Olumlu tutumlar olumlu sonuçlar doğurur, olumsuz tutumlar olumsuz sonuçlar doğurur.
Yaşam bir dans… Bu dansı duygu ve düşüncelerimizin tezahürü olan tutum ve davranışlarımızla ortaya koyuyoruz. İnsanlarla olan ilişkilerimizde olumlu sonuçlar almamızı sağlayan tutumlarımız olduğu gibi, ilişkilerimizin kalitesini etkileyen olumsuz tutumlar da sergileyebiliyoruz ya da bu tutumlarla karşılaşabiliyoruz. İnsan ilişkilerini kaliteli bir şekilde yönetmek ve bu dansı pozitif tutumlarla sürdürmek
bizi başarılı sonuçlara götürüyor.
İletişim kurarken 3 farklı benlik ortaya çıkıyor, hepimizin içinde anne-baba, profesyonel ve çocuk benliği var. Bu benliklerin alt tutumlarını karşımızdaki kişiden gelen mesajlara göre öne çıkarıyoruz. Anne-baba benliğinin altındaki “destek veren” ve “yardım eden” tutumları pozitif olan tutumlardır ve etkileme
ve ikna konusunda bizi desteklerler. Ancak “kurtarıcı” ve “suçlayıcı” tutumları anne-baba benliğinin negatif tutumlarıdır ve ilişkilerimizi olumsuz etkilerler. Kimse onu suçlayan ve aşırı korumacı birinden pozitif bir şekilde etkilenmez
ve bu tutumlarla sürdürülen iletişim pozitif bir yöne doğru ilerlemez.
Bir diğer benlik çocuk benliğimizdir. Bu benliğin alt tutumlarında yer alan “isyan eden çocuk” ve “boyun eğen çocuk” bizi kurban psikolojisine sokar. Bu tutumlarla iletişim kurmak ve sonuç almak oldukça güçtür. Aynı zamanda bu benliğin bir alt tutumu da “özgür çocuk”tur ve yaşama sevincimizi ifade eder. İşimizi ne kadar çok severek yaptığımız, mesleğimizden duyduğumuz coşku ve adanmışlığımız bu tutumun ürünüdür. Dolayısıyla ilişkilerimizde özgür çocuk devredeyken başarı sağlama olasılığımız diğer negatif çocuk tutumlarına nazaran daha yüksek olacaktır.
Bir diğer benlik “profesyonel”dir. İş yaşamında bu tutumun ön planda olması; kişinin olayları analiz/sentez etmesi, sorgulaması, neden-sonuç ilişkisi kurarak muhakeme yapması ve mantık çerçevesinde değerlendirmeler yapmasını sağlar. İş yaşamında profesyonel tutumun ön planda olması; bizim markamızı nasıl temsil ettiğimizi, işimizle ilgili bilgi düzeyimizi, tecrübelerimizi işe aktarma şeklimizi ve performansımızı ifade eder. Dolayısıyla profesyonel benlik başarıyı beraberinde getirir.
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi yaşam dansı bu tutumlarla yapılır. Ancak kimi zaman bu dansın ritmi
ve ahengi bozulur, işte o anda “psikolojik oyun” başlamış demektir. Psikolojik oyun negatif tutumlarla oynanır. Suçlayıcı, Kurtarıcı ve Kurban (isyan eden ve boyun eğen çocuk). Eğer bir ortamda açıklık yoksa, insanlar birbirlerini manipüle ediyor ya da başkası tarafından manipülasyona uğruyorlarsa, kinaye ve küçümseme ifadeleri ile birbirleriyle konuşuyorlarsa o ortam psikolojik oyuna çok müsaittir. Bu oyuna girmemek ve dansın ahengini bozmamak için olumlu tutumları (destek veren, yardım eden, profesyonel ve özgür çocuk) korumak önem taşır.
Unutmayın, yaşam bir dans… Bu dansın ritmine uymak ve ahengini korumak sizin elinizde…
yazan: İrem Erol