillerden nesillere genetik yollarla aktarılarak bu bölgede depolanmıştır. Öğrenilmemiş olan duygular “otantik duygulardır” ve bu duyguların keşfi kişinin kendini yönetmesi için büyük bir adımdır.

Duygular, kişinin kendisi ve durumlar hakkında değerli bilgiler verir. Kişiye doğru kararlar almasında yardım eder. Duyguları iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış diye sınıflandırmamız mümkün değildir. Farklılığı yaratan bizim önceki tecrübelerimiz, yaşamdan edindiğimiz öğretiler ve yetişme tarzımızla duygularımıza yüklediğimiz anlamdır. Duygular, insanın yaşamda kalmasını sağlayan bir öneme sahiptir. Doğuştan getirdiğimiz ve öğrenilmemiş olan duygularımızı “otantik duygular” olarak tanımlarız.

Otantik duygular beyinde amigdala denen yerde depolanmışlardır. Bu duygulardan biri birleştirici, diğer dördü ayırıcı duygulardır. Birleştirici olan duygu “sevgi”, ayırıcı olan duygular “korku, üzüntü, öfke ve iğrenme”dir. Bu duyguların kayıtlı olduğu yer olan amigdala, neslin devamını sağlamak ve kişinin güven içinde yaşamasını kolaylaştırmak amacıyla vardır.

Amigdala “üzüleceğine, güvende ol” mesajı verir ve bir tetiktir. Ani tepkileri ve savunma mekanizmalarını devreye sokan yer beynin bu bölümüdür. Amigdala’dan gelen tetik sayesinde o duygunun karşılığı olan hormonlar salgılanır ve hislerimiz değişir. Dolayısıyla duygu aslında bir nörobiyolojik reaksiyondur.

Amigdala aynı zamanda alt yazıyı okumaya çalışır, yani diğer insanlarla ilgili niyet taraması yapar. Kişilerin duygularını ifade etme şeklinden ve davranışlarından onların niyetini anlamaya çalışırız ve bu niyet çerçevesinde ilişkimizin sınırlarını belirleriz.

Duygular bizim yaşam antenlerimiz, bedenimizin bize verdiği sinyallerdir. İç dünyamızda neler olup bittiğini duygularımız aracılığı ile anlarız. Duygular yaşamımızda neler olup bittiğini ifade eden ve doğrudan gözle görülür şekilde anlaşılan ifadelerdir.

Düşünceler ise bu ifadenin dolaylı olarak analizi, yorumu ve tercümesidir. Düşünce ve duygular sürekli iletişim içindedir. Bir insanın düşüncesiyle duyguları arasında uyum yoksa, bunu hemen hissederiz, amigdala bizim için bu taramayı yapar.

Yaşadığımız olayları ve ilişkide olduğumuz insanları duygularımız aracılığıyla değerlendiririz. Ancak duygular yaşadığımız bir olayın nedeni değil vesilesidir. Her insan yaşadığı durum karşısında farklı duygular hisseder ve farklı tepkiler verir. Bunun nedeni aynı olayı yaşayan kişilerin bu olaylara farklı anlamlar yüklemesidir.

Dolayısıyla kendi bakış açımızı değiştirdiğimizde ve olayları duyguların kaynağı değil vesilesi olarak gördüğümüzde duygularımızı ön loblarımızla kontrol altına almayı öğrenmiş oluruz.

Duygularını ve düşüncelerini yöneten kişi yaşamının efendisi olur…

 

yazan: İrem Erol

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız